Çevre-Hayat

Hastalarına şifa verirken sanatıyla da ruhları besliyor

Eurovision Şarkı Yarışması'nda 2000 yılında eşi Pınar Ayhan ile birlikte Türkiye'yi temsil eden tıp doktoru Prof. Dr. Sühan Ayhan, bir yandan hastalarına şifa verirken diğer yandan gitarıyla ruhları besliyor.

Hastalarına şifa verirken sanatıyla da ruhları besliyor
13-03-2018 00:32

ANKARA - Yeşim Sert Karaaslan

Eurovision Şarkı Yarışması'nda eşi Pınar Ayhan ile birlikte Türkiye'yi temsil eden Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sühan Ayhan, bir yandan hastalarına şifa verirken diğer yandan gitarıyla ruhları besliyor.

Eurovision'da Türkiye'ye 2000 yılında 10'unculuk getirdikleri "Yorgunum Anla" isimli şarkının ardından tıpta yoğunlaşan Ayhan, şimdi de eşi Pınar Ayhan tarafından sahneye konulan "Orada Duruverseydi Zaman-Kemal" isimli müzikal belgeselde sahnenin arkasında yer alıyor.

Prof. Dr. Ayhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesinde tıp doktorları bulunduğu için çocukluğundan itibaren her zaman hekimlikle iç içe olduğunu söyledi.

Bulunduğu sosyal çevreden aldığı kazanımlarla meslek tercihinde tıp fakültesine doğru yöneldiğini anlatan Ayhan, ortaokul yıllarında içinde büyüyen bir müzikal yetenek olduğunu fark ettiğini dile getirdii. Ayhan, Atatürk Anadolu Lisesi'nde yoğun bir müzik eğitimi verildiğini, öğrencilerin okula gitarlarıyla geldiğini ifade ederek, "Fransızca derslerine girdim. Arkadaşlarım, gitarlarıyla okula geliyordu. Pencere pervazları gitarlarla doluyordu. Ben de arkadaşlarımın gitarını alarak çalmaya başladım ve babamdan gitar istedim. Bir gitar aldık ve ben çalmaya başladım." diye konuştu.

Tatil döneminde yazlıktaki arkadaşlarının da gitar çalmaya başlamasıyla müziğin hayatının içine yerleştiğini aktaran Ayhan, üniversite döneminde grup oluşturduklarını ve konserler vermeye başladıklarını belirtti. Ayhan, uzmanlık eğitimi döneminde nöbetlerinden arda kalan iki günde de grup arkadaşları Selim Öncel ve Orkun Yazgan'la birlikte sahne aldıklarını anlatarak, bir yandan müzik bir yandan cerrah olabilmek için meslek aşkının devam ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Ayhan, eşi Pınar Ayhan ile birlikteliklerinin de müzikle başladığını belirterek, Orkun Yazgan'ın bir arkadaşının Eurovision Şarkı Yarışması'nın Türkiye finaline kaldığını vurgulayarak, ona vokal yapması isteğinde bulunduğunu ifade etti. Eurovision'a katılma hayalinin kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"1996 yılında yarışmaya vokal olarak katıldık. Diğer bir doktor arkadaşım Erdinç Tunç da besteci ve o da yarışmacıydı. Bestelediği şarkıyı Pınar'ın söylediğini belirtti. Provaların yapıldığı Arı Stüdyosunda Pınar ile tanıştık ve o seçmelerde Pınar ikinci oldu. Biz, dereceye giremedik ama benim en büyük kazancım Pınar oldu. Müzik, bana Pınar'ı kazandırdı. Bu sefer 1997'de yarışmaya Pınar'ın vokalisti olarak katıldık ve ikinci olduk.

Sonra Amerika'ya gittik ve orada da beste yapmaya devam ettik. Türkiye'ye döndüğümüzde orada yaptığımız bestelerden ikisini Eurovision Şarkı Yarışması'na gönderdik. Bunlardan biri finale kaldı. Oğlumuz Yankı doğduktan 3 hafta sonra finale kaldık. Pınar, lohusaydı ve finalde birincilik aldık. Yıllardır hayalini kurduğumuz yere gelmiştik. Türkiye'yi temsil edecektik. Kucağımızda oğlumuz Yankı ile birlikte yarışma için hazırlıklara başladık."

"Türkiye'yi temsil etmek gerçek bir gurur"

Hazırlıkların tamamlanmasının ardından 13 Mayıs 2000'de düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil ettiklerini ve 59 puanla 10. olduklarını anımsatan Ayhan, "Ben o an heyecandan ziyade gurur hissettim. Çünkü, Türkiye'yi temsil etmek gerçek bir gurur. Dekor da muhteşemdi. Arkamızda kocaman bir Türk bayrağı. İlk kez İngilizce söyleyen bizdik. Şarkının yarısını İngilizce söyledik." dedi.

Öğretim üyeliği ve cerrah olarak üstlendiği sorumlulukları yerine getirirken müzikle de iç içe yaşamaya devam ettiğini kaydeden Ayhan, "Çünkü eşim müzisyendi. Müzik hep evimizin içindeydi. Rahatlamak istediğimde yanımda olan hep gitarımdı, hep müzikti." diye konuştu.

Ayhan, hekimlerin umut veren ve şifa vermeye çalışan kişiler olduğuna dikkati çekerek, sanatın çok önemli bir iletişim aracı olduğunu söyledi.

Hislerin ayrıntılarda gizli olduğunu belirten Prof. Dr. Ayhan, duyguların notalarda, renklerin ve sözcüklerin uyumunda gizli olduğunu anlattı. Ayhan, şöyle konuştu:

"İnsan vücudunda da böyle. Biz hekimler de vücudu anlamaya çalışan, hastalıkları bulmaya çalışan, yorumlayan kişileriz. Bu noktada, hekim de sanatçı da aynı frekansta. İkisi de insancıl duyguları yansıtmayla mükellef. Bu da ortak yanı. Sanatçı, insanda birtakım duyguları uyandırıyor, hekim de hastalara bu duygularla yaklaşıyor. O yüzden hekimler sanata yaktın oluyor."

Müzikal belgeselin yapım ve yönetmenliği Ayhan'a emanet

Müziğin yanı sıra sanatın bir başka dalında da yer aldığını anlatan Ayhan, eşi Pınar Ayhan ile Eurovision Şarkı Yarışması'nda başlayan birlikteliklerinin şimdi müzikal belgesel "Orada Duruverseydi Zaman-Kemal" ile devam ettiğini söyledi.

Bu sefer sahnenin önünde değil arkasında olduğunu dile getiren Ayhan, hazırlık sürecinin tamamlanmasının ardından bir tanıtım filmi çekildiğini vurguladı. Ayhan, "Tanıtım filmi hazırlandı. Ben de o dönemde Plastik Cerrahi Derneği'nin yönetim kurulundaydım ve kongremiz vardı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için düzenlenecek program için sundum. Çok beğendiler. İlk sahne 29 Ekim'de gerçekleşti. Yapılan bir tiyatro oyunu değildi, müzikal bir belgeseldi." ifadesini kullandı.

Birçok yerde sahne alınmasıyla birlikte kendisinin de izleyici olmaktan ziyade aktif rol almaya başladığını belirten Ayhan, şunları kaydetti:"Rejiyi üstlendim. Şimdi, 'Orada Duruverseydi Zaman-Kemal' müzikal belgeselin yapım ve yönetmenliğini yürütüyorum. Aynı zamanda sosyal medyanın da yöneticiliğini yapıyorum.

Son nefesime kadar bu şekilde sanatın içinde olmaya devam edeceğim. Çünkü, sanat hayatımda hep önemli bir yer kapladı çocukluğundan bu yana. Meslek yaşantımda birlikte yürüttüm. Beni ben yapan, benim kimliğimi oluşturan çok önemli yapı taşlarından biri oldu. Benim işim sadece hekimlik ve şifa değil. Hayatta toplumsal başka görevlerim de var. Hayatın her alanında yer almak lazım. Bunan sonra da hem tıp hem sanat yaşamında yer almaya çalışacağım."

"Ekibimiz 'Sühan baba' diyor kendisine"

Pınar Ayhan da eşi Sühan Ayhan'la birlikte her zaman sanatla iç içe olduklarını, şimdi de müzikal belgeselde birlikte çalışmanın heyecanını yaşadıklarını dile getirdi.

Eşi Sühan Ayhan ile her zaman birlikte yürüdüklerini, hayata geçirdikleri tüm projelerde birbirlerine destek verdiklerini anlatan Pınar Ayhan, "Birbirinizin hedeflerini görmez, ona saygı göstermezseniz aynı yolda yürüyemezsiniz zaten. Değer verdiğimiz şeyler konusunda birbirimize her zaman destek olduk." dedi.

Şarkı söyledikleri sahneden bu gün tiyatro sahnesinde sanatın farklı bir dalında müzik ile tarihin bir araya geldiğini ifade eden Pınar Ayhan, "Yüz yılımızdan tarihi hikayeler anlatıyorum. Hikayelerin kendi türkülerini, şarkılarını söylüyorum. Olayların birebir fotoğraflarını yansıtıyoruz." diye konuştu.

Pınar Ayhan, hazırlıkların tamamlanmasının ardından ilk gösterimi Plastik Cerrahi Kongresi'nde yaptıklarını bildirerek, "Eşim Sühan da müzikal belgeselin yapım ve yönetmenliğini üstlendi. Gösterinin rejisini yapıyor. O olmazsa zor. Zaten ekibimiz 'Sühan baba' diyor kendisine." dedi.

Ayhan çifti, değerlendirmelerinin ardından Eurovision Şarkı Yarışması'nda söyledikleri "Yorgunum Anla" isimli şarkıyı birlikte seslendirdi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER