Halk arasında bilinen adıyla topuk dikeninin tıbbi literatürde plantar fasciitis olarak adlandırılan ve temel olarak ayak tabanını kaplayan ve topuk ile parmakları birleştiren kalın cilt altı bağ dokusunun yangısı olduğunu anlatan Dr.Burak Önvural, “Ayak tabanı yada topuk ağrısının en sık sebeplerinden birisidir. Ağrı bütün ayak tabanına yayılabileceği gibi özellikle topuğun iç kısmında tek bir noktada da yoğunlaşabilir” dedi.
KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Dr.Burak Önvural, sürekli ayak üzerinde durmak zorunda olanlarda, yeterli taban desteği olmayan sert ayakkabı giyenlerde, obezlerde, hamilelerde ve menapoz sonrası kadınlarda daha sık görüldüğünü ifade ederek, “Burada asıl sebep ayak tabanındaki yağ dokusundaki incelmeye bağlı artan yüklenmeye ayak tabanının yangı ile cevap vermesi ve bu durumun uzun süre devam etmesidir” dedi.
NASIL TANI KOYULUR?
Dr.Burak Önvural, tanı ve tedavi konusunda ise şunları söyledi: “Esas tanı hastanın şikayetleri üzerine yapılan ayrıntılı bir ayak muayenesi sonrası koyulmakla birlikte röntgen ve MRG de tanıda yardımcı olmaktadır. Özellikle röntgende topuk ucunda ayak tabanı fasyasının uzun süreli yangısına bağlı olarak dikene benzer bir çıkıntı oluşumu bu hastalık için tipik olmakla birlikte özellikle başlangıç evresinde bu olmadan da hastalık olabilmektedir. Topuk dikeni bu hastalığın sebebi değil sonucudur. MRG özellikle ayak tabanı fasyasındaki yangıyı gösterebilmesi açısından daha değerli olmakla birlikte çoğunlukla ihtiyaç duyulmayan bir tanı yöntemidir.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR?
Topuk dikeni tedavisinde birçok farklı yöntem olmakla birlikte hiç birinin etkinliği yüzde yüz kanıtlanabilmiş değildir. Çok uzun yıllardır kullanılagelen ayak tabanı germe egzersizlerinin birçok hastada rahatlama yarattığı ancak devam edilmediği taktirde şikayetlerin tekrar oluştuğu bildirilmiştir. Silikon yada ortası delik topukluklar da birçok ayakkabıcıda dahi bulunabilecek ve sıklıkla kullanılan önlemlerdendir.
Aynı şekilde yumuşak ve kalın tabanlı ayakkabıların yararı oldukça fazladır. Ayak tabanına ve oluşan diken üzerine steroid enjeksiyonunun şikayetleri 3 ile 6 ay arası kestiği ancak sonrasında ayak tabanı yağ dokusunda incelmeye ve hastalığın tekrarlamasına sebep olabildiği belirtilmiştir. ESWT denilen ultrason dalga tedavisinin hastaların şikayetlerine yönelik kısa süreli yararı olmakla birlikte uzun süreli tedavi edici etkinliği tartışmalıdır. Son yıllarda oldukça popüler olan bir başka yöntem de insanın kendi kanından elde edilen trombositten zengin plazmanın(PRP) bu bölgeye enjeksiyonudur.
Bu konuda çalışmalar devam etmektedir. Bu hastalarda özellikle eğer şikayetleri çok fazla ise cerrahi olarak da tedavi yapılabilmektedir ancak çok sık tercih edilmemektedir.Görüldüğü gibi topuk dikeni basit bir hastalık gibi görünse de tedavisi çeşitli olabilmekte ve her hastanın yarar göreceği tedavi yöntemi değişebilmektedir. Önemli olan hastalığın erken evresinde gerekli önlemleri alabilmektir.”
dikGAZETE