TBMM Başkan Vekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, “Neymiş Devlet Bey Sayın Genel Başkanımız Milliyetçi Hareket Partisi’nin lideri HDP ile görüşüyormuş. Şimdi iki laf etmek farz oldu. HDP ile MHP’nin görüşmesi imkansız. HDP ile MHP’nin yan yan
TBMM Başkan Vekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, “Neymiş Devlet Bey Sayın Genel Başkanımız Milliyetçi Hareket Partisi’nin lideri HDP ile görüşüyormuş. Şimdi iki laf etmek farz oldu. HDP ile MHP’nin görüşmesi imkansız. HDP ile MHP’nin yan yana gelişinin mümkünatı yok” dedi.
Akşener, partisinin düzenlediği Bilecik mitinginde 7 Haziran seçimlerine sayılı günler kaldığını ve kendisinin samimi bir hayvan sever olduğunu belirtti. Akşener, “7 Haziranda seçime gidiyoruz durum nedir? Sandık fareleri burada da var mı? O sandık farelerine ne yapılacağını biliyor muyuz? Kedi trafoya gizlice giriyor ama ben samimi bir hayvan severim. Çok ciddi bir kedi severim. Kedilere iftira atıyorlar. 2 ayaklı kediler var. Burada da var mı? Yandılar çünkü 2 ayaklı kedilerin karşısında Bozkurtlar var, Asenalar var. Fareler zaten kaçar” dedi.
Kendisinin pek çok seçim gördüğünü anlatan Akşener sözlerine şöyle devam etti.
“Bu seçimlerin hiç birinde bugünkü kadar ahlakın yerle bir edildiği iftiraların günlük konuşma haline geldiği, hiç bir döneme rastlamadım görmedim bilmiyorum, benim yaşımdakilerde aynı fikirdedir. Eskiden seçimlere siyasetçiler partileri adına projelerini anlatırlar işsizler için ne yapacaklarını yolsuzlar için ne yapacaklarını hasta ücretleri için ne yapacaklarını işsizliği nasıl engelleyeceklerini yoksul ailelere neler yapacaklarını sonuç itibari ile gündelik hayatta insanların neye ihtiyacı varsa ona yönelik açıklamalar yaparlardı. Siz bilmezsiniz de onlar bilir. Yani yaşlılar bilir. Sonra seçimler seçmenin düğünü gibi şöleni gibi bayramı gibi olur insanlar en güzel kıyafetlerini giyerler oylarını kullanırlar. Bir siyasi parti iktidar olur diğer siyasi partilerde muhalefet olurdu. İktidar partileri hizmet etmeye çalışır muhalefet partileri o hizmeti denetlemeye gayret ederdi. Bu seçimlere giderken enteresan bir şey oluyor”.
“BİR TARAFTA CUMBABA BİR TARAFTA BAŞBAKAN”
Akşener Bilecik’te partililere muhalefet partilerinin liderleri de miting yaptıklarını ve kendisinin en çok televizyonculara üzüldüğünü belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi Milliyetçi Hareket Partisi adına konuşmak durumunda olduğum için diğer siyasi partilerden bahsetmiyorum ama bütün muhalefetin genel başkanları başta bizim genel başkanımız olmak üzere rakibi normal olarak Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu olması gerekirken Sayın Devlet Bahçeli’nin rekabet ettiği cumhurun başı. Seçimle iş başına gelmiş anayasa maddesine göre mecliste yemin etmiş o mecliste ben vardım. Dedi ki: "Aziz Türk milletinin ve Türk tarihinin önünde tarafsız kalacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim" dedi. Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanını kendisi seçti, başbakanlığa kendi getirdi. Seçimlerde herhalde Sayın Davutoğlu’nun performansını beğenmedi. Arkadaşlar şahitti. Muhalefet partilerinin liderleri de miting yapıyorlar. Ben en çok televizyonlara üzülüyorum. Hangi birisini versin, bir tarafta Cumbaba bir tarafta Başbakan. Bizim bu Cumhurbaşkanı zamanında başbakandı ya yurt dışında bir konuşma yapıyor. Şöyle diyor. Diyor ki, “Benim eşim Türk değil Arap, bende Rizeliyim. Adama sordum dedim ki muhterem Cumhurbaşkanı diyor ki ben Rizeliyim. Rize başka bir yer midir? O dedi ki yok “Rize Türkiye’nin sınırları içindedir” ama bu arkadaş Potemyalı, Potemyalı. Şimdi onun için soruyorum. Ey Bilecikli, hanımefendiler, gençler anladınız siz onu”.
“BEN EN ÇOK TELEVİZYONLARA ÜZÜLÜYORUM. HANGİ BİRİSİNİ VERSİN”
Akşener konuşmasının sonunda, MHP’nin “Müzakere masasını iş başına gelir gelmez ortadan kaldıracağım” sözünün üzerine bir uzun bir kısa aşağı indiklerini belirterek, “Amaç ne, MHP genel başkanına MHP yöneticilerine iftira etmek. Neymiş Devlet Bey Sayın Genel Başkanımız Milliyetçi Hareket Partisi’nin lideri HDP ile görüşüyormuş. Önce deli saçması dedik. Ama deli saçmasını her gün tekrarlamaya başladılar. Önce uzun sonra kısa, önce uzun sonra kısa, önce uzun sonra kısa tekrarladılar. Şimdi iki laf etmek farz oldu. HDP ile MHP’nin görüşmesi imkansız. HDP ile MHP’nin yan yana gelişinin mümkünatı yok. Arada bir saatte doğruyu gösterirmiş ya Sayın Arınç dedi ki, “Bir seçmenseniz masa ortadan kalkar”. MHP’yi getirirseniz masa ortadan kalkar. Masa dediği ne yıkım masası, masa dediği ne müzakere masası. Şimdi biri bunu diyor. Cumhurbaşkanı bu Mehape, Mehape var ya işte bunlar Hadepeyle görüşüyor. Allah’tan kork, yalandan burnun uzayacak. Bizim genel başkanımız dedi ki 2010 yılında bunlar PKK ile görüşüyor. Görüşen şerefsizdir dedi, sonra cümbür cemaat görüştükleri ortaya çıktı. Milliyetçi Hareket Partisi geliyor. Milliyetçi Hareket Partisi büyüyor. Ne yapmak lazım. onların çözüm dediği, bizim yıkım dediğimiz bu sürece yönelikte Türkiye’nin yüzde 77 oranı buna hayır diyor. MHP’ye oy veren seçmenin de yüzde 100’ü hayır diyor. Bu masaya hayır diyor. Devletin başına devlet gelecek” dedi.