Trabzon
Kahramanmaraş merkezli, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde Bellur'un yalnız yaşadığı Defne ilçesine bağlı Sümerler Mahallesi'ndeki evi yıkıldı. Beton bloğun üzerine düşmesi sonucu vücudunun bir bölümü darbe alan Bellur, mahallenin gençlerinin yardımıyla enkazdan çıkarıldı.
Tedavisi sahra hastanesinde yapılan 59 yaşındaki Bellur, daha sonra evleri yıkılan kardeşi, gelini ve yeğeni ile Trabzon'da önce otele, ardından da Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Doğu Karadeniz Kız Öğrenci Yurdu'na yerleştirildi.
Günlerini örgü örerek, kendisine kıyafet dikerek, kitap okuyarak ve çiçeklerle ilgilenerek geçiren Bellur, Hatay'ın eski günlerine kavuşmasını bekliyor.
"Beni ve komşularımı evin enkazından mahallenin gençleri kurtardılar"
Edibe Bellur, AA muhabirine, "büyük bir acı" olarak tanımladığı depremde yaşadıklarını unutamadığını söyledi.
Deprem gecesi bir türlü uyuyamadığını anlatan Bellur, "Deprem öncesi patlamaya benzer bir ses duydum. Dünya sallanmaya başladı, üç adım attım hala deprem devam ediyordu. Depremin şiddeti arttıkça dışarıdan komşularımın çöken evlerinin sesi geliyordu. Rafta bulunan her şey düştü, tarifi olmayan korkutucu bir ses çıktı." dedi.
Bellur, salon duvarının patladığını, ardından da alt kata düştüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Büyük bir taş belime geldi. Ayakta zor duruyordum, bina yan yattı. Komşumun kızına seslendim, bana yardım ettiler. Beni ve komşularımı evin enkazından mahallenin gençleri kurtardılar. Pencerelerdeki perdeleri birbirine, sonra da yatağın ayağına bağladım. Gençler de getirdikleri merdiveni duvara dayadı, komşularım perdelere tutunarak aşağı indi. Sıra bana gelince inemeyeceğimi düşünerek, 'Beni bırakın gidin' dememe rağmen, beni bırakmadılar. O gece gençler aralarında koordine olarak, dron uçurup mahalledeki insanlara yardım etmek için merdivenlerle koştular."
Kaldığı yurtta kendisini evinde gibi hissettiğini dile getiren Bellur, yetkililere kendilerine kucak açtıkları için teşekkür etti.
Bellur, Hatay'ın unutulmaya yüz tutan el sanatlarından, buğday sapı örücülüğü olarak da bilinen bitkisel sini örücülüğünü annesinden öğrendiğini, geçimini de bir bölümünü atölyeye çevirdiği evinde yaptığı hediyelik eşyaları satarak sağladığını aktardı.
"Bu süreci tamamlayıp yurduma, Hatay'ıma, Defne ilçesine, yuvama dönmek istiyorum"
Hatay yöresinde "tıbayka", "tıbak" ve "cimem" adıyla bilinen sanatını çok sevdiğini ve bundan sonra da devam ettirmek istediğinin altını çizen Bellur, şunları kaydetti:
"Geri kalan hayatımı, Hatay'da sanatıma devam ederek yaşamak istiyorum. Güzel insanları Hatay'da görme isteğim var. Bu süreci tamamlayıp, yurduma, Hatay'ıma, Defne ilçesine, yuvama dönmek istiyorum. Bir sanatkar olarak bu zamana kadar çok yer gezdim ama Doğu Karadeniz benim için apayrı önemi olan bir yerdi. Uzun yıllar televizyonda buranın iklimini, insanlarını ve müziğini dinledim. 2023'ü kendime, 'gezi yılı' ilan etmiştim ama bu şekilde Trabzon'a geleceğimi düşünmemiştim. Yüreğim çok yanıyor, Allah hepimizin yardımcısı olsun. Hatay 7 defa yıkılmış bir il, bu 8 oldu. İnşallah hem Hatay'ı hem de diğer illeri ayağa kaldırırız, bütün insanlara Allah şifa versin."
Bellur, çiçekleri çok sevdiğini ifade ederek, "Bitkiler bana yaşama sevinci, umut veriyor. Yurdun bahçesinden alıp saksılara diktiğim çiçeklerin önüne, Trabzon'a geldiğim 3 Mart tarihini yazdığım notu koydum. 6 Şubat bizi ağlatırken, 3 Mart tarihi de bizlere karşı duyarlı olan, umut veren çevrenin desteklerini hatırlatıyor." dedi.
Yurttaki görevlilerden temin ettiği malzemelerle kendisine kıyafet diken Bellur, "Kendime polardan kıyafetler diktim. Zamanı değerlendirmek adına günlük tutmaya başladım, dikiş dikiyorum, örgü örüyorum, komşularımla sohbet ediyorum. Sosyal birimlerdeki görevlilere gidiyorum. Günlerimiz çok sosyal geçiyor." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com