HAKKARİ
Yüksekova ilçesindeki Selahattin Eyyubi Havaalanına beraberinde eşi Hamdiye Soylu ile gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, buradan helikopterle Hakkari'ye geçti.
Kentteki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanaat önderleri ve muhtarlarla bir araya gelen Soylu, siyasetin, yönetimin sadece makam odalarından yürümediğini, milletle sokakta buluşarak, esnafı ziyaret ederek, sıkıntılarını dinleyerek, doğru yolda yürüyerek, doğru adım atarak, muhabbetin büyümesiyle tesis edilerek yapıldığını söyledi.
Soylu, ziyaretler sırasında esnafın, vatandaşların dile getirdiği konuların siyasetçilere nasıl adım atacağını gösteren yol haritası olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"5 aydan bu yana özellikle bölge illerini kapsayan geziler gerçekleştirdik. Bu illerimizde atacağımız adımların ne olacağı konusunda vatandaşların söyledikleri kadar doğru raporları arkadaşlarımızla değerlendirmelerimizde ortaya koyduğumuz kadar gerçekleştiremedik. O nedenle bugün terörle mücadelede bu kadar başarılıyız, bu hainlerin kökünü kazımaya tarihte hiç olmadığı kadar yakınız. Birilerinin yaptığı gibi 4 yılda bir kez milletin ayağına giderek siyaset yapmadık. Bazen mesai arkadaşlarım bana önerilerde bulunuyorlar. Televizyonlara çıkmıyorsunuz, orası daha etkili diyorlar. Televizyon daha etkili olabilir ama orada kimse bana Yüksekova'da, Çukurca'da, Hakkari'de neler olduğunu, buradaki vatandaşların taleplerini, moralini, motivasyonunu kimse anlatmıyor. Bu nedenle sürekli sizlerle buluşmaya gayret ediyorum."
"Musluklardan kan akıttılar. Hani sivil siyaset?"
Bu ülkede 7 Haziran seçimlerini yaşadıklarını, korkutarak, baskıyla bazılarının oy topladığını ifade eden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Okullara gittiler, çocuklara 'annelerinize babalarınıza söyleyin oy vermezseniz gereğini yerine getireceğiz' dediler. Sandık kurulu üyelerimizi evlerinde ziyaret ederek, 'yanlış yaparsanız çocuklarınıza haddini bildiririz' dediler. Musluklardan kan akıttılar. Hani sivil siyaset. Partimizden hangisi, birilerini tehdit ederek böyle bir anlayış ortaya koydu. Bu ülkede kalleşlerin gölgesinde milleti seçime, tercihe zorladılar. Bir bölümüne de 'biz bundan sonra silaha müracaat etmeyeceğiz. Siyaset yapacağız, bize destek verin' dediler. Ama maskeleri erken düştü. Burada Hakkari'de kimin haddi ve hakkı var ki 'Türkiye Cumhuriyeti'ni tükürüğümüzle boğarız demeye.' Hadi boğun da görelim. Böyle bir şeyi söylemeye kimsenin hakkı yok. Su, kanalizasyon getir buraya. Sevgiye, nazlanmaya ihtiyacı olan evlatları annelerinden koparmak kadar büyük bir alçaklık ve namussuzluk hiçbir zaman yoktur. Cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın talimatıdır. Bu ülkede, Hakkari'de, Diyarbakır'da, Mardin'de, Nusaybin'de, Siirt'te, Batman'da bir anne çocuğunun dağa götürülmesini görüyorsa ve ben de İçişleri Bakanı olarak bunu görmezden geliyorsam bu İçişleri Bakanlığı bana haram olsun. Bu millete çektirilen eziyetler yeter artık. Bu milletin yoksullukla terbiye edilmesi yeter artık. Sadece teröristle mücadele etmiyoruz. Aynı zamanda terörizmle mücadele ediyoruz."
Soylu, terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Türkiye'nin başka yerlerindeki baskılarını ortadan kaldırmak zorunda olduklarını söyledi.
Muhabir: Cemal Aşan
dikGAZETE.com