Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevden alınacağı iddiasına ilişkin, "Sayın MİT Müsteşarımız Hakan Fidan MGK’nın başından sonuna kadar toplantıdaydı. Kulislerdeki konuşmalara göre hareket edemeyiz” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü’nde gerçekleşen Bakanlar Kurulu Toplantısı sona erdi. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, düzenlediği basın toplantısında Bakanlar Kurulu’nda görüşülen konularla ilgili bilgi verdi. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kurtulmuş, MGK’nın ardından yapılan açıklamada paralel devlet yapılanması için terör örgütü ifadesinin kullanıldığı hatırlatılarak, hükümete dönük alının tavsiye kararı doğrultusunda ne gibi adımların atılacağı sorusuna Kurtulmuş, "Paralel devlet yapılanmasının daha önceki MGK toplantılarında legal görünümlü illegal bir yapılanma olduğu altı çizilmiş, paralel devlet yapılanmasıyla ilgili olarak devlet olarak topyekun mücadelenin esas alındığı ifade edilmiştir. Şimdi MGK’nın bu tavsiye kararıyla birlikte paralel yapıyla mücadelede yeni, bir safhaya geçilmiştir. Paralel devlet yapılanması ilk kez MGK toplantısında tavsiye kararı olarak bir terör örgütü olarak nitelenmiş ve bundan sonraki mücadelenin ana çerçevesi de bir terör örgütüyle mücadele şekline getirilmiştir. Uygulama aksatılmadan sürdürülecektir” yanıtını verdi.
“MARE-CERABLUS HATTI İÇERİSİNDE IŞİD’İN DURDURULMASI VE DİĞER TERÖR ÖRGÜTLERİNİN DURDURULMASI TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİNDEN BİRİSİDİR”
IŞİD ile mücadele noktasında Türkiye’nin ABD’ne Türkiye üzerinden Cerablus harekatı teklif ettiğini hatırlatarak, bunun detaylarının sorulması üzerine Kurtulmuş, "O detayları paylaşamayız. Suriye’de sahada her gün oyun içinde oyun, farklı şekillerde uygulanmakta. Bu oyunların önemli bir kısmı da Türkiye’yi rahatsız eden bir noktaya gelmektedir. Sadece politik rahatsızlık olarak söylemiyorum, Kilis’e atılan roketleri görüyorsunuz, PYD benzeri terör örğütlerinin nasıl faaliyetlerini geliştirdiklerini görüyorsunuz. Dolayısıyla Türkiye kendi sınırlarının korunması egemenliğinin korunmasını birinci önceliği olarak kabul etmektedir. Özellikle Mare-Cerablus hattı da Türkiye karşı saldırıların korunabilmesi için hayati bir hat olarak belirlenmiştir. Mare-Cerablus hattı içerisinde IŞİD’in durdurulması ve diğer terör örgütlerinin durdurulması Türkiye’nin önceliklerinden birisidir” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadelede yeni bir yöntemin belirlendiğinin ve bunun MGK’da değerlendirildiğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Terörle mücadele Türkiye’nin sadece bir tek örgüte karşı yürüttüğü mücadele değildir. Sınırlarımızın içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da maalesef şehirlerin yeniden özgürleştirilmesi, barış ve esenlik ortamına kavuşması için bir dizi operasyonlar yapılıyor. Sadece şehirler değil kırsal alanlarda da halkımıza zarar verecek terör faaliyetlerini sürdürenlere karşı da son derece kararlı son derece ciddi bir mücadelenin verildiğini biliyoruz. Bu mücadelenin zaman zaman neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket etmesini gereken bir öncelik sıralaması olduğunu ifade edeyim. Terör mücadele gibi ciddi bir konuda hangi meselenin nerede, ne şekilde uygulanacağını bunu medya üzerinden konuşmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Bir tek terör örgütü değil, eş zamanlı olarak canlı bombaları kullanarak bu memlekette yakın zamanda çok sayıda insanın ölmesine neden olan organize olmuş terör örgütleriyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla onlarla ilgili de terörle mücadelede ne gerekiyorsa onların hepsini tamamlayarak kırsal alanda köyde şehirlerde nerede ne yapmamız gerekiyorsa bunları yaparız ” değerlendirmesinde bulundu.
“RUSYA TARAFININ DA BU MESELEYİ DAHA FAZLA UZATMASININ RUSYA’YA BİR FAYDA SAĞLAMAYACAĞI KANAATİNDEYİM”
Rusya ile ilişkilerin ve Putin’in mesajının sorulması üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Rusya ile ilgili uçak krizi ortaya çıktığından beri, sürekli şunu söyledik. Dedik ki, ‘ne Türkiye Rusya’yı, ne Rusya Türkiye’yi gözden çıkarabilir.’ Suriye krizinden Suriye’deki fiili savaştan kaynaklanan bir durum dolayısıyla Türkiye ile Rusya ilişkileri gerilmiştir. Ama her iki ülke de diğerini gözden çıkaramaz. Uçağın vurulma anında zaten uçağın kimliği bilinmiyordu. Eğer kimliği bilinseydi, belki bu şekilde olmazdı dedik. Türkiye bile bile kasten bu uçağın düşürülmesi meselesi içerisinde yer almamıştır. Oradaki sıcak ortamın gereğidir. Rusya tarafının da bu meseleyi daha fazla uzatmasının Rusya’ya bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyim. Keşke böyle bir durum ortaya çıkmasaydı. Keşke Rus uçakları Suriye’deki iç savaşın tarafı olarak bu savaşa müdahale etmeselerdi. Dolayısıyla Türkiye Rusya ilişkilerinin kısa süre içerisinde yeniden tamir edilebileceğini aramızda aşılmaz çözülemez engeller olmadığı kanaatindeyim.”
Turizm gelirleri ve turist sayısında düşüş olduğu belirtilerek, 65. Hükümetten turizmle ilgili yeni bir plan gelip gelmeyeceği sorusuna Kurtulmuş, "64. ve 65. Hükümetler aynı partinin hükümetleridir. Geçmiş hükümetlerde aldığımız kararlar, eylem planları aynen devam edecektir. Turizmle ilgili eylem planımızda eksiklikler varsa ilave bazı tedbirler almamız gerekiyorsa Kültür ve Turizm Bakanımız bunu gündeme getirir” dedi.
“HİÇBİR KIYMETİ OLMAYAN BİR METİNDEN İBARET OLUR”
Almanya Parlamentosunda Ermeni soykırımı iddialarını yansıtan tasarısının oylamaya açılmasının beklendiği hatırlatılarak, olumlu ya da olumsuz karar çıkarsa Türkiye’nin tavrının ne olacağı sorusuna Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"1915’teki olaylarında hayatını kaybeden Osmanlı cihan devletinin vatandaşları için taziyelerimizi ifade ederiz. Ancak aradan bir asır geçtikten sonra yeniden bir asır önceki o defteri karıştırmayı çalışanları anlamak da mümkün değildir. 1915’deki olayların ne olduğu, hangi sebeplerle o noktalara gelindiğinin tespiti ve bu konuda söz söyleme parlamentoların vazifesi değildir. Bu konuda hiçbir parlamentoların söyleyeceği söze hiç kimse itibar etmez. Ellerinde, avuçlarında ne bilgi belge varsa bunları tarihçilere sunmak ve tarihçilerin, araştırmacıların bilimsel tarafsızlık içerisinde 1915 olaylarını aydınlatmasına destek olmaktır. Almanya dostumuz müttefikimiz bir ülke olarak çok sayıda Türkiye kökenli vatandaşımızın orada yaşadığı bir ülkede Almanya’nın Türkiye ile olan ilişkilerine dikkat göstermesi gerektiğini ifade etmek isterim. Türkiye-Almanya ilişkileri, Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren devam eden, dostluk ve müttefikliğin ötesinde halkların da iç içe geçmiş olduğu son derece samimi, son derece yakın, sosyolojik bir ilişkidir. Bu ilişkiyi, üç beş tane politikacının hatırını yapmak için Alman parlamentosunun yıkacağını zannetmiyorum. Eğer böyle bir şey yaparlarsa, bizim için hiçbir ilmi değeri olmayan bir metinden ibaret olur, hiçbir kıymeti olmayan bir metinden ibaret olur. Başka parlamentolar bu tür karar aldıklarında ne yaptıysak, aynısını yapar yolumuza devam ederiz.”
“GERÇEKTEN RENCİDE EDİCİDİR, DOSTLUK İLİŞKİSİNE ZARAR VERİCİDİR”
“Amerikan askerlerinin Suriye’de YPG armalı görüntüleri yansıdı. Bu görüntülerle Türkiye Amerika arasında bir temas oluştu mu nasıl etkiledi” sorusuna Kurtulmuş, "Gerçekten rencide edicidir, dostluk ilişkisine zarar vericidir. Türkiye’ye birinci derecede zarar veren Türkiye’nin terör örgütü olarak benimsemiş olduğu bir örgütün armasını ABD askerlerinin kullanması dostlukla kabil-i telif değildir. ABD’nin şuandaki Suriye senaryosundaki geçici bir takım hesaplar ihtiyaçlar yüzünden Türkiye gibi çok sağlam bir müttefikini rencide edecek bir tavrı sürdüreceğine ihtimal vermiyoruz” şeklinde konuştu.
“EN KISA ZAMANDA BİZİM BAŞKANLIK SİSTEMİYLE İLGİLİ TEKLİFİMİZ TBMM’YE GELECEKTİR”
Başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanı çalışmalarıyla ilgili takvimin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Hükümetin öncelikli adımlarından birisi yeni anaysa başta olmak üzere siyasal reformları tamamlamaktır. Bu konuda talep milletin talebidir. Yeni anayasa teklifi içerisinde Türkiye’nin daha etkin bir yönetim sistemine kavuşması için nelerin olması gerektiğini bütün partiler ortaya koysun bu görüşleri hakla paylaşsın ve Türkiye’de kamuoyununda işin içerisinde olduğu anayasa ve başkanlık sistemi tartışması olsun. Siyasette şartların gereği atılan adımlarla gerçekleştirilir. Biz en kısa zamanda bu meseleyi TBMM’ye getirmek isteriz. Şartların hem mecliste hem Türkiye kamuoyunda oluşması için gerekli çalışmaları yaparız. En kısa zamanda bizim başkanlık sistemiyle ilgili teklifimiz TBMM’ye gelecektir" yanıtını verdi.
“TÜRKİYE’NİN UFKUNDA HİÇBİR ŞEKİLDE ERKEN SEÇİM YOKTUR”
Şartlar oluşmazsa erken seçimin gündeme gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Türkiye’nin ufkunda hiçbir şekilde erken seçim yoktur.Bunu konuşmak milletin iradesine saygı göstermemek olur. Seçimin mürekkebi yeni kurudu” dedi.
İsrail ile ilişkilerde gelinen son noktayla ilgili soruya Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Özür ve tazminat şartları gerçekleşti. Ancak üçüncü konu da bizim için önemlidir. İnsanlar Mavi Marmara ile oraya giderek hayatlarını tehlikeye atıp orada insani yardımları ulaştırmak için boşuna bir gayretin içerisinde olmadılar. İsrail’in Gazze şeridinde yaşayan masum insanlara karşı sürdürdüğü son derece haksız, insanlığın onuruyla bağdaşmayacak bir ablukanın olduğu da söz konusu. bizim üçüncü teklifimiz bu ablukanın kaldırılması. Bununla ilgili görüşmeler devam eriyor. Bu konu hafifletilip ambargo meselesi dediğimiz bu mesele en azından oradaki insanların yaşamlarını kolaylaştıracak bir hale dönmeden Türkiye’nin bu anlaşmaya ‘evet’ demesi kolay görünmüyor. Görüşmeler yapılıyor. Olumlu mesafelerin alındığını ifade etmek isterim.”
“ORTADA YARGI BAĞIMSIZLIĞINI İHLAL EDEN MESELE YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rize programına Yargı mensuplarının katılmasıyla ilgili eleştiriler hatırlatılarak, Yargıtay Başkanı Cirit’in dava açacağı açıklamasının sorulması üzerine Kurtulmuş, “Türkiye Cumhuriyeti’nde yargı kurum ve kuruluşları nihayetinde son olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst makamı olan Cumhurbaşkanlığına bağlıdır. Kaldı ki bu insanlar yargı mensupları başkanları herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanı çağırdığı zaman bir toplantıya katılırlar. Yargı başkanlarının Cumhurbaşkanımızın bulunduğu bir toplantıya katılması ya da Cumhurbaşkanımızla sivil bir ortamda bulunması hiçbir şekilde yadırganacak bir husus değildir. Cumhurbaşkanı ne onların yargı faaliyetlerine müdahale etmiştir, ne de bu insanlar çay toplama faaliyetlerine katıldıkları zaman yargı bağımsızlıklarını ihlal etmişlerdir. Son derece normal, insani bir durum vardır. Ortada yargı bağımsızlığını ihlal eden mesele yoktur. Bunun siyaseten bu kadar büyütülmesini doğru bulmam” açıklamasında bulundu.
“HAKAN FİDAN MGK’NIN BAŞINDAN SONUNA KADAR TOPLANTIDAYDI”
“MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevden alınacağı iddiası bir süredir konuşuluyor. Bu iddialar ne kadar doğrudur” sorusuna Numan Kurtulmuş,
"MGK toplantısında böyle bir konu gündeme gelmedi. Sayın MİT Müsteşarımız Hakan Fidan MGK’nın başından sonuna kadar toplantıdaydı. Kulislerdeki konuşmalara göre hareket edemeyiz” karşılığını verdi.
(İHA)
Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü’nde gerçekleşen Bakanlar Kurulu Toplantısı sona erdi. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, düzenlediği basın toplantısında Bakanlar Kurulu’nda görüşülen konularla ilgili bilgi verdi. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kurtulmuş, MGK’nın ardından yapılan açıklamada paralel devlet yapılanması için terör örgütü ifadesinin kullanıldığı hatırlatılarak, hükümete dönük alının tavsiye kararı doğrultusunda ne gibi adımların atılacağı sorusuna Kurtulmuş, "Paralel devlet yapılanmasının daha önceki MGK toplantılarında legal görünümlü illegal bir yapılanma olduğu altı çizilmiş, paralel devlet yapılanmasıyla ilgili olarak devlet olarak topyekun mücadelenin esas alındığı ifade edilmiştir. Şimdi MGK’nın bu tavsiye kararıyla birlikte paralel yapıyla mücadelede yeni, bir safhaya geçilmiştir. Paralel devlet yapılanması ilk kez MGK toplantısında tavsiye kararı olarak bir terör örgütü olarak nitelenmiş ve bundan sonraki mücadelenin ana çerçevesi de bir terör örgütüyle mücadele şekline getirilmiştir. Uygulama aksatılmadan sürdürülecektir” yanıtını verdi.
“MARE-CERABLUS HATTI İÇERİSİNDE IŞİD’İN DURDURULMASI VE DİĞER TERÖR ÖRGÜTLERİNİN DURDURULMASI TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİNDEN BİRİSİDİR”
IŞİD ile mücadele noktasında Türkiye’nin ABD’ne Türkiye üzerinden Cerablus harekatı teklif ettiğini hatırlatarak, bunun detaylarının sorulması üzerine Kurtulmuş, "O detayları paylaşamayız. Suriye’de sahada her gün oyun içinde oyun, farklı şekillerde uygulanmakta. Bu oyunların önemli bir kısmı da Türkiye’yi rahatsız eden bir noktaya gelmektedir. Sadece politik rahatsızlık olarak söylemiyorum, Kilis’e atılan roketleri görüyorsunuz, PYD benzeri terör örğütlerinin nasıl faaliyetlerini geliştirdiklerini görüyorsunuz. Dolayısıyla Türkiye kendi sınırlarının korunması egemenliğinin korunmasını birinci önceliği olarak kabul etmektedir. Özellikle Mare-Cerablus hattı da Türkiye karşı saldırıların korunabilmesi için hayati bir hat olarak belirlenmiştir. Mare-Cerablus hattı içerisinde IŞİD’in durdurulması ve diğer terör örgütlerinin durdurulması Türkiye’nin önceliklerinden birisidir” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadelede yeni bir yöntemin belirlendiğinin ve bunun MGK’da değerlendirildiğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Terörle mücadele Türkiye’nin sadece bir tek örgüte karşı yürüttüğü mücadele değildir. Sınırlarımızın içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da maalesef şehirlerin yeniden özgürleştirilmesi, barış ve esenlik ortamına kavuşması için bir dizi operasyonlar yapılıyor. Sadece şehirler değil kırsal alanlarda da halkımıza zarar verecek terör faaliyetlerini sürdürenlere karşı da son derece kararlı son derece ciddi bir mücadelenin verildiğini biliyoruz. Bu mücadelenin zaman zaman neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket etmesini gereken bir öncelik sıralaması olduğunu ifade edeyim. Terör mücadele gibi ciddi bir konuda hangi meselenin nerede, ne şekilde uygulanacağını bunu medya üzerinden konuşmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Bir tek terör örgütü değil, eş zamanlı olarak canlı bombaları kullanarak bu memlekette yakın zamanda çok sayıda insanın ölmesine neden olan organize olmuş terör örgütleriyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla onlarla ilgili de terörle mücadelede ne gerekiyorsa onların hepsini tamamlayarak kırsal alanda köyde şehirlerde nerede ne yapmamız gerekiyorsa bunları yaparız ” değerlendirmesinde bulundu.
“RUSYA TARAFININ DA BU MESELEYİ DAHA FAZLA UZATMASININ RUSYA’YA BİR FAYDA SAĞLAMAYACAĞI KANAATİNDEYİM”
Rusya ile ilişkilerin ve Putin’in mesajının sorulması üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Rusya ile ilgili uçak krizi ortaya çıktığından beri, sürekli şunu söyledik. Dedik ki, ‘ne Türkiye Rusya’yı, ne Rusya Türkiye’yi gözden çıkarabilir.’ Suriye krizinden Suriye’deki fiili savaştan kaynaklanan bir durum dolayısıyla Türkiye ile Rusya ilişkileri gerilmiştir. Ama her iki ülke de diğerini gözden çıkaramaz. Uçağın vurulma anında zaten uçağın kimliği bilinmiyordu. Eğer kimliği bilinseydi, belki bu şekilde olmazdı dedik. Türkiye bile bile kasten bu uçağın düşürülmesi meselesi içerisinde yer almamıştır. Oradaki sıcak ortamın gereğidir. Rusya tarafının da bu meseleyi daha fazla uzatmasının Rusya’ya bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyim. Keşke böyle bir durum ortaya çıkmasaydı. Keşke Rus uçakları Suriye’deki iç savaşın tarafı olarak bu savaşa müdahale etmeselerdi. Dolayısıyla Türkiye Rusya ilişkilerinin kısa süre içerisinde yeniden tamir edilebileceğini aramızda aşılmaz çözülemez engeller olmadığı kanaatindeyim.”
Turizm gelirleri ve turist sayısında düşüş olduğu belirtilerek, 65. Hükümetten turizmle ilgili yeni bir plan gelip gelmeyeceği sorusuna Kurtulmuş, "64. ve 65. Hükümetler aynı partinin hükümetleridir. Geçmiş hükümetlerde aldığımız kararlar, eylem planları aynen devam edecektir. Turizmle ilgili eylem planımızda eksiklikler varsa ilave bazı tedbirler almamız gerekiyorsa Kültür ve Turizm Bakanımız bunu gündeme getirir” dedi.
“HİÇBİR KIYMETİ OLMAYAN BİR METİNDEN İBARET OLUR”
Almanya Parlamentosunda Ermeni soykırımı iddialarını yansıtan tasarısının oylamaya açılmasının beklendiği hatırlatılarak, olumlu ya da olumsuz karar çıkarsa Türkiye’nin tavrının ne olacağı sorusuna Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"1915’teki olaylarında hayatını kaybeden Osmanlı cihan devletinin vatandaşları için taziyelerimizi ifade ederiz. Ancak aradan bir asır geçtikten sonra yeniden bir asır önceki o defteri karıştırmayı çalışanları anlamak da mümkün değildir. 1915’deki olayların ne olduğu, hangi sebeplerle o noktalara gelindiğinin tespiti ve bu konuda söz söyleme parlamentoların vazifesi değildir. Bu konuda hiçbir parlamentoların söyleyeceği söze hiç kimse itibar etmez. Ellerinde, avuçlarında ne bilgi belge varsa bunları tarihçilere sunmak ve tarihçilerin, araştırmacıların bilimsel tarafsızlık içerisinde 1915 olaylarını aydınlatmasına destek olmaktır. Almanya dostumuz müttefikimiz bir ülke olarak çok sayıda Türkiye kökenli vatandaşımızın orada yaşadığı bir ülkede Almanya’nın Türkiye ile olan ilişkilerine dikkat göstermesi gerektiğini ifade etmek isterim. Türkiye-Almanya ilişkileri, Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren devam eden, dostluk ve müttefikliğin ötesinde halkların da iç içe geçmiş olduğu son derece samimi, son derece yakın, sosyolojik bir ilişkidir. Bu ilişkiyi, üç beş tane politikacının hatırını yapmak için Alman parlamentosunun yıkacağını zannetmiyorum. Eğer böyle bir şey yaparlarsa, bizim için hiçbir ilmi değeri olmayan bir metinden ibaret olur, hiçbir kıymeti olmayan bir metinden ibaret olur. Başka parlamentolar bu tür karar aldıklarında ne yaptıysak, aynısını yapar yolumuza devam ederiz.”
“GERÇEKTEN RENCİDE EDİCİDİR, DOSTLUK İLİŞKİSİNE ZARAR VERİCİDİR”
“Amerikan askerlerinin Suriye’de YPG armalı görüntüleri yansıdı. Bu görüntülerle Türkiye Amerika arasında bir temas oluştu mu nasıl etkiledi” sorusuna Kurtulmuş, "Gerçekten rencide edicidir, dostluk ilişkisine zarar vericidir. Türkiye’ye birinci derecede zarar veren Türkiye’nin terör örgütü olarak benimsemiş olduğu bir örgütün armasını ABD askerlerinin kullanması dostlukla kabil-i telif değildir. ABD’nin şuandaki Suriye senaryosundaki geçici bir takım hesaplar ihtiyaçlar yüzünden Türkiye gibi çok sağlam bir müttefikini rencide edecek bir tavrı sürdüreceğine ihtimal vermiyoruz” şeklinde konuştu.
“EN KISA ZAMANDA BİZİM BAŞKANLIK SİSTEMİYLE İLGİLİ TEKLİFİMİZ TBMM’YE GELECEKTİR”
Başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanı çalışmalarıyla ilgili takvimin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Hükümetin öncelikli adımlarından birisi yeni anaysa başta olmak üzere siyasal reformları tamamlamaktır. Bu konuda talep milletin talebidir. Yeni anayasa teklifi içerisinde Türkiye’nin daha etkin bir yönetim sistemine kavuşması için nelerin olması gerektiğini bütün partiler ortaya koysun bu görüşleri hakla paylaşsın ve Türkiye’de kamuoyununda işin içerisinde olduğu anayasa ve başkanlık sistemi tartışması olsun. Siyasette şartların gereği atılan adımlarla gerçekleştirilir. Biz en kısa zamanda bu meseleyi TBMM’ye getirmek isteriz. Şartların hem mecliste hem Türkiye kamuoyunda oluşması için gerekli çalışmaları yaparız. En kısa zamanda bizim başkanlık sistemiyle ilgili teklifimiz TBMM’ye gelecektir" yanıtını verdi.
“TÜRKİYE’NİN UFKUNDA HİÇBİR ŞEKİLDE ERKEN SEÇİM YOKTUR”
Şartlar oluşmazsa erken seçimin gündeme gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Türkiye’nin ufkunda hiçbir şekilde erken seçim yoktur.Bunu konuşmak milletin iradesine saygı göstermemek olur. Seçimin mürekkebi yeni kurudu” dedi.
İsrail ile ilişkilerde gelinen son noktayla ilgili soruya Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Özür ve tazminat şartları gerçekleşti. Ancak üçüncü konu da bizim için önemlidir. İnsanlar Mavi Marmara ile oraya giderek hayatlarını tehlikeye atıp orada insani yardımları ulaştırmak için boşuna bir gayretin içerisinde olmadılar. İsrail’in Gazze şeridinde yaşayan masum insanlara karşı sürdürdüğü son derece haksız, insanlığın onuruyla bağdaşmayacak bir ablukanın olduğu da söz konusu. bizim üçüncü teklifimiz bu ablukanın kaldırılması. Bununla ilgili görüşmeler devam eriyor. Bu konu hafifletilip ambargo meselesi dediğimiz bu mesele en azından oradaki insanların yaşamlarını kolaylaştıracak bir hale dönmeden Türkiye’nin bu anlaşmaya ‘evet’ demesi kolay görünmüyor. Görüşmeler yapılıyor. Olumlu mesafelerin alındığını ifade etmek isterim.”
“ORTADA YARGI BAĞIMSIZLIĞINI İHLAL EDEN MESELE YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rize programına Yargı mensuplarının katılmasıyla ilgili eleştiriler hatırlatılarak, Yargıtay Başkanı Cirit’in dava açacağı açıklamasının sorulması üzerine Kurtulmuş, “Türkiye Cumhuriyeti’nde yargı kurum ve kuruluşları nihayetinde son olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst makamı olan Cumhurbaşkanlığına bağlıdır. Kaldı ki bu insanlar yargı mensupları başkanları herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanı çağırdığı zaman bir toplantıya katılırlar. Yargı başkanlarının Cumhurbaşkanımızın bulunduğu bir toplantıya katılması ya da Cumhurbaşkanımızla sivil bir ortamda bulunması hiçbir şekilde yadırganacak bir husus değildir. Cumhurbaşkanı ne onların yargı faaliyetlerine müdahale etmiştir, ne de bu insanlar çay toplama faaliyetlerine katıldıkları zaman yargı bağımsızlıklarını ihlal etmişlerdir. Son derece normal, insani bir durum vardır. Ortada yargı bağımsızlığını ihlal eden mesele yoktur. Bunun siyaseten bu kadar büyütülmesini doğru bulmam” açıklamasında bulundu.
“HAKAN FİDAN MGK’NIN BAŞINDAN SONUNA KADAR TOPLANTIDAYDI”
“MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevden alınacağı iddiası bir süredir konuşuluyor. Bu iddialar ne kadar doğrudur” sorusuna Numan Kurtulmuş,
"MGK toplantısında böyle bir konu gündeme gelmedi. Sayın MİT Müsteşarımız Hakan Fidan MGK’nın başından sonuna kadar toplantıdaydı. Kulislerdeki konuşmalara göre hareket edemeyiz” karşılığını verdi.
(İHA)