MuÅŸ
Muş İl Sağlık Müdürlüğünün sağladığı imkanlar çerçevesinde hastalar için her türlü fedakarlığı gösteren doktorlar, gençler başta olmak üzere herkesten maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına özen göstermesini istiyor.
Pandemi servisine dönüştürülen birimlerde görev yapan Öcal ve Yıldıran, bir yandan taburcu ettikleri hastaların mutluluğunu yaşarken diğer yandan da kaybettikleri hastaların üzüntüsünü yaşıyor.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Öcal, yaptığı açıklamada, salgın sürecinin başından bu yana Kovid-19'un her aşamasında görev yaparak hastaların sağlığına kavuşması için mücadele ettiklerini söyledi.
Kovid-19'da yaşanan nefes darlığının diğer hastalıklardaki nefes darlığına benzemediğini vurgulayan Öcal, bir hekim olarak karşısında boğulan bir hastayı görüp ona hiçbir şey yapamamanın çaresizliğini yaşamanın ağır bir yük olduğunu belirtti.
Kullandıkları ilaçların, bazı hastalarda olumlu etki yarattığını, bazılarında da sonuç vermediğini anlatan Öcal, şöyle konuştu:
"40-50 yaşlarında, hiçbir hastalığı olmamasına rağmen kaybettiğimiz hastalarımız var. Onları kaybettiğimizde yaşadığımız üzüntüyü inanın anlatamam. Aile yakınları kadar biz de üzüntü duyuyoruz. Vatandaşlarımız maske, sosyal mesafe ve el temizliğine dikkat etmediği için Kovid-19 oluyor.
Bunun akabinde ölümle sonuçlanan bir süreçle karşı karşıya kalıyoruz. Bu gerçekten çok yıpratıcı. Dünyada denenen birçok tedavi yöntemi var. Bu tedavileri ülkemizde de uyguluyoruz. Sabahtan akşama kadar hastanedeyiz. Yoğun bakımda 24 saat nöbet tutuyoruz. Yeri geliyor hastaların başından ayrılmıyoruz. Hekimler olarak üzerimize düşeni yapıyoruz."
Hastaların iyileşebilmesi için her şeyi yaptıklarını vurgulayan Öcal, insanların maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uymasıyla salgının kontrol altına alınabileceğine, daha çok insanın ölmeyeceğine dikkati çekti.
"Nefes darlığı yaşamak ve boğulmak hissi çok kötü"
Öcal, şunları söyledi:
"Nefes darlığı çekmek çok kötü bir şey. Bunu yaşamayan anlamaz. 'Kovid-19'a yakalanırım, geçiririm nasıl olsa benim komşum da evde geçirdi' demeyin. Komşunuz hastalığı evde rahat geçirmiş olabilir ama siz evde atlatamayabilir, hastanede yoğun bakımda kalabilirsiniz ya da entübe edilip uyutulmak zorunda kalabilir ve ölebilirsiniz.
Bu hastalığın kimde ne etki yaratacağı belli olmuyor. Onun için hepimiz topun ağzındayız. Giydiğimiz tulumların içinde yoğun sıvı kaybediyoruz. Kovid-19 yoğun bakımında kaybettiğimiz hastalar, sadece tanımadıkları sağlık çalışanlarını görüyorlar ve belki de son gördükleri surat benim suratım oluyor. Bu insanlar yalnız ölüyorlar."
"Hastalar yoğun bakımdan çıkmak için yalvarıyor"
Kovid-19 yoğun bakım ünitesinde çalışan Adil Akın Yıldıran ise sağlık çalışanları olarak hastalığın tüm kritik aşamalarında yer alarak insanların sağlığına kavuşmasını sağlamaya çalıştıklarını aktardı.
Yoğun bakım hastalarının ayakta tedavi edilen hastalar kadar şanslı olmadığını ifade eden Yıldıran, salgın sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Sağlık Bakanımızın sürekli söylediği gibi maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyarak, aslında hiç hastaneye gelmeden bu işi çözebilmek mümkün. Burada çok kötü hastalar görüyoruz. Çoğu zaman ölümle sonuçlanan durumlar oluyor.
Bu hastalığın kabul görmüş bir tedavi yöntemi yok. Denenen tedaviler var, biz de bunu uyguluyoruz. Bu süreç hem hasta için hem de bizler için çok zor. Tulumların içinde saatlerce kalıyoruz. Vatandaşlarımızdan ricamız lütfen kurallara uyalım.
Burada düğün ve taziyeler biraz fazla. Yoğun bakımda bilinci açık ama çok zor nefes alan hastalarla karşılaşıyoruz. Yoğun bakımdan çıkmak için yalvarıyor.
Yoğun bakımda yatan genç hastalarımız iyileşme oranı daha fazla ve servise çıkarabiliyoruz. Ek hastalığı olan ve ileri yaştaki hastaların yoğun bakım süreci ölümle sonuçlanabiliyor. Gözümüzün önünde hastanın günden güne kötüye gitmesi, ölmesi, bizi derinden etkiliyor, çok fazla üzüyor.
Bazı Kovid-19 hastaları son olarak bizim yüzümüzü görüyor. Ailesini göremeden vefat ediyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com