Dünya

GÖRÜŞ - Cumhurbaşkanlığı seçimleri Tacikistan’ı değiştirecek mi?

28 yıldır ülkeyi gittikçe daha da otoriter şekilde yöneten Rahman’ın, önündeki 7 yıllık görev süresinde de bu yönetim biçiminden vazgeçmesi pek muhtemel görünmemektedir.

GÖRÜŞ - Cumhurbaşkanlığı seçimleri Tacikistan’ı değiştirecek mi?
14-10-2020 19:08
Ä°stanbul

SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Tacikistan, 1994’te bir anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸiyle cumhuriyet yönetimini ve baÅŸkanlık sistemini benimsemiÅŸti. 1992 yılında devlet baÅŸkanı olan Ä°mamali Rahman, kayıtlı seçmenlerin yüzde 85’inin katılımıyla gerçekleÅŸen seçimleri yüzde 90,92’lik bir oranla kazanarak önümüzdeki 7 yıl için Tacikistan cumhurbaÅŸkanlığına yeniden seçildi.

Yabancı basın tarafından halkla yapılan röportajlarda, halkın çoÄŸunluÄŸu Rahman’a oy vereceÄŸini söylerken, diÄŸer adayların ismini dahi bilmeyenlerin olmasının, ülke muhalefetinin durumuna iliÅŸkin önemli bir gösterge olduÄŸunu söylemek mümkün.

Tacikistan SSCB’den ayrıldıktan sonra, 1991 yılında baÅŸkanlık koltuÄŸuna, farklı muhalif grupların da içinde bulunduÄŸu bir hükümetle, hem milliyetçi hem de Ä°slamcıların oylarını alarak yüzde 59’luk bir oy oranıyla Rahman Nabiyev oturmuÅŸtu. Yeni hükümetin ülkedeki etnik, dini ve ekonomik sorunlara çözüm getirmesi beklenmiÅŸ, fakat bu beklentiler karşılanamamıştı. 1992 yılında ülkede artan ÅŸiddet olayları 5 yıllık bir iç savaşın fitilini ateÅŸlemiÅŸ ve Nabiyev görevi bırakmıştı. Takip eden süreçte Kulyablılardan oluÅŸan Halk Cephesi lideri Ä°mamali Rahman devlet baÅŸkanlığını ele geçirmiÅŸti.

Uzun yıllardır devam eden otoriter rejimine raÄŸmen Ä°mamali Rahman’ın ülkesine kazandırdığı en önemli ÅŸey ülke içi etnik, dini ve siyasi çatışmaları minimize etmiÅŸ olmasıdır

Ä°mamali Rahman’ın devlet baÅŸkanlığına gelmesinin ardından, Tacikistan’da iç savaşın ülkede meydana getirdiÄŸi sorunların boyutu iyice derinleÅŸmiÅŸ ve sorunlar uluslararası bir hal almıştı. Bu sürecin sonunda, 1997 yılında muhalif kesimlerle barış anlaÅŸması imzalanmış ve iç savaÅŸ sona ermiÅŸti. 1999 yılında ise yüzde 98’i aÅŸan katılım oranıyla gerçekleÅŸen cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerini yüzde 97 gibi modern demokrasilerde örneÄŸine pek rastlanmayan bir oy oranıyla kazanan Ä°mamali Rahman iktidarını sürdürmüştü. BaÅŸkanlık süresi dolan Rahman, 2003 yılında yapılan referandum sonucunda, 7 yıl üzerinden iki kere daha görev süresini uzatma yoluna baÅŸvurmuÅŸ ve baÅŸarılı olmuÅŸtu. 2006 yılında tekrar aday olan Rahman, seçime katılanların yüzde 79’unun oyunu almayı baÅŸarmıştı. Böyle yüksek bir oy oranının ortaya çıkmasında, bazı partilerin seçimi boykot etmesi, bazı partilerin ise kendi içlerinde yaÅŸadıkları problemler dolayısıyla seçimlere girememesi de önemli rol oynamamıştır. Aynı zamanda, yapılan seçimlerin adil olmadığına dair, özellikle Batı menÅŸeli raporlar yayınlanmış ve çeÅŸitli yayınlar da yapılmıştı.

2013 yılında gerçekleÅŸen seçimlerde ise ülkedeki en büyük muhalefet birliÄŸi olan Tacikistan Ä°slami Uyanış Partisi (IRTP) ve Sosyal Demokrat Partisi yeterli imza toplanamamasından dolayı seçimlere katılamamıştı. Muhalefet adayı Aynihal Babanazarova imza toplayan destekçilerinin gözaltına alındığını ileri sürmüştü. BeÅŸ zayıf partinin katıldığı seçimleri Ä°mamali Rahman yüzde 83,92’lik bir oy oranıyla kazanmıştı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru Tacikistan

Ãœlkedeki en etkili muhalefet partisi olan IRTP’nin -ki bu parti 2015 yılına kadar Orta Asya’da yasal olarak isminde “Ä°slam” kelimesini barındırarabilen tek partidir- kapatılması ve hatta terör örgütü ilan edilmesinden sonra, Rahman merkezde gücü daha fazla toplama imkânı elde etmiÅŸ, aynı yıl kendisine “Barış ve Milli BirliÄŸin Kurucusu Milletin Lideri” unvanını vermiÅŸti. Gücün tek elde bu kadar toplanması ve kalan muhalefetin zayıflığı göz önünde bulundurulduÄŸunda, 2020 seçimlerinde zaten Ä°mamali Rahman dışında bir kiÅŸinin cumhurbaÅŸkanı seçilmesinin epey düşük bir ihtimal olduÄŸu ortadaydı. Bu çerçevede, Nazarbayev Ãœniversitesi öğretim görevlisi Helene Thibault’un gerçekleÅŸecek seçimleri şöyle tarif ediyordu: “Maskeli bir balo olsa da, yapılması gereken sembolik bir meÅŸruiyet unsuru”.

Rahman’ın bu seçimleri kazanacağına iliÅŸkin kamuoyu görüşü de Agence France-Presse (AFP) tarafından halkla yapılan röportajlarda çok net bir ÅŸekilde görülmüştür. Halkın çoÄŸunluÄŸu Rahman’a oy vereceÄŸini söylerken, diÄŸer adayların ismini dahi bilmeyenlerin olmasının, ülke muhalefetinin durumuna iliÅŸkin önemli bir gösterge olduÄŸunu söylemek mümkün.

Tüm ülkede güçlü bir otoriteye sahip olan Rahman’ın, oÄŸlunu cumhurbaÅŸkanlığından sonra en yetkili makam olan Milli Meclis baÅŸkanlığı görevine getirmesi, iktidarın oÄŸul Rahman’a hazırlandığını akıllara getirmiÅŸtir. Öte yandan Tacik anayasasına göre, cumhurbaÅŸkanı görevden ayrıldığı zaman yerine Milli Meclis baÅŸkanı geçmektedir. Bu durumun ardıl bir iktidar oluÅŸumuna sebep olabileceÄŸi iddiaları bulunmaktadır.

Tacikistan bağımsızlığını kazandığından beri kasım ayında gerçekleÅŸtirilen cumhurbaÅŸkanlığı seçimleri, bu sene 1 ay geriye çekilerek ekim ayına alındı. Hükümet yetkilileri buna gerekçe olarak yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ileride daha da kontrol edilemez hale gelmesinden korktuklarını gösterseler de, bu durumun arkasında ekonomik sebepler olduÄŸunu söylemek mümkün. Hâlihazırda dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Tacikistan’ın ekonomisi salgından da epey kötü ÅŸekilde etkilendi. Ayrıca gayrisafi milli hâsılası yaklaşık 8 milyar dolar olan ülkenin önemli bir gelir kaynağı da Rusya’da çalışan vatandaÅŸlarının gönderdiÄŸi paralardır ve pandemi önlemleri dolayısıyla Tacikistan bu kaynaktan da yoksun kalmıştır. Rusya’dan gönderilen paranın yıllık ortalama 3-4 milyar dolar olduÄŸu göz önünde bulundurulursa, Kovid-19 sürecinde ülkenin nasıl bir ekonomik dar boÄŸaza girdiÄŸi daha da iyi anlaşılacaktır. Topraklarının çok ciddi bir kısmı deniz seviyesinin 3 bin metre üstünde olan ülkede, elektrik dağıtımı ve ısınma sorunu da halkın önemli problemlerindendir ve kasım ayı soÄŸukları gelmeden seçimlerin yapılmasının bir sebebi de bu olabilir.

Uzun yıllardır devam eden otoriter rejimine raÄŸmen Rahman’ın ülkesine kazandırdığı en önemli ÅŸey ülke içi etnik, dini ve siyasi çatışmaları minimize etmiÅŸ olmasıdır.

Seçimlerden sonra Tacikistan’ı ne bekliyor?

Siraceddin Talipov ülkede Rahman iktidarının dışarıdan gelecek bir kuvvetle deÄŸil, ancak kendi çevresinde oluÅŸacak bir kuvvetle sarsılabileceÄŸini veya devrilebileceÄŸini ifade etmiÅŸtir. Ãœlke içindeki seçkinleri manipüle edebilen ve üzerlerinde baskısını hissettirebilen Rahman’ın kazandığı seçim sonrasında yapacağı ilk iÅŸ, farklı güçlü ekonomik grupların bulunduÄŸu ailesi içindeki iktidarını korumak olacaktır.

Belarus’ta cumhurbaÅŸkanlığı seçimi sonrasında baÅŸlayıp iki aydan uzun süredir devam eden gösteriler ve Kırgızistan’da 4 Ekim’de gerçekleÅŸtirilen genel seçim sonrasında baÅŸlayan protestolar, akıllara bu tip karışıklıkların Tacikistan’daki seçimlerin ardından da ortaya çıkıp çıkmayacağı sorusunu getirmiÅŸtir. Belirtmek gerekir ki Tacikistan bu baÄŸlamda Belarus ve Kırgızistan’dan oldukça farklıdır. Belarus ve Kırgızistan’da Rusya’daki “Oligark” benzeri güçlü gruplar varken Tacikistan’da güç bu kadar parçalı bir yapıda deÄŸildir. Öte yandan 1992-1997 yılları arasında yaÅŸanan ve ülke ekonomisini ve sosyal yapıyı derinden etkileyen iç savaÅŸ tecrübesi hafızalardaki sıcaklığını koruduÄŸu için, halk bu tip büyük ölçekli protesto eylemlerinde bulunmaktan çekinmektedir.

28 yıldır ülkeyi gittikçe daha da otoriter ÅŸekilde yöneten Rahman’ın, önündeki 7 yıllık görev süresinde de bu yönetim biçiminden vazgeçmesi pek muhtemel görünmemektedir. Ãœlke içi siyasi muhalefetin de hâlâ çok zayıf olması sebebiyle, ülkede demokratikleÅŸme veya ekonomik problemlerin düzelme potansiyeli bulunmamaktadır. Bağımsızlığını kazandığından beri dış politikada, ekonomik ve askeri alanlarda Rusya’ya bağımlı bir çizgide ilerleyen Tacikistan’ın, Rahman’ın yeniden cumhurbaÅŸkanı seçilmesiyle birlikte farklı bir politikaya yönelmesi olası görünmemektedir.

[Ä°stanbul Medeniyet Ãœniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunu olan Osman Mican Adaleti Savunanlar Stratejik AraÅŸtırmalar Merkezi’nde (ASSAM) araÅŸtırmacı olarak çalışmaktadır]

[Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan Sedat B. Çifciler Rusya dış politikası, Rusya-AB ilişkileri üzerine çalışmaktadır]

“Görüş” baÅŸlığıyla yayımlanan makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansı’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER