Ankara
Hindistan'da yeni tarım yasalarına karşı düzenlenen çiftçi protestolarının ardından gözlerin çevrildiği tarımcılık, toplam iş gücünün üçte birinden fazlasının bu sektörde çalışması nedeniyle ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıyor.
Dünya Bankası verilerine göre, Hindistan'da 501 milyonluk toplam iş gücünün yüzde 41,49'u tarım sektöründe çalışıyor. Bu yaklaşık 1 milyar 387 milyon olan Hindistan nüfusunun yüzde 15'inin, yani 208 milyon kişinin tarımda istihdam edildiği anlamına geliyor.
Tarım, 2019'da hayvancılık, balıkçılık ve ormancılık gibi yan sektörleriyle Hindistan gayrisafi yurt içi hasılasına (GSYİH) 459 milyar dolar katkı yaparken, tarım işçilerinin GSYİH'den paylarına düşen miktar, aileleri hesaba katılmadan sadece işçi sayısına bölündüğünde bile yıllık 2200 dolar gibi bir meblağ ile yoksulluk sınırına yaklaşıyor. Tarım işçilerinin aileleri de hesaba katıldığında hane halkının kişi başı geliri, günde 2 doların altına iniyor.
Tarım, Hindistan'ın ihracatında da önemli yer tutuyor. Dünya Bankası verilerine göre, Hindistan'ın 2019'da 546 milyar dolar toplam ihracatının 38,5 milyar dolarla yüzde 7,05'ini, 332 milyar dolarlık ticari ürün ihracatının da yüzde 11,59'unu tarım oluşturdu.
Hindistan Ticaret Bakanlığı'nın raporuna göre, 2019'da Hindistan'ın tarımsal ihracatının başını çeken ürünler arasında 7,7 milyar dolar ile pirinç ilk sırada yer aldı.
Pirinci, 6,8 milyar dolar ile deniz ürünleri, 3,6 milyar dolar ile büyükbaş eti, 3,3 milyar dolar ile baharat, 2,6 milyar dolar ile bitkisel yağlar ve yağ ürünleri, 2,1 milyar dolar ile pamuk, 1,6 milyar dolar ile taze ve kurutulmuş meyve, 1,6 milyar dolar ile taze ve kurutulmuş sebze, 1,4 milyar dolar ile şeker, 900 milyon dolar ile tahıl, 800 milyon dolar ile çay, yine 800 milyon dolar ile kahve, 600 milyon dolar ile tütün izliyor.
Geniş tarım ürünü yelpazesine sahip Hindistan bu ürünleri işleyerek satamıyor
İklim çeşitliliği, Hindistan'ın geniş tarım ürünü yelpazesine sahip olmasını sağlarken, ülkenin en büyük eksiğinin tarım ürünlerini işleyerek satamaması olduğu ifade ediliyor.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi hükümetinin 2017'de oluşturduğu 15. Finans Komisyonunun 2020 Temmuz ayında uzmanlara hazırlattığı, tarım ihracatını artırma önerileri içeren rapor, Hindistan'ın yaklaşık 156 milyon hektar ekilebilir arazisiyle dünyada ABD'den sonra ikinci sırada yer aldığını gösteriyor.
Rapora göre, Hindistan'ın 38,5 milyar dolarlık tarım ihracatı, 459 milyar dolarlık toplam tarımsal üretiminde yüzde 8,40 paya sahip. Bunun, diğer ülkelerin tarımsal üretim ve ticaret oranıyla kıyaslandığında çok düşük bir oran olduğuna işaret ediliyor. Hindistan, tarımsal ürün ihracatı bakımından dünyada Endonezya'nın ardından 13. sırada bulunuyor.
Ürettiği tarım ürünlerini işleyerek satma konusunda eksiği bulunan Hindistan, işlenmemiş kırmızı et, deniz ürünleri, sebze-meyve gibi tarım ürünlerinde yüksek pazar payına sahip. Ancak işlenmiş ürün pazarında Hindistan'ın payının çok düşük olduğu belirtiliyor.
Tarım ürünü ihracatını artırmanın önündeki engeller arasında düşük verimlilik, yüksek lojistik maliyetleri, sınırlı katma değer, ihracatta teşvik eksikliği, markalaşma ve kalite sorunları gösteriliyor.
Hindistan hükümeti, bu engelleri aşmak için tarımda reformun gerekli olduğunu, reformun hayata geçirilmesiyle üretim verimliliğinin artacağını ve 38,5 milyar dolar olan tarım ihracatının birkaç sene içinde 70 milyar dolara çıkacağını savunuyor.
Tarım reformuyla amaçlananlar
Hindistan'da eylül ayında parlamentoda kabul edilen ve çiftçilerin sert muhalefetiyle karşılanan yeni tarım yasaları, tarım ürünlerinin ticaret alanlarının kapsamını genişletiyor, ürünlerin e-ticaretine izin veriyor.
"Üretimi Teşvik ve Kolaylaştırma Yasası" olarak adlandırılan kanun eyalet hükümetlerinin, çiftçilere, tüccarlara ve e-ticaret platformlarına "dış ticaret alanında" tarım ürünlerinin ticareti için herhangi bir stopaj veya vergi koymasını yasaklıyor.
"Yetkilendirme, Koruma, Fiyat Güvencesi ve Çiftlik Hizmetleri Yasası" da çiftçilerin alıcılarla önceden belirlenmiş sözleşmelere girmeleri için fiyatlandırma dahil yasal bir çerçeve sağlıyor. Bu yasa, çiftçilere piyasadaki büyük oyuncularla anlaşma fırsatı vererek dış ticareti artırmayı hedefliyor.
Son olarak "Temel Emtia Yasası", tahıl, bakliyat, patates, soğan, tohumlar ve sıvı yağ gibi gıda maddelerini temel ürünler listesinden çıkarıyor ve bu maddelerdeki stok sınırlarını, olağanüstü durumlar dışında kaldırıyor. Bu yasayla amaçlananın, büyük süper market zincirlerinin yüklü miktarda alım yapmalarını sağlayarak çiftçileri üretime teşvik etmek ve tarımın ihracattaki payını artırmak olduğu belirtiliyor.
Çiftçiler yeni yasaları neden istemiyor
Çiftçi sendikaları, yeni yasaların, Tarımsal Ürün Piyasası Komitesinin (APMC) güvencesinde bulunan ve "Mandi" olarak adlandırılan yerel pazarların dışında tarım ürünlerinin satış ve pazarlanmasının yolunu açacağını, "Mandi" sistemini yavaş yavaş sona erdireceğini, çiftçileri şirketlerin insafına bırakacağını ve sonunda piyasadaki büyük oyunculara yem haline getireceğini savunuyor.
Çiftçiler ayrıca yasaların, tarım ürünlerinin stopajsız ve vergisiz e-ticaretini, yanı sıra "Mandi" sisteminin ortadan kalkmasıyla ürünlerin asgari destek fiyatından satın alınmasının sona ermesini teşvik edeceğine inanıyor.
Protestocu çiftçiler bu nedenle asgari destek fiyatından alımın, hükümet tarafından garanti altına alınmasını istiyor.
Hint çiftçiler, eylemlerine ancak yeni yasaların kaldırılması için parlamentoda özel bir oturum düzenlenmesi, anız yakma cezalarının kaldırılması, anız yaktıkları için tutuklanan çiftçilerin serbest bırakılması, asgari destek fiyatının ve devlet sübvansiyonunun yasal bir hak haline getirilmesi, ürünlerin asgari destek fiyatına üretim maliyetine göre yüzde 50 artış yapılması, "Mandi"lerin korunacağına dair yasal güvence verilmesi, tarımda kullanılan mazot fiyatlarında yüzde 50 indirim yapılması halinde son vereceklerini belirtiyor.
Çiftçiler, merkezi hükümetin eyaletlerin içişlerine müdahale etmemesini, çiftçi liderlerine karşı açılan tüm davaların geri çekilmesini de talep ediyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com