Bursa
Akın, 1964'te o dönem Siirt'e bağlı olan memleketi Sason'un Erdemli köyünde başladığı öğretmenlik mesleğinde elde ettiği başarılar ve yüreği vatan sevgisiyle dolu çocuklar yetiştirmesiyle yöneticilerin dikkatini çekerek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne kadar yükseldi.
Müdürlük görevine 1976'da başlayan Akın, ilçesinin ve bölge insanının kalkınması, gelişmesi için eğitim seferberliği çalışmalarında bulundu, yetişkinler için ise okuma yazma kursları açtı.
Özellikle kız çocuklarının okumasına büyük önem veren ve bu nedenle terör örgütü PKK'nın hedefi olan Akın, 39 yaşındayken 6 Aralık 1984'te evinin önünde açılan ateş sonucu şehit edildi.
Şehidin eşi Şükran Akın, yetim kalan 5 çocuğunun yanı sıra aynı saldırıda yaşamını yitiren eltisinin öksüz kalan kızını onlardan ayırmayıp annelik yaptı.
Şehit eğitimcinin Bursa'da yaşayan eşi Şükran Akın, AA muhabirine, evlendikleri 1970'te köy öğretmeni olan Akın'ın, ilçe merkezinde ilkokul müdürlüğü yaptıktan sonra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevine getirildiğini söyledi.
Okumayı, okutmayı çok seven eşinin, eğitim çağındaki bütün çocukların okula gitmesini çok istediğini belirten Akın, "Birçok çocuğun ailesi, veli olarak onu gösteriyordu. Müfettiş gelirdi, bir hafta at üstünde köylere giderdi. O kadar uzaktı köyler. Seve seve gidiyordu. Kaymakam vekilliği de yapıyordu. Bütün kızlara ilaç oldu sanki. Kızları okula göndermiyorlardı. Bütün kapıları çaldı, kızları okula yazdırdı." dedi.
Aynı saldırıda kardeşinin karısı da hayatını kaybetti
Akın, Sason'da kendi evlerinde yaşadıklarını, 5 çocuğuyla mutlu bir yaşam sürdüklerini dile getirdi.
Olay günü yaşadıklarını aktaran Akın, şöyle devam etti:
"6 Aralık akşamı, 'Ben gelemeyeceğim müfettiş bey burada, beraber yemek yiyeceğiz.' dedi. Daha sonra müfettiş bey onu eve göndermiş. Eve geldi. Evde tam zile bastı. Biz de yemeğimizi yemiştik, çocuklarla otururken içeriye kurşun yağdı. Eltim öldü. Eltimin çocuğu yaralandı. Kapıyı açtım. Her taraftan sıvalar döküldü. Perdeler, hiçbir şey kalmadı evde. Camlar kırıldı. 4 kişi, 4 kalaşnikoflu nasıl olur, siz düşünün artık. Kapıyı açtığımda eşim yerde yatıyordu. 'Ne oldu, kim yaptı?' dedim. Hiç sesi çıkmadı. Yalnız bir kere ismimi söyledi o kadar. 'Şükran' dedi. Orada bitti."
En büyüğü 12 yaşında, en küçüğü 9 aylık olan çocuklarıyla tek başına kaldığını, çok zor günler geçirdiklerini kaydeden Akın, birbirlerine sımsıkı sarılarak bugünlere geldiklerini anlattı.
Eşinin, çevresi tarafından çok sevilen ve sayılan birisi olduğunu vurgulayan Akın, "Birden bire terör olayı meydana geldi. Ben çok korkuyordum. Sanki içime bir korku düşmüştü o zaman. Ona, 'Buradan gidelim.' diyordum. 'Hayır ben eğer iyi bir insansam kendi milletime hizmet edeyim.' diyordu. 'Burada kalacağım.' diyordu. Hiç oradan çıkmak istemiyordu. Çocuklarım büyüdükçe soruyorlar. 'Hani bizim babamız nerede? Ne oldu?' O zaman bilmiyorlardı. Daha sonra yavaş yavaş çocuklarım sayesinde kendime geldim. Her şeyi kabullendim." diye konuştu.
"Babamın bendeki en büyük hatırası, karakteridir"
Babasını henüz 7 yaşındayken hain terör saldırısında kaybeden Ragıp Akın ise o yaştan sonra bütün kardeşleriyle bir anda olgunlaştıklarını ve çocukluklarını yaşayamadıklarını belirtti.
Akın, babasının şehadetinin ardından söz konusu evde 14 yıl yaşadıkları bilgisini vererek, "Çok zor günler geçirdik. Şükürler olsun ki büyüdük, çalıştık, iş güç sahibi olduk. Hamdolsun. Hiçbir zaman onun yokluğunu hissettirmemek için birbirimize hep destek olduk." ifadesini kullandı.
Babasının vatanı ve milleti için özellikle kız çocuklarının okuması amacıyla büyük hizmetler verdiğine değinen Akın, şunları kaydetti:
"Birlik ve beraberliği, sevgiyi nezaketiyle ortama yansıtan birisiydi. Babamın bendeki en büyük hatırası, karakteridir. Babam o kadar karakterli, o kadar şerefli ve o kadar vatan sevgisiyle yanan bir insandı ki gerçekten bendeki en büyük hatırası bu oldu. Benim için çok önemlidir. Ben de onun bu karakterini yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyorum. Babam gerçekten çok nadide bir insandı. Dostlarının, arkadaşlarının, kamuda birlikte çalıştığı arkadaşlarının hala onun adı geçtiği zaman, onun hakkındaki fikir ve düşünceleri bizim için en büyük hatıradır."
Akın, annesinin talebi üzerine Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğünce yaklaşık 7 yıl önce Nilüfer ilçesindeki okulun adının Fethiye Şehit Öğretmen Şekip Akın İlkokulu olarak değiştirildiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com