İstanbul Üniversitesi (İÜ) Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynel Arslangündoğdu, gökdelenlerin kuş göçünü olumsuz etkileyen en önemli faktör olduğunu belirterek, "Bu binalar gece oluşturdukları ışıklarla kuşların görüşlerini engelleyerek göç rotalarını şaşırmalarına neden oluyor. Geceleri uçan kuşlar yüksek binalara çarparak ölüyor." dedi.
Dünya Göçmen Kuşlar Günü dolayısıyla kentleşme ve yüksek binaların kuşlara etkisine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Arslangündoğdu, İstanbul'da özellikle 1970-1980'li yıllarda nüfusun artmaya başladığını, kent yerleşiminin ilk önce kara yolları boyunca, sonra 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü civarında genişlediğini anlattı.
Depremden sonra İstanbul'un kuzey kesiminin yerleşim yeri olarak tercih edilmeye başlandığını, şimdilerde ise kentin Yavuz Sultan Selim Köprüsü etrafında büyüdüğünü belirten Arslangündoğdu, "Tüm bu büyümeler var olan tarım arazileri ve doğal alanların, hatta ormanların daralmasına, yerleşim ve yollar için dönüşmesine neden olmuştur. Kuşlar da bu dönüşümden etkilenmektedir. Bu durum, yerli kuşların yaşam alanlarının daralmasına ve parçalanmasına neden oldu. Son yıllarda sayıları İstanbul'da mantar gibi artan gökdelenler de geceleyin ötücü kuş göçlerini olumsuz etkiliyor." diye konuştu.
İstanbul'un süzülerek göç eden kuşlar için dünyanın en önemli göç güzergahı üzerinde olduğuna işaret eden Arslangündoğdu, İstanbul Boğazı'nın kuşlar için önemli bir dar boğaz olduğunu, çünkü bu kuşların denizleri aşamadıkları için karalar üzerinden uçarak ve süzülerek göç etmek zorunda olduklarını vurguladı.
"Deniz üzerinde termaller oluşmadığından kara üzerinden göç ederler"Arslangündoğdu, büyük ve iri kuşların göç için yeterince yağ depolayamadıklarını, ötücü kuşların ise göç öncesi sıkı bir beslenmeyle yağ oranını artırdıklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Leylekler, kartallar, şahinler ve diğer yırtıcılar göç ederken, karalar üzerinde oluşan termalleri kullanarak irtifa kazanır, sonra ilerleyeceği yöne doğru kendini süzülmeye bırakırlar. Yani kanat çırpmak yerine süzülmeyi tercih ederler. Bu şekilde harcaması gereken enerjinin 23'te birini kullanır. Güneşli bir havada 400 kilometre yol katedebilir. Deniz üzerinde termaller oluşmadığından mutlaka kara üzerinden göç etmek durumundalar. Dar boğazlar da bu anlamda çok önemlidir. Bu kuşlar kışı Afrika'da kıt kanaat geçirirler. İlkbaharda kış mevsiminden çıkıp doğanın canlanmasıyla büyük bir besin potansiyeline dönüşen Avrupa ve Asya'ya dağılarak üreme için yuvalanırlar. En verimli dönemde yumurtlar ve yavrularını büyütürler. Sonbaharda kış gelmeden tekrar kışlamak için güneye, Afrika'ya dönerler. Bu gidiş ve gelişleri sırasında İstanbul Boğazı'nı, Artvin Borçka ve Hatay Belen hattını kullanırlar. İlkbahar göçü İstanbul'da mart, nisan ve mayıs, sonbahar göçü ise ağustos, eylül ve ekim aylarına denk gelir."
Doç. Dr. Arslangündoğdu, her yıl 600 bin leylek ile 30'un üzerinde türe sahip yaklaşık 200 bin yırtıcı kuşun kuzey ve güneye göç ederken, İstanbul Boğazı'nı kullandıklarına dikkati çekti.
Kuşların göç etmesinin en önemli sebebinin beslenme olduğuna işaret eden Arslangündoğdu, "Kış şartlarına dayanıklı olsalar bile besin bulamadıklarından yer değiştirmek zorunda kalırlar. 'Doğduğunuz yer mi doyduğunuz yer mi?' sorusu aslında kuşlar içinde belirleyicidir. Binlerce yıl bu şekilde göç ettiklerinden bu davranış genetik kodlarına işlemiş, hormonlarına yansımış ve alışkanlık edinmişlerdir. Fotoperiyodizmin etkisiyle zamanın geldiğini bilirler ve hareket ederler." ifadelerini kullandı.
"Geceleri uçan kuşlar yüksek binalara çarparak ölüyor"Ötücü kuşların da benzer şekilde bu dönemlerde gece vakti kanat çırparak göç ettiklerini ve çok fazla enerji harcadıklarını aktaran Arslangündoğdu, sonbaharda Türkiye'ye kışlamak için gelen su kuşlarının ise enerji kaybını azaltmak için kanat çırparak ve "V" şeklinde dizilerek göç ettiklerini söyledi.
Kentleşmeyle sayıları hızla artan yüksek binaların kuş göçlerine etkisine değinen Doç. Dr. Arslangündoğdu, şunları kaydetti:
"Gökdelenler kuş göçünü olumsuz etkileyen en önemli faktörlerdendir. Bu binalar gece oluşturdukları ışıklarla kuşların görüşlerini engelleyerek göç rotalarını şaşırmalarına neden oluyor. Fazla ışıktan dolayı gökyüzündeki yıldızları seçemediklerinden yollarını karıştırırlar. Geceleri uçan kuşlar yüksek binalara çarparak ölüyor. Yine gündüzleri aynalı yüzeylere çarpmalarına neden oluyor. Özellikle İstanbul'da gökdelenlerin yoğun olarak bulunduğu Maslak bölgesi kuş göç yolu üzerindedir. Yurt dışında yapılan bir araştırmaya göre, bir sonbahar mevsiminde tek bir gökdelene çarparak ölen ve yaralanan kuş sayısı 2 bini buluyor. Gökdelenlere çarpıp ölen kuşların Türkiye'de de çok olduğunu duyuyoruz, zaman zaman da görüyoruz."
"Gökdelenlerin ışıklarının söndürülmesi kuşların çarpmasını önler"İspinozlar, ardıç kuşları, kuyruksallayanlar, kırlangıçlar ve ötleğenlerin sıcaktan ve yırtıcı kuşlardan korunmak için gece uçtukları bilgisini veren Arsangündoğdu, İstanbul'un kuzeyinde var olan yeşil alanların kuşlar açısından dinlenme ve beslenme alanları olduğuna dikkati çekti.
Doç. Dr. Arslangündoğdu, "Kuş göç mevsiminde gökdelenlerin gece ışıklarının söndürülmesi kuşların ışıklar yüzünden uçuş rotalarından sapmaları ve yüksek binalara çarparak ölmelerini önlemektedir. Tek yapılması gereken gece ışıkların söndürülmesi ve bazı yapısal değişikliklerdir. Şehrin tüm hattı boyunca gökdelenler değil de daha düzenli bir şekilde şehir planlanabilse çok daha iyi olurdu. Ayrıca bu gökdelenlerin dizilişi, konumu ve yüksekliği kentin üzerindeki hava akımlarını da etkilemektedir." değerlendirmesini yaptı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com