ANKARA - BURCU ÇALIK
Doğuştan görme engelli psikolog Şule Sepin (54), yakınlarının "bakamazsın" uyarılarına aldırmadan dünyaya getirdiği iki kızını büyük bir özveriyle büyüttü, onlarla "dört duyu organıyla dokunarak" iletişim kurdu.
Gaziantepli orta halli bir ailenin beşinci çocuğu Sepin, yaşadığı doğum travması sonucu görme engelli dünyaya geldi. İlkokulu Gaziantep Körler Okulu'nda okuyan, ardından Erenköy Kız Lisesi'ne kaynaştırma eğitimi ile devam eden Sepin, bu başarısını dershaneye gitmeden kazandığı ODTÜ Psikoloji Bölümünden mezun olarak taçlandırdı.
Eğitim hayatı yatılı okul ve yurtta geçen Sepin, mezun olduktan sonra görev yaptığı dönemin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda psikolog olarak dezavantajlı durumdaki çok sayıda insana yardım elini uzattı.
Sepin, ayrıca Altı Nokta Körler Derneği ile yürüttüğü çalışmalarla engelli bireyler için birçok projeyi hayata geçirdi.
Bu süreçte ilkokuldan beri tanıdığı görme engelli eşiyle evlenerek iki kız çocuğu dünyaya getiren Sepin, çevresindekilerin "Bu çocuklara tek başına bakamazsınız" sözlerine inat, iki kızını da büyük bir fedakarlıkla yetiştirdi.
Evli büyük kızı Başak (28) sayesinde anneanne olmanın mutluluğunu yaşayan, küçük kızı Ezgi'nin (22) spordaki başarılarıyla gururlanan Sepin, "engel" tanımayan yaşamını ve annelik sürecini anlattı.
"En güzel sevgiyi verebileceğime inandım"
İlk kızı Başak'ı dünyaya getirdiğinde ailesi de dahil birçok kişiden tepki aldığını söyleyen Şule Sepin, "Eşim de ben de görme engelli olduğumuz için aileler tek başımıza çocuk büyütemeyeceğimize inanıyorlardı. Hatta kayınvalidem, 'çocuğunuzu bana belli bir yaşa kadar verin. Büyütüp öyle geri vereyim' demişti ama biz buna karşı çıktık. Çocuklarımız bizimle büyümeliydi." dedi.
Çocuklarını büyüttüğü esnada karşısına çıkan zorlukların kendisinden değil uygulamalardaki eksikliklerden kaynaklandığını dile getiren Sepin, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
"Mesela kızlarıma ilaç içirirken çok zorlanıyorduk. Çünkü ateş düşürücüyü yarım kaşık vereceksin. Her zaman bir komşuyu uyandırmak da istemiyordum. Yabancı ülkelerde engeli olmayan annelere bile belli bir süre hemşire desteği veriliyor. Bize de bu destek verilse bu tip sorunların üstesinden çok kolay gelebiliriz. İlaç firmaları bizi düşünerek bir dozluk ilaçlar da üretse bu sorun ortadan kalkar.
Ben bir anne olarak onlara en güzel sevgiyi verebileceğime inandım. Görme engelinden dolayı onlara bakışlarınla hitap edemeyebilirsin ama diğer dört duyu organınla dokunarak, koklayarak, duyarak, konuşarak bu iletişimi tamamlayabilirsin. Biz de bunu yaptık ve çocuklarımızda da hiçbir sıkıntı olmadı. Görme engelimizi çok rahat kabullendiler."
"Diğer annelerden farklı bir iş yaptığımı düşünmüyorum"
Annelikte yaşadığı her sorunla başa çıkmanın bir yöntemini bulduğunu vurgulayan Şule Sepin, çocuklarını parka götürdüğünde uzaklaşmamaları için o esnada parkta bulunan insanlardan yardım aldığını ya da çocukları bir yeri tarif etmesini istediğinde yakınındaki bir kişiye sorduktan sonra onlara anlattığını belirtti.
Yaklaşık 8 yıl önce eşinden ayrıldığını belirten Sepin, "Diğer annelerle aramızda farklılıklar var ama aslında yaptığımız aynı. Her anne çocuğuyla oyun oynar, biz daha çok sesli oyunlar oynuyoruz. Hem çalıştım hem de çocuklarıma baktım. Önceleri bakıcı tutuyorduk sonra kreşe verdik. Yani diğer annelerden farklı bir iş yaptığımı düşünmüyorum. Sadece yöntemler farklı ama annelik, sıcaklık, sevgi duyguları aynı." diye konuştu.
Üniversite yıllarında baston kullanmayı bilmediğini ve bunun bağımsız hareketlerini geliştirdiğini anlatan Sepin, "Ben bir elimde bastonla çok rahat bir şekilde kucağımda çocuğumu taşıdım. Onlar benim için hiç engel olmadı. Kendimi hiçbir zaman 'engelliyim, şöyle olur, böyle olur' diye görmek istemedim, hep bir şeyleri aşmaya çalıştım." ifadelerini kullandı.
Sepin, tüm engelli anneler adına vatandaşlara, "Bizi abartmasınlar. 'Ne kadar çok şey başarmış ya da başaramamış' diye bakılmasın bize. Ortalama düzeyde başarabiliyoruz aslında. Önemli olan fırsatın verilmesi ve insanların da bize dayanışma ruhuyla bizi tanıyarak pozitif bakmaları." çağrısında bulundu.
"Çocuklarım bana güç veriyor"
Yolda giderken, "Sen çocuğunu nasıl büyüttün? Bakabildin mi?" gibi tavırlarla karşıya kaldığını belirten Sepin, "Sürekli 'Görme engelliler çocuklarına bakamaz, onları büyütemez' gibi bir imaj var. Çalışan anne de çocuklarına her gün bakamıyor. O da bakıcı tutuyor, ben de tutuyorum. Ama görme engelli olarak ben bakıcı tuttuğumda farklı anlaşılıyor. Halbuki bizim böyle bir şeye daha çok ihtiyacımız var." dedi.
Mesleki olarak da halen kadın sağlığı, kadının insan hakları gibi grup eğitimlerine devam ettiğini ve bir de dergi çıkardığını söyleyen Sepin, her şeyden önce anneliğin yaşamında çok önemli bir gelişme olduğunu dile getirdi.
Sepin, "Bizim evimiz, barkımız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz olabilir bunlar da önemli ama bir sıkıntı yaşadığımda geriye dönüp baktığımda 'benim iki tane servetim var, o da çocuklarım' diye düşünüyorum. Gerçekten çocuklarım bana farklı bir şekilde güç veriyor." diye konuştu.
"Çocuklar bizim engelliliğimizi çok daha kolay kabulleniyor"
Kimsenin dört dörtlük olmadığının altını çizen Sepin, "Annelikte beni en çok üzen toplumun engelli annelere karşı beslemiş olduğu olumsuz değer yargıları, tutum ve davranışlar. Beni en çok inciten bu konular. İsteyen herkes anne olabilir. Sadece dünyaya getirmek değil onları sevgiyle büyütmek, emek vermek de çok önemli, koruyucu anneler de var." ifadelerini kullandı.
Engelli annelere aile hekimlerine düzenli olarak gitme, kadın sağlığı eğitimlerine katılma, bireysel yardım almaktan çekinmeme tavsiyesinde bulunan Sepin, "Henüz anne olmamış engelli kadınlara şunu söylemek istiyorum; ben yapamam, beceremem gibi şeyleri hiç düşünmesinler. Bir çocuk dünyaya getirdiğiniz zaman bir emek vermek istiyorsunuz. Çocuğunuzun başkaları tarafından büyütülmesine kesinlikle izin vermemelisiniz. Bu, çocuklarda daha sonra çok ciddi travmalara yol açıyor." diye konuştu.
Kızlarının engelli bireylere karşı büyük bir farkındalık geliştirdiğini ve onları bu duyarlılıkla yetiştirmeyi çok önemsediğini belirten Sepin, "Aileler, genellikle çocuklarının engelli durumunu kabullenemiyor fakat çocuklar bizim engelliliğimizi çok daha kolay kabulleniyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Engelli anneler olarak, sadece özel günlerde hatırlanmak istemediklerini aktaran Sepin, farklı günlerde düzenlenen organizasyonlarda engelli annelere de yer verilmesi ve engellilerin toplumla bir bütün olarak görülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com