Savcılık ifadesinde 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlatan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, “Kapı çalındı, girmesini söyledim. Birden bir patırtı ile ‘yere yat, yere yat’ sesleri yükseldi. Ben bunlardan bir tanesini tutarak diğer tarafa fırlattım ve yere düştü. Bunun üzerine daha büyük öfkeyle üzerime çullandılar ve yüzükoyun yere yatırdılar. İçlerinden bir tanesi kafama ayağıyla bastırdı. Derhal ellerimi arkadan bağladılar. İlk başta ağzımı bantladılar. O vaziyette dururken sivil giyimli biri sırıtarak omzuma vurdu. ‘Komutanım merak etmeyin bu bir tatbikat’ şeklinde alaycı ifadelerle konuşunca, baktım benim emir erim subayım Mehmet Akkurt olduğunu gördüm” diye konuştu.
Güler, kafasına yüzünü kapatacak şekilde bere geçirildiğini, sürüklenerek önce koridora, oradan da 3 kat aşağıya indirildiğini anlattı. Darbecilerin nizamiyede nöbetçi askerlerin direnişiyle karşılaştığını söyleyen Güler, “Kapıyı açtıramayınca Mehmet Akkurt araçtan indi. Oradaki birilerine ‘kapıyı aç yoksa ateş edeceğim’ diye bağırdı ve ardından ateş ettiğini ve karşı taraftan da mukabil ateşle karşılık verildiğini anladım. Benim bulunduğum araca mermiler isabet ediyordu. O anda araçta solumda bulunan şahsa şiddetli bir şekilde vurdum. Bunun üzerine beni araçtan çıkarıp dizlerimin üzerinde sürükleyerek başka bir araca götürdüler” ifadelerini kullandı.
Bir sure sonra helikopterle Akıncı Üssü’ne getirildiğini anlatan Güler, saatlerce tutulduğu odada elleri ve ayakları plastik kelepçelerle gözlerinin de sıkı kumaşla bağlandığını anlattı. Darbeye teşebbüs suçundan tutuklanan ancak darbe girişiminin içinde olmadığı yönünde ifade vererek, ‘Yaşar Güler'i ben kurtardım’ diyen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk hakkında şüphelerini dile getiren Güler, şunları söyledi: “Birden kapı açıldığını duydum ve Orgeneral Akın Öztürk’ün sesini duydum. 'Yav Yaşar sen burada ne geziyorsun, senin burada olduğundan hiç haberim yok' dedi. Kurtarıldıktan sonra bütün bunlar başımdan geçerken yan odada da Genelkurmay Başkanı’nın tutulduğunu öğrendim. Dolayısıyla şuandaki değerlendirmeme göre benim yakalanıp getirilmemden bu saate kadar haberinin olmamasının mümkün olmadığını söylemeliyim. İçeri girerek bizzat gözlerimi bağlayan bezi kendisi açtı ve maket bıçağıyla ellerimdeki, ayaklarımdaki kelepçeleri kesti. Kendi astsubayı olduğunu söyledi, bir astsubaya cay, su ve çerez getirtti.”
Onur Emre Durak
dikGAZETE.com