Samsun
Yüzmeyle 5 yaşındayken ilgilenmeye başlayan Saraç, 13 yaşında milli takıma girdi. Açık su branşındaki ilk mücadelesinde Çanakkale Boğazı'nda 2017'de birincilik elde eden Saraç, her yıl 50'den fazla ülkenin katıldığı dünyanın en popüler açık su yüzme yarışı olarak gösterilen Samsung Boğaziçi Kıtalar Arası Yüzme Yarışları'nda 2 altın 3 gümüş madalyaya sahip oldu.
Saraç, 2019'da erkekler genel klasman birincisini geride bırakıp gümüş madalya alarak boğaz yarışları tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. Boğaziçi Kıtalar Arası Yüzme Yarışları'nda üst üste 4 madalya alarak rekor kıran milli yüzücü Saraç, geçen yıl yine gümüş madalya alarak beşinci madalyasıyla "yarışlarda en çok madalya alan kadın yüzücü" unvanına sahip oldu.
En son Katar'da düzenlenen Dünya Master Yüzme Şampiyonası'nda 25-29 yaş kategorisinde 38 dakika 14 saniye 3 saliselik derecesiyle ikinci olan milli yüzücü, aynı yarışmada 800 metre serbest mesafesinde 25-29 yaş kategorisinde bronz madalya alarak Türkiye rekoru kırdı.
Yüzme kariyerinin yanı sıra üniversite eğitiminin ardından savunma sanayi projelerinde yer almaya başlayan Saraç, her iki alandaki başarılarıyla gençlere de rol model oluyor.
"Ekstra sorumlulukların üstesinden yüzme sevgimle geldim"
Hilal Zeyneb Saraç, AA muhabirine, yüzme kariyerini 21 yıldır büyük bir mutlulukla sürdürdüğünü söyledi.
Türk Havacılık Uzay Sanayiinde yoğun bir çalışma programı olmasına rağmen yüzme kariyerini de sürdürdüğünü anlatan Saraç, "Önümüzde Avrupa Şampiyonası var. Dünya ve Avrupa Şampiyonluğu'mun sponsorluğunu şirketim TUSAŞ'ın aldığını söylemek isterim. Bana destek oluyorlar. Ben yüzmeye 5 yaşında başladım. Okula yüzmeye başladıktan sonra başladım. Bana ekstra sorumluluklar getirdi ama benim yüzme sevgim bunların hepsinin üstesinden geldi. Yüzmeyi çok sevdiğim, antrenmanlara gitmeyi çok istediğim için hep ekstradan çalışmam gerekti." dedi.
Hem milli yüzücü hem mühendis olarak zamanı iyi yönetiyor
Zamanını iyi yönettiğini ve çok çalıştığını vurgulayan Saraç, şunları dile getirdi:
"Antrenman yapmaktan, yüzmekten, yarışmaktan çok keyif alıyordum. O yüzden bana bir yük olarak gelmedi. Bu yolda bana inananlar oldu, inanmayanlar oldu. İnanmayanlara karşı ben kendi içimde kendime inanıyordum. Ailem bana inanıyordu. Okulda bana inanan öğretmenlerim vardı. Bunlar benim en büyük gücümdü. Böyle böyle üstüne koya koya bugünlere geldik. Sonra da kendimi kanıtladığım işler benim en büyük gücüm oldu."
İş hayatında da hedefi "milli gurur" oldu
Elektrik elektronik mühendisliğinden mezun olduktan sonra kendini heyecanlandıracak bir meslek seçmek istediğini, TUSAŞ'ta işe başlamanın heyecan ve gurur verici olduğunu kaydeden Saraç, şöyle dedi:
"Yıllarca milli sporcu olarak çok büyük yarışlarda yarışıyorsunuz, çok büyük adrenalin yaşıyorsunuz. İş hayatında da bu heyecanı, bu adrenalini arıyorsunuz. Sizce milli sporculuğun Türkiye'yi büyük yarışlarda temsil etmenin iş hayatındaki muadili ne olabilir? Tabii ki bunun muadili milli projelerimiz oluyor. Aynı milli takım sporcusu olarak ülkemi temsil ettiğim hissini bana TUSAŞ'ta görev aldığım projeler verdi. Her gün sabah 6'da antrenman yaptığım gibi aynı şekilde sabah 6'da ofiste bulunarak ülkemin geleceği için çalıştım ve sonuçları da gurur verici."
Saraç, milli sporcu olarak hazirandaki Avrupa Şampiyonası'nda Türkiye'yi temsil edeceğini belirterek, "Ağustos ayı içerisinde tekrar İstanbul Boğazı yarışı var. Oraya katılım sağlayacağım. Orada aldığım her bir derece yeni bir rekor olarak tarihe geçiyor. Orada da inşallah bir madalya daha kazanmak istiyorum." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com