17 Nisan 1993 tarihinde kaybettiğimiz merhum Özal, Türk siyasetinde yeri doldurulamayacak izler bıraktı.
Darbe ile hırpalanan bir ülkeyi kısa sürede ayağa kaldırdı. Ekonomik hamlelerle ülkesine çağ atlattı.
Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kalkınması ve terör sorununun çözümüne yönelik çok ciddi çalışmalar yaptı.
Eski bir cumhurbaşkanının deyimiyle 70 sente muhtaç edilen Türkiye ekonomisini sağlam temellere oturttu.
Bakkallarda hemen hiçbir şeyin olmadığı, gazyağı, ampul ve akla gelebilecek her türlü hayati maddenin taneyle, gramla ve uzun kuyruklar sonunda, o da bazen bulunabildiği bir ülkeyi, kısa zamanda müreffeh bir devlet haline getirdi.
Bu dönemde yaptığı reformlarla adından söz ettiren Özal’ın 1988’de uğradığı silahlı saldırı Türkiye’nin gündemi oldu.
Partisinin 18 Haziran’da Ankara Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen 2. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşma sırasında silahlı saldırıya uğrayan Özal, sağ elinden yaralandı.
Suikastı düzenleyen Kartal Demirağ, saldırı sonrasında yakalandı ve yargılama sonucunda idama mahkum edildi. Daha sonra cezası 20 yıl hapse çevrilen Demirağ, 4 yıl hapis yattıktan sonra Turgut Özal tarafından 1992’de affedildi.
Cumhurbaşkanlığından sonra siyasete dönmeyi planlıyordu. Ancak buna ömrü vefa etmedi. 17 Nisan 1993’te cumhurbaşkanlığı görevini yürütürken aramızdan ayrıldı.
Özal’ın cenazesi de çok büyük bir kalabalık tarafından kaldırıldı. Bazı kesimler ona bir türlü alışamamıştı ama halk tonton Cumhurbaşkanını çok sevmişti. Fatih Camii’ne çıkan bütün yollar Özal’ın sevenleri tarafından dolduruldu.
Burada kılınan namazın ardından Özal’ın naaşı, Topkapı’daki kabrine götürülerek dualarla toprağa verildi.
(İHA)