AYDIN - Ferdi Uzun
Ömrünün 50 yılını ahşaba adayan 60 yaşındaki Ali Ateş, Aydın'ın Söke ilçesinde kendisine özgü atölyesinde ele emeği ürünler yapıyor. Yoldan geçenlerin durup ürünlerini satın aldığı ahşap ustası, geçimini de bu şekilde sağlıyor.
Ankara'da ağabeyiyle uzun seneler koltuk döşemeciliği ve ahşap oymacılığı yapan Ateş, o dönem bulunduğu sosyal ortamdan uzaklaşmak için 1988'de İzmir'e yerleşti.
Bir süre başkasının yanında çalışan evli ve 4 çocuk babası Ateş, daha sonra kendi işini kurdu ve ahşaptan hediyelik eşya üretmeye devam etti.
Yoğun iş temposu ve kalabalık kent hayatından sıkılan Ateş, 8 yıl önce ani bir kararla ailesini de geride bırakarak tek başına Aydın'ın Söke ilçesinde karayolu kenarındaki boş araziye atölyesini kurdu. Kapısı, penceresi ve duvarı olmayan üstü açık atölye ve barınma için 5 metrekare büyüklüğünde tahtadan kulübe yapan Ateş, ilginç yaşam biçimiyle görenleri bir hayli şaşırtıyor.
Ayda birkaç kez İzmir'de yaşayan ailesinin yanına giden, zamanını ahşaptan hediyelik eşyalar yaparak geçiren Ateş, "Dabbe Antik" adını verdiği atölyesinde farklı bir hayat sürüyor.
Giyimi, kuşamı ve yaşamıyla roman kahramanı Robinson Crusoe'u andıran Ateş, bir daha şehir hayatına dönmemeye de kararlı gözüküyor.
"Doğayla iç içe yalnız yaşamaya karar verdim"Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hareketli bir yaşam sonrası ailesini de geride bırakarak yalnız bir hayatı tercih ettiğini söyledi. Bundan 8 yıl önce Söke'ye yerleşmeye karar verdiğini anlatan Ateş, şöyle konuştu:
"Yaşamımın en kötü yıllarını Ankara'da geçirdim. İzmir'e geldiğimde de farklı bir arkadaş çevrem vardı. Bir türlü onlardan kopamıyordum. 'Burayı terk edeceğim.' diyerek şehirden ayrıldım. Aydın-Söke karayolu kenarında bir atölye kurdum. İzmir'de kalabalıktan ve yoğunluktan sıkılmıştım. Doğayla iç içe yalnız yaşamaya karar verdim. 8 yıldır bu şekilde çalışıyorum. Arada bir İzmir'e ailemin yanına gidiyorum. Bana diyorlar ki 'Sen kime emanet edip de gidiyorsun?' Ben bunları Allah'a emanet edip gidiyorum. Bu da tevekkülün en güzelidir."
Üstü açık atölyenin yanına 5 metrekare büyüklüğünde tahtadan kulübe yaptığını dile getiren Ateş, burada el emeğiyle eşyalar ürettiğini vurguladı.
Sevdiği işi yaptığı için mutlu olduğunu ifade eden Ateş, "Dışarıdan bakıldığında sefil bir hayat ama bana göre saray. Yoldan geçenler atölyeyi ve benim yaşantımı merak edip geliyor. Tezgahın başına geçtiğimde kendimi buluyorum. Yetinmeyi bilmek çok önemli." diye konuştu.
Ateş, ürünlerin tamamını yoldan geçip kendisine uğrayan müşterilerine sattığını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com