Bedenin herhangi bir bölgesinde oluşan yağlanma göz altı torbalarının ortaya çıkmasına sebep oluyor. Göz altında biriken küçük yağ kesecikleri, aynı zamanda insanı olduğundan daha yaşlı, uykusuz ve yorgun gösteriyor.
Göz altları ince dokuya sahip, oldukça hassas ve çabuk zarar görebilen bir bölge olduğu için, mimik hareketleriyle kırışma ve gevşeme görülüyor. Estetik International Sağlık Grubu doktorlarından Op. Dr. Yücel Sarıaltın, sorunun kolajen dokunun kaybolmasına da bağlı olarak geliştiğine dikkat çekti. Op. Dr. Yücel Sarıaltın, “Göz ve çevresi en hassas bölgelerdendir. Göz altı torbalarını aldırmak isteyen çoğu hasta bu bölgenin hassasiyetini bildiği için, operasyona kuşkuyla yaklaşıyor. Kolajen dokunun da yaş artmasına bağlı olarak gelişim gösteremediği bu bölgede, hastada genetik olarak böbrek, kalp ya da alerjiye bağlı olarak gelişen sorunlar da varsa, göz altı torbalarının oluşumu kaçınılmaz hale geliyor” dedi.
EN HASSAS BÖLGEYE EN HASSAS DOKUNUŞ
Göz altı torbalarının alınması işleminin, cerrahi olarak dünya üzerinde en zor yapılan ve bölgenin hassasiyeti sebebiyle iyileşme süreci en uzun süren operasyonlardan olduğunu söyleyen Op. Dr. Yücel Sarıaltın, “Alt göz kapağı kirpiklerinin çevresinden boylu boyunca geçen lenf dokusu, yapılacak cerrahi bir işlemle zarar görebilir ve bu da hastanın iyileşme sürecini uzatır. En hassas bölgeye, en hassas işlemleri yapmalısınız ki, tüm riskleri ortadan kaldırıp, kalıcı hasarlar bırakmadan operasyonu tamamlamalısınız. Bu yüzden alt göz kapağı estetiği de diyebileceğimiz, göz altı torbalarının yok edilmesi işleminde, lazer teknolojisinden faydalanıyoruz” diye konuştu.
LAZERLE BUHARLAŞAN YAĞ KESECİKLERİ
Kesi yapılmadan, sadece alt göz kirpiklerinin içine mikro işlemle girilip, göz altı torbalanmasına neden olan, mevcut yağ yastıkçıklarını çıkardıklarını söyleyen Sarıaltın,” Göz altı torbalarını lazerle bir nevi buharlaştırarak yok ediyoruz. Noktasal girişlerle yaptığımız işlemde kesi yok. Eğer hastada yanak bölgesiyle göz altı bölgesi arasında çökük hat belirginleşmişse, bu alana da Op. Dr. Bülent Cihantimur yağ transferi tekniğiyle, bölgesel yağlanma sorunu çektiği alandan elde ettiği kök hücreden zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonu uygulamasını yaparak, form kazandırıyor. Böylece kök hücre aynı zamanda azalan kolajenin de artmasını sağlıyor. Klasik cerrahi yönteme nazaran hastalar üç gün içerisinde genç ve dinamik bir görüntüyle hayatlarına devam ediyorlar“ ifadelerinde bulundu.
(İHA)