TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Harbi'nin tüm kahramanlarını, ilk günden bugüne kadar TBMM'de görev yapan tüm milletvekillerini, ülkeye hizmet eden herkesi tazimle yad eden Erdoğan, vatanın bekası için canlarını feda eden aziz şehitlere Allah'tan rahmet diledi.
Erdoğan, halen sınırların içinde ve dışında ülkenin güvenliği, milletin geleceği için fedakarca görev yapan güvenlik güçlerine ve diğer kamu personeline şükranlarını sundu.
Binlerce yıllık tarih yolculuğundaki son devletleri olan Cumhuriyeti yaşatmak ve daha ileriye taşımak için gayret gösteren, emek veren, ter döken herkese teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti olarak hem Mecliste hem hükümette yaptığımız çalışmalarla ülkemize Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanlardan katbekat daha fazla eser, hizmet, yatırım kazandırdık. Bunun için Cumhuriyet Bayramlarını sadece sözde ve resmi törenle kutlamakla kalmadık, eserlerimizin açılışıyla birer hizmet şölenine çevirdik. Marmaray'ı bundan 6 yıl önce bir 29 Ekim günü hizmete açtık. Bugüne kadar Marmaray'dan geçen yolcu sayısı 403 milyonu buldu. Bundan 3 yıl önceki 29 Ekim'de de başkentimizin gurur abidelerinden olan Yüksek Hızlı Tren Gar Binasını hizmete aldık. Geçen yıl 29 Ekim'de Cumhuriyet tarihimizin en büyük yatırımlarından biri olan İstanbul Havalimanı'nın resmi açılışını yaptık. Tam kapasiteyle çalışmaya başladığı nisandan beri 41 milyon yolcu kullandı. Cumhuriyet'e birilerinin yıllardır yapageldiği gibi buram buram özenti kokan saçmalıklarla değil işte böyle ülkeye ve millete en büyük hizmetleri kazandırarak layık olunur. İnşallah Cumhuriyetimize en büyük hizmetimiz de ülkemizi 2023 hedeflerimize ulaştırmak olacaktır."
"2023 hedeflerimize sıkı sıkıya bağlıyız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 6 yıldır ardı ardına yaşadıkları saldırılar nedeniyle kimi alanlardaki rakamların gerçekleşmesi sonraki yıllara kaysa da 2023 hedeflerine sıkı sıkıya bağlı olduklarını bildirdi. Erdoğan, "Evlatlarımıza bırakacağımız en büyük mirasın, onlara 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir ülke teslim etmek olduğuna inanıyorum." dedi.
Türkiye'nin, önündeki psikolojik ve fiziki bariyerleri yıktığını vurgulayan Erdoğan, bugün artık karşılarında kendine güvenen, tarihinden güç alan, milleti ve devletiyle aynı ideallere kenetlenmiş bir ülke olduğunu söyledi.
Erdoğan, dün adeta yok sayılan, sadece kendisine bahşedilen sınırlar içinde hareket eden bir ülke görünümünden bugün küresel düzeyde oyun kuran bir devlet haline geldiklerine işaret etti.
"Meydan okuyabilen bir Türkiye"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "3-5 milyar dolarlık manipülasyonlarla ekonomimizin çökertildiği, 3-5 kontra hamleyle siyasetimizin dize getirildiği, 3-5 terör eylemiyle ülkemizin hizaya sokulduğu günler hamdolsun geride kaldı. Artık her alanda kendi iradesini ortaya koyabilen, gerektiğinde 7 düvele meydan okuyabilen bir Türkiye var." diye konuştu.
Türkiye'nin, 360 derece görüş açısına sahip bir ülke haline geldiğini dile getiren Erdoğan, bu noktaya milletle birlikte verdikleri 17 yıllık mücadelenin sonucunda ulaşabildiklerini söyledi.
Erdoğan, siyasette ve yönetimde millete rağmen değil, milletle birlikte hareket etmeyi prensip edinen bir anlayışın hakim olması halinde Türkiye'nin neler yapabileceğini tüm dünyaya gösterdiklerini anlattı.
"Kibire kapılmadık"
"İnşallah hep birlikte çok daha fazlasını da başaracağız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Elbette bugüne kolay gelmedik. Hem ülkenin yöneticileri olarak bizler hem de en büyük güç ve moral kaynağımız olan milletimiz çok büyük bedeller ödedi. Vesayet odaklarının direnişinden darbe teşebbüslerine, terör saldırılarından sınırlarımızın tacizine, uluslararası alanda köşeye sıkıştırılma gayretlerinden milli birlik ve beraberliğimize yönelik tuzaklara kadar pek çok badireyle yüzleştik. Tüm bu süreçte sadece Rabb'imizden yardım istedik, sadece milletimize güvendik. Hamdolsun başımızı yere eğecek, yüzümüzü kızartacak, bizi güçsüz bırakacak, hezimete uğratacak hiçbir durumla karşı karşıya kalmadık. Girdiğimiz her mücadelede Rabb'imizin yardımını da milletimizin desteğini de hep yanımızda bulduk. Biz de başarılarımıza güvenerek, kibire kapılmadık. Kerameti kendimizde görmedik, dik durduk ama diklenmedik. Zaferle değil seferle mükellef olduğumuzun bilinciyle hep daha çalıştık, daha çok gayret gösterdik, daha çok dua ettik, milletimizle daha çok bütünleştik. Eksikliklerimiz, hatta hatalarımız elbette olmuştur ama art niyetimiz, içten pazarlığımız, korkumuz asla olmadı. Şartlara, rakiplere veya düşmanlara değil sadece Rabb'imize teslim olduk, sadece milletimize tabi olduk."
"Cevabımızı inlerine girerek, güvendikleri dağları başlarına yıkarak verdik"
Erdoğan, en karanlık gecenin bile bir sabahı olduğu gerçeğini asla unutmadıklarını belirterek, bu hakikatin en çarpıcı örneğinin 15 Temmuz gecesi yaşandığını söyledi.
15 Temmuz gecesi, 16 saatin sonunda darbecilere gereken dersin verildiğini ifade eden Erdoğan, "FETÖ'cü teröristler uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, silahlarıyla gecenin karanlığında üzerimize geldiğinde milletimizle birlikte direndik ve sabahın ilk ışıklarıyla beraber zaferle buluştuk. Nasıl oldu bu? O tankların altına kendini atan milletimizle oldu, o tankların üzerine çıkan milletimizle oldu, silahların karşısında adeta ölüme meydan okurcasına yürüyen kardeşlerimizle oldu. Bütün bunlarla beraber Rabbim de zaferi lütfetti." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin her meselesinde bu anlayışla, bu kararlılıkla, bu cesaretle hareket ettiklerinin altını çizdi.
"Türkiye'yi Suriye gibi, Irak gibi, Libya gibi yapabileceklerini sananlara cevabımızı inlerine girerek, güvendikleri dağları başlarına yıkarak verdik." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar karşısında eski Türkiye refleksleriyle hareket etseydik inanın bana, çok büyük bir felaketi yaşıyor olurduk. Şayet bugün boynumuzda esaret zinciriyle yıkıntıların karşısında halimize ağlıyor durumda değilsek bunu milletimizle beraber ortaya koyduğumuz o büyük direniş ve yeniden şahlanış iradesine borçluyuz. Her ne kadar birileri hala Türkiye'nin verdiği bu büyük mücadelenin farkında değilse de milletimiz olup biteni görüyor ve hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor. Türkiye, yeni bir istiklal harbi veriyor ve hamdolsun zafere doğru adım adım yürüyor."
Bu büyük mücadelenin başarısı için önce AK Parti olarak kendilerinin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini güçlendirmeleri gerektiğini söyleyen Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak ortaya koydukları performansın, parlamento içinde de kendini gösterdiğini vurguladı. Erdoğan, temennilerinin bunun daha ileri safhalara aynı şekilde yürümesi olduğunu dile getirdi.
"Milletimizle birlikte bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız." ifadesini kullanan Erdoğan, Türkiye'nin en büyük gücünün, bunu başarması olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi sağlam tuttuğumuzda sahada ve masada sözümüzü dinletebiliyoruz. Ekonomimizin de savunma sanayimizin de ticaretimizin de ihracatımızın da başarısı buna bağlıdır. Siyasi tercihi, kökeni, inancı, meşrebi ne olursa olsun büyük ve güçlü Türkiye mücadelemizde bize destek veren milletimizin her bir ferdine, dünyanın dört bir yanındaki dostlarımıza şükranlarımı sunuyorum." dedi.
"Enflasyonda tek haneli rakama ulaşacağız"
Yaşanan dönemin ehemmiyetinin, iç siyasetteki gaflet ve dalalet ürünü kimi sataşmalardan, iftiralardan, hezeyanlardan uzak durmaya mecbur bıraktığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte ekonomiyle ilgili, 'Çökerttik, çökertiyoruz', 'Battı, bitti' dediler ne oldu? Bitti mi? Battı mı? Elhamdülillah biz küllerimizden nasıl tarihte ayağa kalktıysak şimdi yine aynı şekilde ayağa kalktık ve yola devam ediyoruz. Görüldüğü gibi faiz sürekli iniyor. Enflasyon aynı şekilde geriliyor. En yakın zamanda inşallah enflasyonda da tek haneli rakama ulaşacağız. Faizde aynı şekilde ulaşacağız. Bunu başaracağız ki ekonomi rayına oturmuş olsun. Hiç bundan endişeniz olmasın, bu olacak. Elbette densizlik düzeyine varan söz ve davranışlara ilgili arkadaşlarımız gereken cevabı veriyorlar, verecekler. Ama biz tüm vaktimizi, enerjimizi ve konsantrasyonumuzu ülkemizi bu fırtınadan sağ salim bir şekilde çıkarmak için teksif ediyoruz."
Millete sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmenin gayretinde, Türkiye'yi hayalleri ve hedefleriyle kucaklaştırmanın derdinde olduklarını belirten Recep Tayyip Erdoğan, her bir arkadaşının da bulunduğu yerde işini en güzel, en verimli, en samimi şekilde yürüterek bu mücadeleye destek olacağını kaydetti.
"Toplantı yeter sayısında grubumuzu darda, zorda bırakmayın"
Erdoğan, AK Parti Meclis Grubundan, komisyon ve Genel Kurul gündemindeki kanun çalışmalarının en küçük boşluğa ve hataya yer vermeyecek şekilde hassasiyetle yürütülmesi ricasında bulundu.
"Buraya bir parantez açıyorum." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Allah rızası için, parlamento çalışmalarımızda lütfen karar yeter sayısı noktasında grubumuzu darda, zorda bırakmayın. Toplantı yeter sayısında grubumuzu darda, zorda bırakmayın. Önce toplantı yeter sayısı, karar yeter sayısı, hep birlikte orada yer alacağız ki muhalefetin karşısında gülünç duruma düşmeyelim. Bir iktidar partisine yakışan budur. Bu millet sizleri, bizleri, buraya bunun için gönderdi. Eğer bunu yapmazsak bunun vebalinden kurtulamayız. Açık konuşuyorum, aldığımız ücreti de kendimize helal kılamayız.
Grup başkanımızın, başkan vekillerimizin müsadesi olmadan, yurt dışında bazı görevlendirmeler olmadan, arkadaşlarımızın salı, çarşamba, perşembe, fevkalade bir şey olmadıktan sonra üç gün şu Meclisteki çalışmalarda sürekli bulunmamız lazım. Bulunacağız ki işin hakkını verelim. Şimdi bir bütçe dönemine giriyoruz. Bu dönemde sürekli olarak malum komisyon çalışmaları var, vesaire. Ondan sonra parlamentoda takvimler olacak. Tüm bunlarda eğer iktidar partisi olarak, Cumhur İttifakı olarak yerimizi almazsak, bunun izahı olmaz. Bunu, harfiyen yerine getirmemiz lazım."
"Bunun hesabını Amerika tarihe nasıl verecek?"
Türkiye'nin sadece 81 vilayetten ve artık 82 milyona ulaşmış olan vatandaşlarından ibaret bir ülke olmadığını ifade eden Erdoğan, "Geçmişte, yıllarca bizi kendi içimize hapsederek ve kendi içimizde kavga ettirerek hem medeniyet hem tarih misyonumuzdan uzak tuttular. AK Parti'nin Türkiye'ye belki de en büyük hizmeti işte bu kısır döngüyü kırmış olmasıdır." dedi.
Milleti yeniden kadim geçmişiyle buluşturmayı ve büyük hedeflere sahip bir vizyon kazandırmayı başardıklarını dile getiren Erdoğan, artık hiç kimsenin "Türkiye" deyince Edirne ile Kars, Sinop ile Hatay arasında sınırlı bir coğrafyayı anlamadığını söyledi. Erdoğan, "Bu sadece devletimizin resmi sınırıdır. Gönüllerimizin sınırı ise neredeyse tüm dünyayı kucaklayacak genişliğe sahiptir. Ecdadımızın asırlar boyunca üç kıta yedi iklimi yönettiği Topkapı Sarayı'nın Bab-ı Hümayun Kapısı'nın yanıbaşında aynen şöyle yazıyor: 'Ye-vi ileyhi külli mazlumin.' Yani 'Bütün mazlumlar ona sığınır.' Kime? Osmanlı'ya. Kapısı çalınacak olan yer neresi? İşte Topkapı. Bu söz, medeniyetimizin ve tarihimizin insana, dünyaya, hayata bakışının en sarih ifadesidir." değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni Zelanda'da cami basıp katliam yapan alçağın silahına kazıdığı sembollere baktığımızda ise tam tersi bir zihniyet karşımıza çıkıyor. Bu anlayışın yücelttiği isimlerin neredeyse tamamı, dönemlerinin katilleri olduğu halde zalimler tarafından sembolleştirilmiş kişilerdir. Halbuki bizim ecdadımız asırlarca idaresi ve nüfusu altında kalan milyonlarca kilometrekarelik coğrafyayı 'tüm mazlumlar ona sığınır' anlayışıyla yönetmiştir. İspanya'daki Yahudilerden Rusya'daki muhaliflere, Kafkasya ve Balkanlar'daki masumlardan Afrika'daki gariplere kadar herkes başı dara düştüğünde buraya sığınmıştır.
Senegal, Gore Adası, oradan on binlerce köle, ayaklarında, boyunlarında zincirlerle Amerika'ya kadırgalarla taşınmışlardır. Şimdi bunun hesabını acaba Amerika tarihe nasıl verecek? Asıl sorumlu olan bunlar. Ama böyle bir hesap verildi mi? O adadaki hücreleri gördüğümüzde 'insanlık bunu da yaşamış' dedik.
İstiklal Harbimizi verirken bu coğrafyanın tamamından maddi ve manevi destek aldık. Bugün Osmanlı coğrafyasının neresine giderseniz gidin 'Türk' dendiğinde insanların gözlerinde bir sevgi, saygı, muhabbet ışıltısı görürsünüz. Hatta bu coğrafyaların elimizden çıktığı dönemlerde milletimize husumet besleyenler dahi şimdi bizi muhabbet dolu bir şekilde karşılıyor. Bu büyük coğrafyada 'Türk' bir kavmin değil, bir medeniyetin adıdır.
İşte bugün bu büyük medeniyeti yeniden ayağı kaldırmanın, yeniden özlemle beklenen hale getirmenin çabası içerisindeyiz. Dün olduğu gibi bugün de kalbimizi ve imkanlarımızı rengine diline inancına fikrine zikrine bakmadan tüm mazlumlara açıyoruz. Peki karşı cenahta durum nedir? Barış Pınarı Harekatımızla bir kez daha gördük ki karşımızdakiler bir iki asır önce ne hissediyorlarsa, şimdi de onu hissediyor, ne yapıyorlarsa onu yapıyorlar. Görünüşte ne kadar medeni, ne kadar zengin, ne kadar gelişmiş olursa olsun içlerindeki kini, nefreti ve ilkelliği her fırsatta ortaya koyuyorlar, değişen bir şey yok."
'900'ün üzerinde terörist etkisiz hale getirildi'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barış Pınarı Harekatı bölgesinde 4 bin 219 kilometrekare alan içindeki 558 yerleşim birimini, 900'ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirerek temizlemiş durumdayız." dedi.
"Buradan bir kez daha Avrupa başta olmak üzere terör örgütlerini destekleyen ülkelere sesleniyorum." diyer Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yanlış yapıyorsunuz. Bugün kendi ellerinizle beslediğiniz terör yılanı eninde sonunda dönüp sizi de ısıracaktır, bunu böyle biliniz. Şimdi de kendi vatandaşınız olan teröristleri teslim almamak için kıvrandığınızı da biliyoruz. DEAŞ'ta sizin teröristleriniz var. 'Hadi alın' diyoruz kaçıyorsunuz, almıyorsunuz. Bu teröristleri siz yetiştirdiniz niye almıyorsunuz? Alamazlar. Niye? Çünkü bu biraz da karakter meselesi."
'Bunlar sadece öldürmeyi bilirler'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar mağdur ve mazlumun yanında değiller, asla böyle bir adım atma niyetleri de yok. Bunlar sadece öldürmeyi bilirler, sadece silah satmayı bilirler. Petrol dediğin zaman hemen dalarlar, petrole yürürler, bunda hiç geri durmazlar. Çünkü bunlar için petrolün bir damlası binlerce insanın kanına bedel, böyle bir yapının içindeler." ifadesini kullandı.
'Gerekirse güvenli bölge sahamızı genişleteceğiz'
Erdoğan, güvenli bölge dışından gelecek saldırılara en sert şekilde karşılık verileceğini ve gerekirse güvenli bölge sahasının genişletileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Suriye Milli Ordusu) Onlara 'terörist' diyorlar; kim, ABD. Ya bunlar bu toprakların sahipleri, topraklarını savunuyorlar. Bunlara nasıl terörist dersiniz?" diye konuştu.
'Hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz'
"Terör örgütü mensuplarının 30 kilometrelik alanın dışına çıkartılamadığını görürsek veya her nereden olursa olsun saldırılar sürerse kendi harekatımızı gerçekleştirme hakkımızı saklı tutuyoruz." şeklinde konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu tür mücadeleler uzun solukludur. Bazen bize, '30 kilometrenin ötesindeki teröristler ne olacak?' diye soruyorlar. Diğerlerine ne olacaksa onlara da aynısı olacak. Son teröriste kadar tamamı temizlenecek. Gerektiğinde sahada gerektiğinde masada oyunu değiştirecek hamleler yaparak hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz."
'Amerika, bir FETÖ'ye mahkum olacak kadar küçüldü mü?'
"Tarihleri soykırım, kölelik, sömürü lekeleriyle dolu bir ülkenin Türkiye'ye ne söz söyleme ne ders verme hakkı olamaz." diyen Erdoğan, "Temsilciler Meclisinde kabul edilen diğer tasarı Barış Pınarı Harekatı bahanesiyle ve ipe sapa gelmez iddialarla şahsıma, aileme, bakanlarıma yaptırım uygulanması talebiyle ilgilidir. FETÖ'nün yıllarca piyasada dolaştırıldığı iddialara dayandırılan ve hiçbir tutarı olmayan bu tasarıyı da şiddetle reddediyoruz. Amerika, bir FETÖ'ye mahkum olacak kadar küçüldü mü?" ifadesini kullandı.
ABD ziyaretinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği
Erdoğan, partisinin Meclis Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
ABD'ye yönelik tepkiyi toplantıda dile getirdiği hatırlatılarak, 13 Kasım'daki ABD ziyaretinin bu koşullarda gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine yönelik soru üzerine Erdoğan, "Şu anda henüz kararımı vermedim. Ama soru işareti." ifadesini kullandı.
"Grup toplantısındaki konuşmanızda, terörle ilgili mücadeleye ilişkin yakın zamanda müjde vereceğinizi söylediniz. O müjde teröristbaşı Mazlum Kobani'nin Türkiye'ye iadesi konusunda mı?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Niye acele ediyorsun? Bu işlerin haberi verilir mi? Amerika haber vere vere mi geldi?" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı kapsamında B ve C planlarının neler olduğuna ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti:
"Şu anda A planını uyguluyoruz. Bu devriyeler vesaire filan, bunlar devam edecek. Bu devriyelerden sonra arazideki bütün gelişmelere göre de nerede ne gibi adımlar atılması gerekiyor? İşte Ayn El Arab'da, Münbiç'te beklenenler eğer yerine getirilmiyorsa buralarda B planına, C planına geçebiliriz."
Bu hafta içerisinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşmesinin olup olmayacağı sorusuna Erdoğan, "Her an olabilir. Gelişmelere göre." yanıtını verdi.
Muhabir: Meltem Öztürk, Ali Kemal Akan, Alp Özden
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Harbi'nin tüm kahramanlarını, ilk günden bugüne kadar TBMM'de görev yapan tüm milletvekillerini, ülkeye hizmet eden herkesi tazimle yad eden Erdoğan, vatanın bekası için canlarını feda eden aziz şehitlere Allah'tan rahmet diledi.
Erdoğan, halen sınırların içinde ve dışında ülkenin güvenliği, milletin geleceği için fedakarca görev yapan güvenlik güçlerine ve diğer kamu personeline şükranlarını sundu.
Binlerce yıllık tarih yolculuğundaki son devletleri olan Cumhuriyeti yaşatmak ve daha ileriye taşımak için gayret gösteren, emek veren, ter döken herkese teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti olarak hem Mecliste hem hükümette yaptığımız çalışmalarla ülkemize Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanlardan katbekat daha fazla eser, hizmet, yatırım kazandırdık. Bunun için Cumhuriyet Bayramlarını sadece sözde ve resmi törenle kutlamakla kalmadık, eserlerimizin açılışıyla birer hizmet şölenine çevirdik. Marmaray'ı bundan 6 yıl önce bir 29 Ekim günü hizmete açtık. Bugüne kadar Marmaray'dan geçen yolcu sayısı 403 milyonu buldu. Bundan 3 yıl önceki 29 Ekim'de de başkentimizin gurur abidelerinden olan Yüksek Hızlı Tren Gar Binasını hizmete aldık. Geçen yıl 29 Ekim'de Cumhuriyet tarihimizin en büyük yatırımlarından biri olan İstanbul Havalimanı'nın resmi açılışını yaptık. Tam kapasiteyle çalışmaya başladığı nisandan beri 41 milyon yolcu kullandı. Cumhuriyet'e birilerinin yıllardır yapageldiği gibi buram buram özenti kokan saçmalıklarla değil işte böyle ülkeye ve millete en büyük hizmetleri kazandırarak layık olunur. İnşallah Cumhuriyetimize en büyük hizmetimiz de ülkemizi 2023 hedeflerimize ulaştırmak olacaktır."
"2023 hedeflerimize sıkı sıkıya bağlıyız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 6 yıldır ardı ardına yaşadıkları saldırılar nedeniyle kimi alanlardaki rakamların gerçekleşmesi sonraki yıllara kaysa da 2023 hedeflerine sıkı sıkıya bağlı olduklarını bildirdi. Erdoğan, "Evlatlarımıza bırakacağımız en büyük mirasın, onlara 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir ülke teslim etmek olduğuna inanıyorum." dedi.
Türkiye'nin, önündeki psikolojik ve fiziki bariyerleri yıktığını vurgulayan Erdoğan, bugün artık karşılarında kendine güvenen, tarihinden güç alan, milleti ve devletiyle aynı ideallere kenetlenmiş bir ülke olduğunu söyledi.
Erdoğan, dün adeta yok sayılan, sadece kendisine bahşedilen sınırlar içinde hareket eden bir ülke görünümünden bugün küresel düzeyde oyun kuran bir devlet haline geldiklerine işaret etti.
"Meydan okuyabilen bir Türkiye"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "3-5 milyar dolarlık manipülasyonlarla ekonomimizin çökertildiği, 3-5 kontra hamleyle siyasetimizin dize getirildiği, 3-5 terör eylemiyle ülkemizin hizaya sokulduğu günler hamdolsun geride kaldı. Artık her alanda kendi iradesini ortaya koyabilen, gerektiğinde 7 düvele meydan okuyabilen bir Türkiye var." diye konuştu.
Türkiye'nin, 360 derece görüş açısına sahip bir ülke haline geldiğini dile getiren Erdoğan, bu noktaya milletle birlikte verdikleri 17 yıllık mücadelenin sonucunda ulaşabildiklerini söyledi.
Erdoğan, siyasette ve yönetimde millete rağmen değil, milletle birlikte hareket etmeyi prensip edinen bir anlayışın hakim olması halinde Türkiye'nin neler yapabileceğini tüm dünyaya gösterdiklerini anlattı.
"Kibire kapılmadık"
"İnşallah hep birlikte çok daha fazlasını da başaracağız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Elbette bugüne kolay gelmedik. Hem ülkenin yöneticileri olarak bizler hem de en büyük güç ve moral kaynağımız olan milletimiz çok büyük bedeller ödedi. Vesayet odaklarının direnişinden darbe teşebbüslerine, terör saldırılarından sınırlarımızın tacizine, uluslararası alanda köşeye sıkıştırılma gayretlerinden milli birlik ve beraberliğimize yönelik tuzaklara kadar pek çok badireyle yüzleştik. Tüm bu süreçte sadece Rabb'imizden yardım istedik, sadece milletimize güvendik. Hamdolsun başımızı yere eğecek, yüzümüzü kızartacak, bizi güçsüz bırakacak, hezimete uğratacak hiçbir durumla karşı karşıya kalmadık. Girdiğimiz her mücadelede Rabb'imizin yardımını da milletimizin desteğini de hep yanımızda bulduk. Biz de başarılarımıza güvenerek, kibire kapılmadık. Kerameti kendimizde görmedik, dik durduk ama diklenmedik. Zaferle değil seferle mükellef olduğumuzun bilinciyle hep daha çalıştık, daha çok gayret gösterdik, daha çok dua ettik, milletimizle daha çok bütünleştik. Eksikliklerimiz, hatta hatalarımız elbette olmuştur ama art niyetimiz, içten pazarlığımız, korkumuz asla olmadı. Şartlara, rakiplere veya düşmanlara değil sadece Rabb'imize teslim olduk, sadece milletimize tabi olduk."
"Cevabımızı inlerine girerek, güvendikleri dağları başlarına yıkarak verdik"
Erdoğan, en karanlık gecenin bile bir sabahı olduğu gerçeğini asla unutmadıklarını belirterek, bu hakikatin en çarpıcı örneğinin 15 Temmuz gecesi yaşandığını söyledi.
15 Temmuz gecesi, 16 saatin sonunda darbecilere gereken dersin verildiğini ifade eden Erdoğan, "FETÖ'cü teröristler uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, silahlarıyla gecenin karanlığında üzerimize geldiğinde milletimizle birlikte direndik ve sabahın ilk ışıklarıyla beraber zaferle buluştuk. Nasıl oldu bu? O tankların altına kendini atan milletimizle oldu, o tankların üzerine çıkan milletimizle oldu, silahların karşısında adeta ölüme meydan okurcasına yürüyen kardeşlerimizle oldu. Bütün bunlarla beraber Rabbim de zaferi lütfetti." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin her meselesinde bu anlayışla, bu kararlılıkla, bu cesaretle hareket ettiklerinin altını çizdi.
"Türkiye'yi Suriye gibi, Irak gibi, Libya gibi yapabileceklerini sananlara cevabımızı inlerine girerek, güvendikleri dağları başlarına yıkarak verdik." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar karşısında eski Türkiye refleksleriyle hareket etseydik inanın bana, çok büyük bir felaketi yaşıyor olurduk. Şayet bugün boynumuzda esaret zinciriyle yıkıntıların karşısında halimize ağlıyor durumda değilsek bunu milletimizle beraber ortaya koyduğumuz o büyük direniş ve yeniden şahlanış iradesine borçluyuz. Her ne kadar birileri hala Türkiye'nin verdiği bu büyük mücadelenin farkında değilse de milletimiz olup biteni görüyor ve hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor. Türkiye, yeni bir istiklal harbi veriyor ve hamdolsun zafere doğru adım adım yürüyor."
Bu büyük mücadelenin başarısı için önce AK Parti olarak kendilerinin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini güçlendirmeleri gerektiğini söyleyen Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak ortaya koydukları performansın, parlamento içinde de kendini gösterdiğini vurguladı. Erdoğan, temennilerinin bunun daha ileri safhalara aynı şekilde yürümesi olduğunu dile getirdi.
"Milletimizle birlikte bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız." ifadesini kullanan Erdoğan, Türkiye'nin en büyük gücünün, bunu başarması olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi sağlam tuttuğumuzda sahada ve masada sözümüzü dinletebiliyoruz. Ekonomimizin de savunma sanayimizin de ticaretimizin de ihracatımızın da başarısı buna bağlıdır. Siyasi tercihi, kökeni, inancı, meşrebi ne olursa olsun büyük ve güçlü Türkiye mücadelemizde bize destek veren milletimizin her bir ferdine, dünyanın dört bir yanındaki dostlarımıza şükranlarımı sunuyorum." dedi.
"Enflasyonda tek haneli rakama ulaşacağız"
Yaşanan dönemin ehemmiyetinin, iç siyasetteki gaflet ve dalalet ürünü kimi sataşmalardan, iftiralardan, hezeyanlardan uzak durmaya mecbur bıraktığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte ekonomiyle ilgili, 'Çökerttik, çökertiyoruz', 'Battı, bitti' dediler ne oldu? Bitti mi? Battı mı? Elhamdülillah biz küllerimizden nasıl tarihte ayağa kalktıysak şimdi yine aynı şekilde ayağa kalktık ve yola devam ediyoruz. Görüldüğü gibi faiz sürekli iniyor. Enflasyon aynı şekilde geriliyor. En yakın zamanda inşallah enflasyonda da tek haneli rakama ulaşacağız. Faizde aynı şekilde ulaşacağız. Bunu başaracağız ki ekonomi rayına oturmuş olsun. Hiç bundan endişeniz olmasın, bu olacak. Elbette densizlik düzeyine varan söz ve davranışlara ilgili arkadaşlarımız gereken cevabı veriyorlar, verecekler. Ama biz tüm vaktimizi, enerjimizi ve konsantrasyonumuzu ülkemizi bu fırtınadan sağ salim bir şekilde çıkarmak için teksif ediyoruz."
Millete sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmenin gayretinde, Türkiye'yi hayalleri ve hedefleriyle kucaklaştırmanın derdinde olduklarını belirten Recep Tayyip Erdoğan, her bir arkadaşının da bulunduğu yerde işini en güzel, en verimli, en samimi şekilde yürüterek bu mücadeleye destek olacağını kaydetti.
"Toplantı yeter sayısında grubumuzu darda, zorda bırakmayın"
Erdoğan, AK Parti Meclis Grubundan, komisyon ve Genel Kurul gündemindeki kanun çalışmalarının en küçük boşluğa ve hataya yer vermeyecek şekilde hassasiyetle yürütülmesi ricasında bulundu.
"Buraya bir parantez açıyorum." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Allah rızası için, parlamento çalışmalarımızda lütfen karar yeter sayısı noktasında grubumuzu darda, zorda bırakmayın. Toplantı yeter sayısında grubumuzu darda, zorda bırakmayın. Önce toplantı yeter sayısı, karar yeter sayısı, hep birlikte orada yer alacağız ki muhalefetin karşısında gülünç duruma düşmeyelim. Bir iktidar partisine yakışan budur. Bu millet sizleri, bizleri, buraya bunun için gönderdi. Eğer bunu yapmazsak bunun vebalinden kurtulamayız. Açık konuşuyorum, aldığımız ücreti de kendimize helal kılamayız.
Grup başkanımızın, başkan vekillerimizin müsadesi olmadan, yurt dışında bazı görevlendirmeler olmadan, arkadaşlarımızın salı, çarşamba, perşembe, fevkalade bir şey olmadıktan sonra üç gün şu Meclisteki çalışmalarda sürekli bulunmamız lazım. Bulunacağız ki işin hakkını verelim. Şimdi bir bütçe dönemine giriyoruz. Bu dönemde sürekli olarak malum komisyon çalışmaları var, vesaire. Ondan sonra parlamentoda takvimler olacak. Tüm bunlarda eğer iktidar partisi olarak, Cumhur İttifakı olarak yerimizi almazsak, bunun izahı olmaz. Bunu, harfiyen yerine getirmemiz lazım."
"Bunun hesabını Amerika tarihe nasıl verecek?"
Türkiye'nin sadece 81 vilayetten ve artık 82 milyona ulaşmış olan vatandaşlarından ibaret bir ülke olmadığını ifade eden Erdoğan, "Geçmişte, yıllarca bizi kendi içimize hapsederek ve kendi içimizde kavga ettirerek hem medeniyet hem tarih misyonumuzdan uzak tuttular. AK Parti'nin Türkiye'ye belki de en büyük hizmeti işte bu kısır döngüyü kırmış olmasıdır." dedi.
Milleti yeniden kadim geçmişiyle buluşturmayı ve büyük hedeflere sahip bir vizyon kazandırmayı başardıklarını dile getiren Erdoğan, artık hiç kimsenin "Türkiye" deyince Edirne ile Kars, Sinop ile Hatay arasında sınırlı bir coğrafyayı anlamadığını söyledi. Erdoğan, "Bu sadece devletimizin resmi sınırıdır. Gönüllerimizin sınırı ise neredeyse tüm dünyayı kucaklayacak genişliğe sahiptir. Ecdadımızın asırlar boyunca üç kıta yedi iklimi yönettiği Topkapı Sarayı'nın Bab-ı Hümayun Kapısı'nın yanıbaşında aynen şöyle yazıyor: 'Ye-vi ileyhi külli mazlumin.' Yani 'Bütün mazlumlar ona sığınır.' Kime? Osmanlı'ya. Kapısı çalınacak olan yer neresi? İşte Topkapı. Bu söz, medeniyetimizin ve tarihimizin insana, dünyaya, hayata bakışının en sarih ifadesidir." değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni Zelanda'da cami basıp katliam yapan alçağın silahına kazıdığı sembollere baktığımızda ise tam tersi bir zihniyet karşımıza çıkıyor. Bu anlayışın yücelttiği isimlerin neredeyse tamamı, dönemlerinin katilleri olduğu halde zalimler tarafından sembolleştirilmiş kişilerdir. Halbuki bizim ecdadımız asırlarca idaresi ve nüfusu altında kalan milyonlarca kilometrekarelik coğrafyayı 'tüm mazlumlar ona sığınır' anlayışıyla yönetmiştir. İspanya'daki Yahudilerden Rusya'daki muhaliflere, Kafkasya ve Balkanlar'daki masumlardan Afrika'daki gariplere kadar herkes başı dara düştüğünde buraya sığınmıştır.
Senegal, Gore Adası, oradan on binlerce köle, ayaklarında, boyunlarında zincirlerle Amerika'ya kadırgalarla taşınmışlardır. Şimdi bunun hesabını acaba Amerika tarihe nasıl verecek? Asıl sorumlu olan bunlar. Ama böyle bir hesap verildi mi? O adadaki hücreleri gördüğümüzde 'insanlık bunu da yaşamış' dedik.
İstiklal Harbimizi verirken bu coğrafyanın tamamından maddi ve manevi destek aldık. Bugün Osmanlı coğrafyasının neresine giderseniz gidin 'Türk' dendiğinde insanların gözlerinde bir sevgi, saygı, muhabbet ışıltısı görürsünüz. Hatta bu coğrafyaların elimizden çıktığı dönemlerde milletimize husumet besleyenler dahi şimdi bizi muhabbet dolu bir şekilde karşılıyor. Bu büyük coğrafyada 'Türk' bir kavmin değil, bir medeniyetin adıdır.
İşte bugün bu büyük medeniyeti yeniden ayağı kaldırmanın, yeniden özlemle beklenen hale getirmenin çabası içerisindeyiz. Dün olduğu gibi bugün de kalbimizi ve imkanlarımızı rengine diline inancına fikrine zikrine bakmadan tüm mazlumlara açıyoruz. Peki karşı cenahta durum nedir? Barış Pınarı Harekatımızla bir kez daha gördük ki karşımızdakiler bir iki asır önce ne hissediyorlarsa, şimdi de onu hissediyor, ne yapıyorlarsa onu yapıyorlar. Görünüşte ne kadar medeni, ne kadar zengin, ne kadar gelişmiş olursa olsun içlerindeki kini, nefreti ve ilkelliği her fırsatta ortaya koyuyorlar, değişen bir şey yok."
'900'ün üzerinde terörist etkisiz hale getirildi'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barış Pınarı Harekatı bölgesinde 4 bin 219 kilometrekare alan içindeki 558 yerleşim birimini, 900'ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirerek temizlemiş durumdayız." dedi.
"Buradan bir kez daha Avrupa başta olmak üzere terör örgütlerini destekleyen ülkelere sesleniyorum." diyer Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yanlış yapıyorsunuz. Bugün kendi ellerinizle beslediğiniz terör yılanı eninde sonunda dönüp sizi de ısıracaktır, bunu böyle biliniz. Şimdi de kendi vatandaşınız olan teröristleri teslim almamak için kıvrandığınızı da biliyoruz. DEAŞ'ta sizin teröristleriniz var. 'Hadi alın' diyoruz kaçıyorsunuz, almıyorsunuz. Bu teröristleri siz yetiştirdiniz niye almıyorsunuz? Alamazlar. Niye? Çünkü bu biraz da karakter meselesi."
'Bunlar sadece öldürmeyi bilirler'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar mağdur ve mazlumun yanında değiller, asla böyle bir adım atma niyetleri de yok. Bunlar sadece öldürmeyi bilirler, sadece silah satmayı bilirler. Petrol dediğin zaman hemen dalarlar, petrole yürürler, bunda hiç geri durmazlar. Çünkü bunlar için petrolün bir damlası binlerce insanın kanına bedel, böyle bir yapının içindeler." ifadesini kullandı.
'Gerekirse güvenli bölge sahamızı genişleteceğiz'
Erdoğan, güvenli bölge dışından gelecek saldırılara en sert şekilde karşılık verileceğini ve gerekirse güvenli bölge sahasının genişletileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Suriye Milli Ordusu) Onlara 'terörist' diyorlar; kim, ABD. Ya bunlar bu toprakların sahipleri, topraklarını savunuyorlar. Bunlara nasıl terörist dersiniz?" diye konuştu.
'Hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz'
"Terör örgütü mensuplarının 30 kilometrelik alanın dışına çıkartılamadığını görürsek veya her nereden olursa olsun saldırılar sürerse kendi harekatımızı gerçekleştirme hakkımızı saklı tutuyoruz." şeklinde konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu tür mücadeleler uzun solukludur. Bazen bize, '30 kilometrenin ötesindeki teröristler ne olacak?' diye soruyorlar. Diğerlerine ne olacaksa onlara da aynısı olacak. Son teröriste kadar tamamı temizlenecek. Gerektiğinde sahada gerektiğinde masada oyunu değiştirecek hamleler yaparak hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz."
'Amerika, bir FETÖ'ye mahkum olacak kadar küçüldü mü?'
"Tarihleri soykırım, kölelik, sömürü lekeleriyle dolu bir ülkenin Türkiye'ye ne söz söyleme ne ders verme hakkı olamaz." diyen Erdoğan, "Temsilciler Meclisinde kabul edilen diğer tasarı Barış Pınarı Harekatı bahanesiyle ve ipe sapa gelmez iddialarla şahsıma, aileme, bakanlarıma yaptırım uygulanması talebiyle ilgilidir. FETÖ'nün yıllarca piyasada dolaştırıldığı iddialara dayandırılan ve hiçbir tutarı olmayan bu tasarıyı da şiddetle reddediyoruz. Amerika, bir FETÖ'ye mahkum olacak kadar küçüldü mü?" ifadesini kullandı.
ABD ziyaretinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği
Erdoğan, partisinin Meclis Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
ABD'ye yönelik tepkiyi toplantıda dile getirdiği hatırlatılarak, 13 Kasım'daki ABD ziyaretinin bu koşullarda gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine yönelik soru üzerine Erdoğan, "Şu anda henüz kararımı vermedim. Ama soru işareti." ifadesini kullandı.
"Grup toplantısındaki konuşmanızda, terörle ilgili mücadeleye ilişkin yakın zamanda müjde vereceğinizi söylediniz. O müjde teröristbaşı Mazlum Kobani'nin Türkiye'ye iadesi konusunda mı?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Niye acele ediyorsun? Bu işlerin haberi verilir mi? Amerika haber vere vere mi geldi?" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı kapsamında B ve C planlarının neler olduğuna ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti:
"Şu anda A planını uyguluyoruz. Bu devriyeler vesaire filan, bunlar devam edecek. Bu devriyelerden sonra arazideki bütün gelişmelere göre de nerede ne gibi adımlar atılması gerekiyor? İşte Ayn El Arab'da, Münbiç'te beklenenler eğer yerine getirilmiyorsa buralarda B planına, C planına geçebiliriz."
Bu hafta içerisinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşmesinin olup olmayacağı sorusuna Erdoğan, "Her an olabilir. Gelişmelere göre." yanıtını verdi.
Muhabir: Meltem Öztürk, Ali Kemal Akan, Alp Özden