İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’nde köşesinde güvenlik güçlerine ilk kez "PKK elebaşılarını yakalayın" emrinin verildiğini ve tepedeki isimler için çemberin daralmaya başladığını yazdı.
Batuhan Yaşar’ın “O talimat.. Karayılan ve Bayık için çember daralıyor...” başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:
Terör örgütü PKK’nın şehirlerden kazınmasının ardından terörle mücadelede yeni bir sayfa açıldığına kesin gözüyle bakabiliriz. PKK terörünün kucağımıza bırakıldığı 1984 yılından beri Türkiye farklı konseptlerde hep mücadele etti. Ama önceki yıllardan farklı olarak son dönemde geride hiçbir boşluk bırakılmadan, direk PKK terörünün üzerine gidiliyor. Suriye’deki olumsuz gelişmelere rağmen, PKK şehirlerden 6 ayda temizledi. İstihbarat raporlarına göre, PKK şehir savaşlarını 6 yıla yayacak, ardından ülkeyi iç savaşa sürükleyecekti. Ama olmadı. Başaramadılar. Çünkü hiçbir dönemde asker, polis ve istihbarat bu denli senkronizasyon içinde olmamıştı. Öyle ki geçmişte hatırlarsınız bu üçlü âdeta birbirine tuzaklar kuruyordu. Ama 22 Temmuz 2015’ten bu yana PKK’nın üzerine birlikte el ele, omuz omuza gidiyorlar. Bu yazıda aslında Cerablus ve Fırat’ın batısındaki gelişmeler olacaktı. Ancak kaynaklarımızla konuşurken çok önemli ve gazeteci tabiriyle manşetlik gelişmelerle karşılaştık. Güvenlik kaynaklarından elde ettiğimiz bu önemli bilgileri ara başlıklarla paylaşmak istiyorum: Yakalayın talimatı: Özellikle 1990’lı yıllarda terörle mücadele edilirken mutlaka eksik bırakılan bir şeyler olurdu. Deyim yerindeyse kaş yapılırken âdeta göz çıkartılırdı. Devletin her yeni hamlesinin ardından bölge halkı PKK’ya biraz daha yaklaştırıldı. Devlet, bölge halkı ile arasına kalın ve yüksek duvarlar örmekten hiç vazgeçmezdi. Terörle mücadelede işin ya güvenlik veya sosyal, kültürel, ekonomik boyutu öne çıkarıldı. Balans hiçbir zaman sağlanamadı. PKK her defasında daha da güçlenerek karşımıza çıktı ve canımızı daha çok yaktı. Ama son dönemde her şey sil baştan ele alındı. Ezberler bozuldu, bütün boşluklar dolduruldu. ‘Şu da yapılsaydı’ denebilecek en ufak ayrıntı bile bırakılmadı. ‘Mesela’ mı diyorsunuz; Şöyle, 1984 yılından bu yana ilk defa güvenlik güçlerine PKK’nın üst düzey yöneticileri ile ilgili yakalama talimatı yazılı olarak verildi. Talimatın veriliş tarihi Eylül 2015. Bu çok hassas bir durum. Bu talimat bile artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını gösteriyor. Daha önce böyle bir talimatın olması ‘PKK’nın üst düzey yöneticilerini yakalamayın’ anlamına tabii ki gelmiyor. Geçmişte bu tür girişimler hep oldu. Ama bu defa hiçbir şey şansa bırakılmıyor.. Talimatsa talimat, yazılı emirse yazılı emir.. Özetle, devletin ve hükümetin terörle mücadeledeki sıkı duruşunu gösteriyor. Fehman Hüseyin’e 2 operasyon: Ulaştığımız bilgilerde ilginç ayrıntılar var. ‘Bahoz Erdal’ kod adıyla bilinen Fehman Hüseyin’e yönelik 2 operasyon yapıldı. Birincisinden son anda kaçtı. İkincisinden de yaralı olarak kurtuldu. Çekirge bir sıçrar.. İki sıçrar.. Murat Karayılan ve Cemil Bayık için çember giderek daralıyor. Duran Kalkan için de aynı şeyleri söylemek mümkün. Şimdi diyeceksiniz ki Amerika, Usame bin Ladin’i Afganistan’da 10 yılda zor buldu. Önemli değil. Önemli olan bir yerden başlanması. Bu işler hiç ama hiç belli olmaz. Bir bakarsınız işlem tamam... Ev ev istihbarat: Tekrar tekrar yazmak gerekli. Asker ve polis inanılmaz bir başarıya imza attı. Ama bu başarının ardından müthiş bir istihbarat desteği de vardı. Öyle ki, askere, polise ev ev istihbarat verildi. Teröristler nerede, silahlar nerede hepsi bütün detaylarıyla ortaya konuldu. PKK neye uğradığını şaşırdı. İşte size başka bir örnek: PKK’nın sığınakları ve cephanelikleri genellikle Gara ve Hakurk bölgesindedir. Bunların yerini dost ve müttefiklerimiz de dahil herkes bilir bir tek Türkiye bilmez. Hatta ‘dağ taş bombalanıyor’ sözü bu yüzden çıkmıştır. Türkiye eskiden kendisine gösterilen kadarını bilirdi. Sonra da işte ‘yok orayı, burayı BBG evi gibi izliyoruz’ lafları edilirdi. Büyük resimdekileri ancak, millî imkânlar gelişince görebildik. PKK o denli kendisine güveniyordu ki. Mesela MİT, o Hakurk’taki, Gara’daki cephaneliğin yerini nasıl bilebilirdi. Ama artık işler PKK’nın o eskiden bildiği gibi değildi. Kuzey Irak’taki ana cephanelik, içinde 50 PKK’lı teröristle birlikte imha edildi. Hani şu vurulduktan sonra daha büyük patlamaların 2 saat boyunca sürdüğü görüntüleri unutmamışsınızdır. (PKK’nın Kuzey Irak’taki en büyük cephaneliği vuruldu. Gara Eylül 2015) SİB’den anlık istihbarat paylaşımı: Genelkurmay istihbaratı olarak bilinen GES yani Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı MİT’e devredilmişti hatırlarsınız. O GES teknik anlamda da fiziki anlamda da kendisini ikiye hatta üçe katladı. Adı da SİB oldu. Yani Millî İstihbarat Teşkilatı Sinyal İstihbarat Başkanlığı. Askerler çalışmaya devam ediyor. İşler öyle hiç birilerinin yazıp çizdiği gibi değil. Şöyle oluyor; İstihbarat mı alındı, yeni bir bilgi mi geldi öyle müsteşar, müsteşar yardımcıları imzalasın, öyle gönderelim gibi durumlar yok. Ne alındıysa hoop hemen askerle paylaşılıyor. Anlık olarak.. Burası önemli daha iyi anlaşılması için tekrar edelim, öyle izin alınsın, imza verilsin işi yok. Bilgi anlık ve anında askerin elinde. Hepimizin içinden geçtiğimiz bu zor dönemde güzel şeyleri duymaya ihtiyacı var.. Daha iyi olacak...
dikGAZETE.com