Silvanlı ’hanımağa’ lakaplı Suna Kepolu, Diyarbakır’da 8 ay önce sözleşmesi sona erdiği gerekçesiyle işten çıkan ve çocuklarını okutmak için böbreklerini satılığa çıkaran Abdulkerim Çınar ve ailesini ziyaret eti ve destek sözü verdi.
İHA’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı ’Çocuklarını okutabilmek için böbreklerini satılığa çıkardı’ haberi yankı uyandırdı. Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Dokuzçeltik Mahallesi’ndeki bir gecekondunun bodrum katında yaşayan Abdulkerim Çınar, 8 ay önce çalıştığı iş yeri ile sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle işsiz kaldı. 4’ü öğrenci, 5 kız çocuğunu okutabilmek ve ailesinin hayatını idame ettirmesini sağlamak amacıyla aylarca iş arayan Çınar, iş bulamayınca, çareyi böbreklerini satılığa çıkarmakta buldu. Haberin ardından İHA’yı arayarak, ailenin iletişim bilgilerini isteyen ve bölgede hanımağa olarak bilinen hayırsever iş kadını Suna Kepolu, dün aileyi ziyaret etti.
"İNSANLAR ALIN TERLERİYLE KAZANMAK İSTİYOR"
Bir süre çocuklarla ilgilenen ve baba Abdulkerim Çınar ile sohbet edip, derdini dinleyen Kepolu, Çınar’ın iş bulabilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Ne yazık ki bölgede benzer durumda olan bir sürü ailenin bulunduğunu vurgulayan Kepolu, "Biz elimizden geleni yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Abdulkerim bey yardım değil, iş istediğini her fırsatta belirtiyor. Bu çok güzel bir şey. Çünkü insanlar alın terleriyle kazanmak istiyor. Bölge halkının da genelde isteği budur. Bu nedenle insanlara istihdam alanları oluşturmak lazım" dedi.
İnsanların İş-Kur’a neredeyse milli piyango gözü ile baktığını anlatan Kepolu, “İş-Kur’un insanlar için milli piyango gibi olmaması lazım. Herkesin gözü burada. Herkes buradan gelecek geçici işleri bekliyor. 6 ay ya da 3 ay çalışarak, geçim sağlamak çok zordur. Bu nedenle insanlara daha kalıcı işler verebilmek için istihdam alanları arttırılmalı" diye konuştu.
"İHA’YA DA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM"
Çınar’ın 5 kız çocuğunun olduğunu ve bunun kendisini için büyük bir zenginlik olduğunu vurgulayan Kepolu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü hepsi gelecekteki kadınlarımızdır. Kadın demek bereket, barış ve sevgi demektir. Onun için beyefendinin evinde bereket var. Biz elimizden geleni yaparız. Gönül isterdi ki mağdur olan bütün insanlara yardım edelim. Ancak bizim imkanlarımız da belli. Biz hayatımız boyunca yapabileceklerimizi söyledik. Yapamayacağımız söylemedik, konuşmadık, konuşmayacağız da. İş imkanları yaratmak lazım. Bu olaya vesile olduğu için İHA’ya da çok teşekkür ederim. Biz bunu haber sitesinde izledik. Duygulandık. Yardımcı olmaya çalıştık. Elimizden gelen varsa yapmaya çalışacağız."
(İHA)
