ADIYAMAN (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hepsi bir araya gelip seçimde bizim önümüzü kesecekler. Bu siyaset mühendisliği hesaplarıyla biz 1989'dan beri mücadele ediyoruz. Onun için de hesabı da hesap yapanı da anında tanırız." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince Adıyaman Hükümet Konağı önünde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmaya, tüm Malatyalıları selamlayarak başladı.
Dün gece Ankara'da bin 44 kişilik üniversite yurdunda gençlerle sahur yaptığını belirten Erdoğan, "Maşallah baktım gençler çok dinamik." dedi.
Erdoğan'ın "24 Haziran'da 'Vakit birlik Vakti', 'Vakit Adıyaman vakti', 'Vakit Türkiye vakti' diyerek, cumhurbaşkanlığında şahsıma, milletvekilliğinde AK Parti'ye mührü basıyor muyuz?" sorusu üzerine partililer "evet" yanıtını verdi.
"Oy namustur, oyunuza sahip çıkın" ifadesini kullanan Erdoğan, "Oyunuza sahip çıkmanız, geleceğinize sahip çıkmanızdır. Türkiye, milletimiz için hayata geçirecek projesi olan parti, kendisi için oy ister. Cumhurbaşkanlığında, mecliste ne kadar güçlü olursanız, ülkeye o kadar iyi hizmet edersiniz. Ama bugün bakıyoruz 24 Haziran için kendisine değil, başka partilere, adaylara destek isteyenler var. Ana muhalefetin partisi bir süre önce milletvekillerini pazara çıkardı. 15 milletvekilini birden paket yapıp, bir başka partiye servis etti. Ne olduğunu, nereye gittiklerini anlayamayan milletvekillerinin şaşkın yüzleri hala gözlerimin önünde." diye konuştu.
"Kendilerini saklamaya çalıştılar"
23 Nisan'da Meclise gittiğinde bu milletvekillerinin kendilerini saklamaya çalıştıklarını gördüğünü anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"O paketlendikleri partinin sıralarına bile gelmediler. Çünkü yapılan işin ne kadar utanç verici olduğunu onlar da biliyorlardı. Cumhurbaşkanı adaylığı için imzalar toplanırken, kendi adaylarını bir kenara bırakıp, başka adaylar için seçim kurulları önünde sıraya girmişlerdi. Siz sakın onların dediklerine bakmayın. Bu işin demokrasiyle alakası yok. Güya hepsi bir araya gelip, seçimde bizim önümüzü kesecekler. Bu siyaset mühendisliği hesaplarıyla, biz 1989 yılındaki ilk adaylığımızdan beri mücadele ediyoruz. Onun için de hesabı da hesap yapanı da anında tanırız.
Şimdi aynı partinin genel başkanı dahil pek çok sözcüsü 'Şu parti illa barajı geçmeli' diyerek, adeta seçmenlerini işportaya çıkarıyor. Barajı geçsin dedikleri parti bu ülkenin en eli kanlı örgütünün emrinden çıkamadığı için gerçek anlamda siyasi parti olamamış bir yapıdır. Milletvekilleri, kendilerine oy verenleri temsil etmek yerine örgütün cenaze ve silah işlerine bakıyordu. Belediye başkanları, seçildikleri yere hizmet etmek yerine devletin kendilerine tahsis ettiği aracı gereci, parayı götürüp örgüte, dağa gönderiyordu. Teşkilatları derseniz örgüt adına dağa adam toplama ve bunları adeta ölüme gönderme merkezleri haline gelmişti. Böyle bir partinin illa Mecliste olmasını ülkemizde sadece bir PKK istiyor, bir de CHP. Öyle ki yurt dışında aynı çadırın bir tarafını CHP, diğer tarafını bölücü örgütün siyasi uzantısı kullanıyor."
'Asimilasyon, inkar, bütün bu politikaları biz kaldırdık'
Adıyaman'daki kalabalığa dikkati çeken Erdoğan, "Bu manzara bile tek başına, oynanan oyunu bozmaya yeter. Bu ülkede 81 milyon vatandaşımızın tamamıyla birlikte Kürt kardeşlerimizin de temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu kadar açık söylüyorum. Niye? Benim için Türklük, Kürtlük, Lazlık, Çerkezlik öyle bir şey yok biz yaratılanı yaradandan ötürü sevdik. Türkiye'de Kürt kardeşlerimizin yoğun olarak yaşadıkları yerlere en büyük hizmeti biz götürdük. Kültürel ve sosyal haklar konusundaki tüm yasakları biz kaldırdık, tüm engelleri biz kaldırdık. Asimilasyon, inkar, bütün bu politikaları biz kaldırdık." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'de artık hiç kimsenin kökeni, inancı ve sosyal statüsünden dolayı itilip kakılmadığını, horlanmadığını ve ikinci sınıf muamele görmediğini söyledi.
Terör örgütünün güdümündeki partinin, istismarını yaptıkları bölgelerde dikilmiş bir ağacı ve üst üste konmuş bir tuğlaları bulunmadığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şimdi cezaevinden aday olan bu zat, ziyaret etmiş. Muharrem, Sayın Muharrem, ince ince Edirne'ye gittin. Peki bu Diyarbakır'da yapılan 7 Haziran seçiminden sonra bu ziyaret ettiğin şahıs değil miydi 53 tane benim Kürt kardeşimin ölümüne neden olan? Ya sen hangi akla hizmet ediyorsun. Neymiş, 'adaymış', 'serbest bırakılması gerekiyormuş.' Sen ne diyorsun ya? Neyi serbest bırakıyorsun? Şu anda bu ülkede hukuk var, yargı var. 53 tane benim Kürt kardeşimi bunlar, orada öldürdüler ve ondan sonra da 'biz asla kimseyi öldürmedik' diyorlar. Bırakın bu yalanları, Yasin Börü'nün, oradaki kardeşlerimizin hesabını veremezsiniz. Yargı, hukuk, adalet tecelli edecektir. Gereği neyse o olacaktır. Bunlar sadece ve sadece mezar taşı dikmeyi bilirler. 6-7 Ekim 2014 tarihinde vatandaşlarımızı sokağa çağırıp, insanlarımızı birbirine kırdıranlar bunlar değil miydi? Şimdi cezaevinden esip yağan zatın elinde 53 vatandaşımızın kanı var."
"Kafalarındaki 40 tilki artık 24 Haziran'da başka yere kaçacak"
Erdoğan, 2015 seçimlerinde meclise giren bu partinin çukur eylemlerindeki 300'ün üzerinde vatandaşın ölümünden sorumlu olduğunu ve yakıp yıkmadık yer bırakmayan teröristlerin arkasında da bu partinin durduğunu aktardı.
Erdoğan, CHP'nin bu partiyi meclise sokmak için seçmenlerini yönlendirdiğini belirterek, "Atalarımız demiş ki 'Tarlada işi olmayanın harmanında yüzü olmaz.' Sahada seçmenini ona buna peşkeş çeken bir partinin, ülkenin yönetiminde iddiası zaten yok demektir. Kafalarındaki 40 tilki artık 24 Haziran'da başka yere kaçacak. Yakında bunların hepsinin de kuyrukları birbirine dolanacak." diye konuştu.
"Biz icazeti halkımızdan aldık, Pensilvanya'dan değil"
Erdoğan, cumhurbaşkanının sadece ülkeyi temsil etmekle kalmayacağına artık kendi hükümetiyle bilfiil ülkeyi yöneteceğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı adaylarına işaret eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanı adaylarına bakıyoruz, bir kısmını zaten hiç zikretmiyorum, onlar cumhurbaşkanlığına değil sadece isimlerini oy pusulalarına veya oy pusulasına yazdırmaya aday. Geriye kala kala ana muhalefet partisinin adayı kalıyor. Onu da bir süredir meydanlarda, televizyonlarda seyrediyorsunuz. Aslında komik bir adam. Kimi zaman yalan dolanla kimi zaman atıp tutarak insana hoş vakit geçirtiyor. Ama asıl soru şu, böyle kişiye ülkenin yönetimi emanet edilir mi?" ifadesini kullandı.
Türkiye'yi yönetmenin çırakların değil, baş ustanın işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi çıkmış, 'AK Parti'yi kurarken ben Pensilvanya'dan icazet almışım. 'Ne dedim? 'Sayın Muharrem, bak iddiayı ispat, iddia sahibine aittir. Ben, Pensilvanya'dan icazet almışsam bunu ispat etmek senin görevin. İspat edemezsen namertsin' dedim. Şu ana kadar bir ses var mı? Tuttu, bir kitaptan bir satır. O kitabın yazarı da 'bu, somut bir şey değil, soyut bir şeydi. Dolayısıyla katılmıyorum.' dedi. Böyle yalan olur mu?
Başındaki adam, Sayın Kılıçdaroğlu, o zaten bir yalancı, bu da onun yanında çırak, o da bir yalancı. Benim halkıma sesleniyorum; ey milletim, aziz milletim. Benim bu güzel ülkemi yalanla dolanla siyaset yapanlara mı teslim edeceksiniz? Şimdi kendisine dava açtım, yargıda hesabını versin çünkü kendimden şüphem yok. Ben icazeti nereden aldım biliyor musunuz? Cezaevinden çıktım, 42 bin donörle kamuoyu araştırması yaptım. O araştırmadan sonra halkım bize 'bir parti kurmanız lazım' dedi. Halkım emretti, partimizi kurduk. Biz icazeti halkımızdan aldık, Pensilvanya'dan değil. Onun için haddini bil, kiminle ne konuşacağını çok iyi bil. Erdoğan'a yalan atfedemezsin. Şimdi mahkemede hesabını ver. Hiç bu tür yalanlarla bu yola gidilir mi?"