Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasa, TBMM İç Tüzüğü ve reformlar kapsamında Sırbistan ziyareti sonrası Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin Genel Başkanları ile görüşmek üzere randevu talebinde bulunmuştu. Davutoğlu'nun 30 Aralık Çarşamba günü saat 13.00'te CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aynı gün içerisinde saat 16.00'da ise HDP genel başkanlarıyla görüşeceği açıklanmıştı. Davutoğlu'nun HDP ile yapacağı görüşmeye ilişkin Başbakanlık Basın Müşavirliği'nden yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, "Sayın Başbakanımız 1 Kasım seçimlerinin ardından dört yıllık istikrar döneminde milletimizin beklediği köklü reformları, tüm kesimlerle diyalog içinde gerçekleştirebilmek için kapsamlı bir görüşme süreci başlatmıştır. Kendisinin hiçbir fark gözetmeden ülkemizdeki her görüş ve fikirden sivil toplum örgütleri, aydınlar, işçi-işveren temsilcileri ile diyaloga verdiği önem saygıdeğer kamuoyunun malumudur. Bu çerçevede 7 Haziran seçimlerinin ardından da benzer bir sürecin takip edildiği, ülkemizi çok daha ileri bir seviyeye ulaştırmak için ortak akla ulaşmak amacıyla mecliste grubu bulunan tüm siyasi partiler de dahil detaylı bir uzlaşma süreci yürütüldüğü hafızalardadır" denildi.
1 Kasım seçimlerinden sonra da Davutoğlu'nun, 47.8 milyon geçerli oyun 23.6 milyonunun oyunu almış güçlü bir tek başına iktidar süreci başlamış olmasına rağmen demokrasi kültürüne saygı ve uzlaşmaya verdiği önem sebebiyle yine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan tüm siyasi parti genel başkanlarından ayrım yapmaksızın randevu talebinde bulunduğu hatırlatılan açıklamada, "Meclisin ve ülkenin önünde başta Yeni Anayasa olmak üzere gerçekleştirilmesi gereken önemli reformlar, meclis içtüzüğü ve bütçe konuları bulunmaktadır. Türk siyasi hayatında yeni bir gelenek tesis etmek için başlatılan bu süreç, uzlaşma kültürünü hakim kılmak için bir şanstır. Bu talep tüm siyasi partilere oy veren vatandaşlarımızın demokratik tercihlerine saygının da bir sonucudur. Ancak, son bir hafta içinde, HDP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar, bu anlayış ile taban tabana zıt, ülkeyi kutuplaştırmayı amaçlayan, asgari siyasi nezaketten uzak, milletimizin birlikte yaşama yönündeki kadim kültürü ile bağdaşmayan, çatışma ve gerilimden medet uman sığ bir siyasi tutumun yansımasıdır. Bu yaklaşım ile HDP yöneticileri siyaseti sorun çözme aracı olarak değerlendirecek bir siyasi olgunluğa sahip olmadıklarını bir kez daha ortaya koymuşlardır. Bu üslupsuz yaklaşımla görüşmenin, aynı masayı paylaşmanın anlamı kalmamıştır. Tüm bu süreç son derece şeffaf bir şekilde kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşmiştir" ifadelerine yer verildi.
"TERÖRLE MÜCADELE SÜRECİ, KESİNLİKLE PAZARLIK KONUSU DEĞİLDİR"
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan algının tersine Sayın Başbakanımızın görüşme talebi asla terörle mücadeledeki kararlı tutumu tartıştırmak değildir. Ülkemizin ve milletimizin huzuru ve refahı için yürüttüğümüz terörle mücadele süreci, kesinlikle pazarlık konusu değildir. Güvenlik güçlerimiz bu hedef doğrultusunda kararlı bir mücadele yürütürken, ilgili bakanlarımız ve kurumlarımız da, vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için fedakâr bir çaba içerisindedirler. Milletimizi arkaik anlayışlarla; anti-demokratik, baskıcı söylemlerle ve silah tehdidi ile sindirmeye dönük eylemler içindeki tüm terör örgütleri ile mücadele kesintisiz devam edecektir.Sayın Başbakanımız ayak basmadık il bırakmadığı yurdumuzda aziz milletimizin tüm ‘çay ikramı’ davetlerini tereddütsüz kabul etmiş, gönlü geniş Anadolu insanının misafirperverliğinin simgesi olan bu daveti asla geri çevirmemiştir. Bu kültürle bağını koparmış kişilerle bu anlamda yürütülecek bir diyalog ortamı bulunmamaktadır. Yüce milletimizin desteği ve duası yegane dayanağımızdır."
ENİSE YAPAR
dikGAZETE