GOLAN - Esat Fırat
İsrail’in 1967’de işgal ve 1981’de ilhak ettiği Golan Tepeleri’nin eteklerindeki Mecdel Şems, Mas’ada, Bukata, Ayn Kanya ve El-Gacar köylerinde yaşayan ve sayıları yaklaşık 25 bine ulaşan Suriyeli Araplar, soydaşları Filistinlilerle aynı kaderi paylaşıyor, kendi meselelerine önem verdikleri kadar onların meselelerini de gündemlerinde tutmaya devam ediyor.
Evlerinin duvarlarında Suriye bayrakları, Der’a, Kuneytıra ve Şam’a özgü eşyalar bulunduran, köylerinin meydanlarına Arap geleneğine uygun anıt ve heykeller diken Golanlı Dürziler, coğrafyanın el değiştirmesine rağmen kültürlerini yaşamaya ve gelecek nesillere aktarmaya çalışıyor.
"İsrail'i işgalci bir güç olarak kabul ediyoruz"Golan Tepeleri’nin eteklerindeki en büyük Dürzi köyü olan Mecdel Şems’te kuruyemiş dükkânı işleten, 70 yaşındaki eski öğretmen Hasan Fahreddin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Biz, Dürzi Araplar olarak 50 yıldan bu yana her daim kendimizi Suriye’nin bir parçası olarak görmeye devam ediyor ve İsrail’i işgalci bir güç olarak kabul ediyoruz. Daima ana vatanımız Suriye’ye bağlanmak ve topraklarımızda Suriye bayrağının dalgalanması ümidiyle varlığımızı idame ettirerek bu şekilde kalmaya devam edeceğiz." dedi.
"İsrail'den kurtulmak istiyoruz"Golan’daki bir diğer Dürzi köyü olan Bukata’da AA muhabirine konuşan Dürzi Şeyhi Tevfik Hasan Amayişe de ana vatanlarına dönmeyi ümit ettiklerini belirterek, "Alevi, Dürzi, Müslüman hepimiz bir bütün olarak Suriyeliyiz. İsrail batıl bir güçtür ve ne kadar sürerse sürsün batıl olarak kalmaya devam edecektir ve hak mutlaka galip gelecektir." diye konuştu.
Bukata köyündeki evinde AA ekibini misafir eden Dürzi Arap Nezih El-Kiyş ise, Suriye’deki iç savaşın kendilerini derinden üzdüğünü anlatarak, "İsrail’den ayrılarak Suriye’ye yeniden bağlanmak istiyoruz. Fransızları kovduğumuz gibi İsrail’den de kurtulmak istiyoruz. Akrabalarımıza, Suriye'deki halkımıza kavuşmak istiyoruz. Tabi aslında Golan’ı işgal eden İsrail değil, Amerika’dır. ABD olmasaydı İsrail Golan’ı alamazdı." ifadelerini kullandı.
İsrail’in 1981’de uluslararası hukuka aykırı bir şekilde bölgelerini ilhak ettikten sonra vatandaşlığa geçirmek istediği Golanlı Dürzi Araplar, 1982’de büyük kitlesel bir grevle İsrail’in bu adımına karşı çıkarak vatandaşlığa geçme senaryosunun uygulanmasına izin vermemişti.
İsrail üniversitelerinde eğitim almayı reddeden Golanlı Dürziler, iç savaşın patlak verdiği 2011’e kadar, Golan Tepelerinde konuşlu bulunan BM Barış Gücü ve Uluslararası Kızılhaç Örgütü’nün gözetimindeki bölgelerden eğitim amacıyla Suriye’ye gidebiliyorlardı.
İsrail vatandaşlığına geçmeyen ancak daimî oturum hakkına sahip olan Golanlılar bugün "Laissez-passer" belgeleri (vatandaşlığı olmayan toplumlara verilen serbest geçiş belgesi) ile yurt dışına seyahat edebiliyor ve ticaret yapabiliyor.
Dürziler kimdir?Kendilerini Müslüman olarak nitelendiren Dürziler, Dürziliği 11’inci yüzyılda Kahire’deki Fatımi imamların oluşturduğu felsefe ve tasavvuftan etkilenen mezhep olarak tarif ediyorlar.
Tasavvufi öğretiler üzerinde bina edildiği dile getirilen Dürzilikte ibadetler, tahsis edilen özel mekanlardaki meclislerde ifa ediliyor. İbadetlerini son derece gizlilik içerisinde yerine getiren Dürzilerin, içeriğini açıklamayı reddettikleri "hikmet" dolu bir kitaba sahip olduğu söyleniyor.
Dürziler, Golan'ın yanısıra İsrail, Lübnan, Ürdün ve Suriye'de de yaşıyor.
dikGAZETE.com