Bursa
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Hastanesinde, glokom (göz tansiyonu) hastalığının tedavisinde kullanılan cerrahiye eklenen teknikte başarılı sonuçlar elde edildi.
İlk kez ABD'de tanımlanan kapalı yöntem "gonyoskopi yardımlı transluminal trabekülotomi" (GATT) ile yapılan minimal girişimsel glokom cerrahisi, gözü saran konjonktiva (saydam zar) ve skleraya (göz akı) dokunulmadan dikişsiz gerçekleştiriliyor.
Fakültenin Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Baykara ve ekibince yapılan uygulamada ise klasik yöntemden farklı olarak GATT cerrahisi sırasında açılan schlemm kanalının (göz sıvısı drenaj kanalı) iç duvarı ve fonksiyonel olmayan trabeküler ağı soyuluyor. Bu sayede dokuların tekrar yapışması engellenerek cerrahinin yıllar boyu etkili olması sağlanıyor.
Bu yöntemin 5 yıllık cerrahi sonuçları geçen yıl Avrupa Katarakt ve Refraktif Cerrahi Kongresi'nde (ESCRS) sunuldu.
Detayları uluslararası bir göz dergisinde de yer alan ve 7 yılda 100'den fazla hastaya uygulanan teknikte başarılı sonuçlara ulaşıldı.
Prof. Dr. Baykara, AA muhabirine, glokomun, göz içi basıncının gözün sinirine hasar verecek düzeyde olmasını ifade ettiğini söyledi.
Hastalığın hemen her yaşta görülebildiğini belirten Baykara, dünya genelinde 65 yaş üzeri insanların kör olma nedenlerinde ilk sırada gelen glokomun bebeklikte hatta anne karnında bile başlayabildiğini anlattı.
Küçük yaşlarda, yeni doğan dönemindeki glokomlarda çocuğun ışıktan kendini sakınarak, ağrısı olduğu için ağlayarak kendini ifade edebileceğini dile getiren Baykara, "Bu dönemden sonra ortaya çıkan glokomların büyük kısmında çok belirti vermez ancak 'akut glokom krizi' dediğimiz göz içi basıncının çok hızlı bir şekilde yükseldiği durumlarda yine ağrı, görme azalması, bulantı ve kusmayla giden kriz tarzında tablo görebiliyoruz. Büyük bir kısmında görme azalması başlayana kadar 'açık açılı glokom' dediğimiz türlerde genelde bir belirti ortaya çıkmıyor." dedi.
Glokom hastalarına uygulanan tedaviler
Baykara, glokomun tedavisinde ilaç, damla ve lazer kullanılabildiğini, ilerlemenin durdurulamayacağı hastalarda mutlaka cerrahiye yöneldiklerini bildirdi.
Uygulanan cerrahiye ilişkin bilgi veren Baykara şöyle konuştu:
"Bunlar çok geniş spektrumda yapılan farklı cerrahiler. Burada temel amaç; göz içindeki sıvının dışarı boşaltılmasıyla göz içi basıncının göz sinirinde hasar olmayacak ya da var olan hasarın daha fazla ilerlemeyeceği bir değere düşürülmesini sağlamak. Göz içinde sıvı üretimini azaltmaya yönelik bazı lazer veya cerrahi tedaviler de var ama temel tedavi şekli cerrahide, göz içindeki sıvıyı kolaylıkla dışarı boşaltıp gözün içini rahatlatacak, göz altı dokulara, göz arası dokulara boşaltacak sistemler yapılmaya çalışılıyor."
Prof. Dr. Baykara, göz içi basıncını azaltmaya yönelik temel cerrahi yönteminin "trabekülektomi" olarak adlandırıldığını belirtti.
Bu işlemde, gözün beyaz kısmının üzerindeki konjonktiva dokusunun açıldığını aktaran Baykara, "Beyaz tabaka bir bölgede kaldırılıp ve oradan gözün içine girilerek renkli kısımdan da bir parça çıkarılarak yapılan ve sonra dikişle kapatılan bir yöntem." açıklamasında bulundu.
Baykara, trabekülektomi haricinde başka cerrahi yöntem ve tüp sistemlerinin de glokom tedavisinde kullanıldığını ifade etti.
Gözün içindeki sıvı boşaltımı için trabeküler ağ schlemm kanalına içeriden ve dikişsiz yapılan, bu bölgedeki sistemlerin tekrar çalışır hale getirilmesini sağlayan yöntemlerin olduğunu anlatan Baykara, "Bunlardan biri de son yıllarda yaptığımız 'dikişsiz gonyoskopik' cerrahi dediğimiz yöntem. Bu yöntem 7-8 senedir dünyada var. Biz de yaklaşık 7 yıldır uyguluyoruz. Biz bu cerrahide klasik cerrahi yöntemine bir aşama daha ilave ettik ve bunu dergilerde de yayımladık. Gerçekten daha etkili bir şekilde göz içi basıncını düşürebiliyoruz."
Bu yöntemle memnuniyet verici sonuçlar aldıklarına değinen Baykara, glokomun mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com