OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile kamu görevinden ihraç edilen ve işlerine dönmek amacıyla açlık grevine başlayan Gülmen ve Özakça’nın "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet" suçlarından yargılandığı davanın 4. Celsesi görüldü. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülen davaya geçen duruşmada hakkında ev hapsi kararı verilen tutuksuz sanık Semih Özakça ile tutuksuz sanık Acun Karadağ katıldı. Tutuklu sanık Nuriye Gülmen ile tedavi gördüğü Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin tutuklu odasından SEGBİS aracılığıyla bağlantı kuruldu. Gülmen, mahkeme huzurunda savunma yapmak istediğini, şu an için sadece kendini anlatacağını söyledi. Yaptığı açlık grevinin örgüt talimatı ile başlamadığını savunan Gülmen, hakkındaki suçlamaları reddederek tahliyesini talep etti.
Mahkeme Başkanı, Gülmen’in duruşmada hazır bulunup bulunmamasının kendilerinin tercihlerinde olmadığını, mahkeme olarak her seferinde Gülmen’in duruşmada hazır edilmesini talep ettiklerini vurguladı. Başkan, Gülmen’in sağlık durumu nedeniyle hastaneden buna onay verilmediğine dikkat çekti.
"GÜLMEN İLE PATLAYICI MADDE YAPTIK"DHKP-C üyeliği nedeniyle hakkında açılan dava kapsamında Eskişehir’de tutuklu bulunan tanık Fatih Solak ile tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile bağlantı kuruldu. Gülmen’i Eskişehir’den tanıdığını anlatan Solak, "Nuriye Gülmen ile 2013 yılında Eskişehir Adalar’da Grup Yorum standında bildiri dağıtırken tanıştım. İlerleyen süreçte dönem dönem bir araya geliyorduk. Onun dışında en son Berkin Elvan’ın öldüğü gün bir araya geldik. Ben, Nuriye Gülmen ve iki kişi o gün bir arkadaşın evine gittik. Orada çakmak gazları vardı ve onlarla basit patlayıcı madde yaptık. Ardından hep beraber Yunus Emre Caddesi’nde yürüyüşe katıldık. Herkes patlayıcılardan birer, ikişer tane aldı, sonrasında da polis müdahalesi oldu. Patlama sesi duydum ama onu kim attı görmedim. Nuriye Gülmen ile 2014 yılından ve 2015’te birkaç kez görüştüm, sonra bir daha hiç görüşmedik" diye konuştu.
SAVCI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINI AÇIKLADITanık Solak’ın ifadesinin ardından esas hakkındaki mütalaasını açıklayan duruşmanın savcısı, sanık Karadağ hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet" suçlarından dava açıldığını hatırlattı. Savcı, suçlamalara ilişkin delillerin bulunmadığını belirterek, Karadağ’ın üzerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatına karar verilmesini istedi.
Özakça’nın "Silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan cezalandırılması istendi
Savcı, sanık Semih Özakça hakkında aynı suçlamalardan iddianame hazırlandığına işaret ederek, Özakça’nın DHKP-C’nin talimatı ile açlık grevine başladığının belirlendiğini ve grevin örgüt tarafından sahiplenildiğinin anlaşıldığını kaydetti. Özakça’nın "Elmas Yalçın" isimli kurultaya katıldığının tespit edildiği bilgisini veren savcı, Elmas Yalçın’ın 1994 yılında güvenlik görevlileriyle girdiği çatışma sonucunda öldürüldüğünü ve Yalçın’ın DHKP-C tarafından sahiplenilen bir şahıs olduğuna vurgu yaptı. Dinlenilen tanıkların ifadelerine de mütalaada yer veren savcı, tanıkların örgütün kamuoyu oluşturduktan sonra sanıklar Özakça ile Gülmen’e açlık grevi talimatı verdiklerini, örgüt tarafından açlık grevi ile ilgili oluşturulan komitede Yeter Gönül ve Nazife Onay’ın bulunduğunu, örgütün talimat niteliğinde yazdığı bilgi notunu gördüklerini, bu notta açlık grevine ilişkin sürecin nasıl yürüyeceğine yönelik hususların yer aldığını beyan ettiklerini anlattı. Savcı, tüm delillerden sanık Özakça’nın örgüt hiyerarşisi içinde bulunduğuna dair herhangi bir delil veya beyan bulunmamakla birlikte örgüt talimatıyla eylemler yaptığının anlaşıldığına dikkat çekildi. Özakça’nın "Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan ceza almasını, hakkındaki diğer iki suçtan ise beraatına karar verilmesini istedi.
GÜLMEN’İN "SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMAK" SUÇUNDAN CEZALANDIRILMASI TALEP EDİLDİSanık Nuriye Gülmen hakkındaki mütalaasını bildiren savcı, Gülmen hakkında da aynı suçlamalardan dava açıldığını ifade etti. Gülmen’in örgüt talimatı ile açlık grevine başladığının, bu eylemin DHKP-C tarafından sahiplenmiş olduğunun anlaşıldığına vurgu yapan savcı, tanık Berk Ercan’ın mahkemeye verdiği ifadede açlık grevinin örgütün talimatı ile başlatıldığını söylediğini hatırlattı. Tanık Fatih Solak’ın da aynı doğrultuda ifade verdiğine dikkat çeken savcı, bu haliyle tanıkların birbirlerini doğrulayan ve örtüşen beyanlar verdiğini söyledi. Bu deliller sonucunda Gülmen’in DHKP-C terör örgütüne üye olduğunun değerlendirildiğini aktaran savcı, Gülmen’in "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasına, hakkındaki diğer suçlardan ise beraatına karar verilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Gülmen’in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 27 Kasım 2018’e erteledi. Heyet ayrıca, Gülmen’in savunmasının SEGBİS ile alınmasına hükmetti.
Abdullah Sarica
dikGAZETE.com