İstanbul
Dünya genelinde elektrikli araçlara ilgi artarken, bisiklet ve elektrikli scooter gibi çevreye duyarlı ve mikromobilite araçları da son dönemde öne çıkmaya başladı.
Türkiye'de de özellikle büyükşehirlerde elektrikli scooterlerin kullanımının yaygınlaşmaya başlaması sonrası bu teknolojilere ilgi de artıyor.
İTÜ Arı Teknokent'in kuluçka merkezi İTÜ Çekirdek'te genç girişimciler tarafından kurulan ve şu anda YTÜ Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren HydroBorPEM Fuel Cell Technologies mühendisleri de elektrikli scoterlerin "aksayan yönleri" olduğu gerekçesiyle bu ulaşım aracının hidrojenli yapılması için bir yıl önce kolları sıvadı
Kuluçka girişimi olarak hayata geçirilen ve hidrojen teknolojilerini ileriye taşımak amacıyla çalışmalarını sürdüren firmadaki 4 Türk genç mühendisin bir yıllık çalışmasıyla hayata geçirilen hidrojenli scooter, dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Sadece 5 dakikada şarj olabilen, tek şarjla 60 kilometre yol gidebilen ve yokuş çıkabilen "hebunk" isimli hidrojenli scooter, seri üretime hazır hale getirildi.
Erhan Demircioğlu, Mustafa Seçer, Ahmet Seçer ve Kader Tümer tarafından hayata geçirilen scooterin seri üretimi için yatırımcı bekleniyor.
"Bir yıllık AR-GE çalışmamızın sonucu"
HydroBorPEM Kurucu Ortağı Erhan Demircioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mikromobilitenin ve paylaşımlı araçların yaygınlaşmasıyla elektrikli scooter sayısında hızlı artış yaşandığını belirterek, bu araçların ulaşım anlamında sunduğu avantajlara değindi.
Demircioğlu, kendisinin daha önce elektrikli scooter aldığını ancak baktığında aracın vaktinin büyük bölümünün şarj için harcandığını ve başka problemlerle de karşılaştığını anlattı.
Ofise giderken yokuşları çıkamadığını, zaman zaman menzilin yetersiz kaldığını ve elektrikli scooterlerde gördükleri problemlerin giderilmesi için yakıt olarak hidrojeni kullanma fikrini ortaya attıklarını aktaran Demircioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir yıllık AR-GE çalışmamız neticesinde hidrojenli bir scooter ürettik. Normal elektrikli scooterlerde en büyük problem şarj süresi. 5-8 saat arasında değişen şarj süresi var. Onun dışında yokuş ve engebelerde scooter çıkmıyor ve kullanıcısına kendisini taşıtıyor. Ben de aynı sorunu yaşadım. Bunlar dışında bir problem de menzil... Şarj ettiğiniz batarya ile belirli şeyleri yapabiliyorsunuz. Ondan sonra yeniden şarj etmeniz lazım ki o da çok uzun sürüyor."
5 dakikada şarj olabiliyor, 60 kilometre menzili bulunuyor
Erhan Demircioğlu, bu sorunları nasıl ortadan kaldıracaklarını düşündüklerini ve hidrojenli scooterin söz konusu problemleri çözeceğini öngördüklerini ifade ederek, "Şu anda geliştirdiğimiz hebunk isimli hidrojenli scooterimizin içinde hidrojen kartuşu bulunuyor. Bu kartuş hidrojeni depolamaya yarıyor. 5 dakika içerisinde şarj olabiliyor. 5 dakikada elde ettiğimiz şarjla 60 kilometre menzile sahip olabiliyoruz. Yokuş ve engebe gibi durumlarda motorun anlık akım çekmelerini rahat bir şekilde tolere edebiliyor. Hidrojenin yüksek bir kimyasal enerjisi var." şeklinde konuştu.
Demircioğlu, scooterin içerisinde bir eğim sensörü bulunduğunu belirterek, "Yazılımsal olarak yokuş çıktığını anladığında motorun özelliklerini ve karakterizasyonlarını en iyi nasıl rahatlatacaksa o performansa geçiyor ve her türlü yokuşu çıkabiliyor. Yani elektrikli scooterde karşılaştığımız uzun şarj süresi, yokuş çıkamama ve düşük menzile sahip olma problemlerini çözüyoruz." dedi.
"Kendi sınıfından dünyada ilk"
HydroBorPEM Kurucu Ortağı Demircioğlu, 11 yıldır hidrojen teknolojileri üretme noktasında çalışmalar yaptıklarını, geldikleri noktada yakıt hücrelerinden hidrojen depolarına ve şarj istasyonuna kadar pek çok konuda çalışma gerçekleştirdiklerini anlattı.
Ürettikleri hidrojenli scooter ile ilgili hem ulusal hem de uluslararası patentleri aldıklarını belirten Demircioğlu, "Her türlü güvenlik önleminden ve prosedüründen geçmiş teknoloji üretiyoruz. Şu anda kendi sınıfında, yani elektrikli scooter görünümünde dünyanın ilk hidrojenli scooterini ürettik. Yurt dışında hidrojenli bisiklet ve motosiklet var. Ancak bu scooter sınıfında bir rakibimiz bulunmuyor." dedi.
"Şarj etme maliyeti 1,8 lira, seri üretime hazır"
Erhan Demircioğlu, scooterin nasıl şarj olacağına ilişkin, "Şarj bittiğinde yeniden şarj etme süremiz 5 dakika. Bunun maliyeti ise 1,8 lira. Yani 60 kilometreyi 1,8 liraya katedebiliyoruz." ifadelerini kullandı.
Ürünü ilk yapacakları zaman yatırımcılara gittiklerini anlatan Demircioğlu, "Yapamazsınız, hayali bir ürün, gelecekte belki olur" gibi sözler duyduklarını, bunun üzerine kendi imkanları ile harekete geçtiklerini söyledi.
Demircioğlu, bugüne kadar çok fazla deneme yaptıklarını ve başarılı olduklarını belirterek, "Nihayetinde seri üretime hazır, ticari versiyonu tamamlanmış, 5 dakikada şarj olan, 60 kilometre menzile sahip, yokuş testlerini başarıyla geçen, hidrojen depolarının güvenlik onaylarını alan bir noktadayız. Dolayısıyla yolumuzdan ayrılmadık ve inanarak başardık." diye konuştu.
Bir yatırımcının kendilerine gelmesi halinde seri üretime hemen başlayabileceklerini bildiren Demircioğlu, "Scooterimizin şu andaki üretim maliyeti biraz yüksek ancak seri üretime geçtiğinde elektriklilere benzer bir fiyat ortaya çıkacak. Özellikle scooteri geliştirdikten sonra yurt dışında bazı temaslarda bulunduk. Almanya'dan hemen hazır olması halinde 1.000 tane almak isteyen müşterimiz olduğunu gördük." dedi.
Hidrojen üzerine Türkiye'de yeterli çalışma olmadığını ifade eden Demircioğlu, bu enerjinin elektriğin gölgesinde kaldığını ancak Avrupa'da hidrojene eğilim olduğunu söyledi.
"Hidrojenli kartuşlar lityum iyon bataryalardan 3 kata yakın ömre sahip"
Erhan Demircioğlu, bir lityum iyon bataryanın ömrünün 5 yıl olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Ancak hidrojenli teknolojide özellikle bizim geliştirdiğimiz hidrojen yakıt hücreleri 14 yıllık ömre sahip. Ayrıca, tek bir hidrojen kartuş 10 adet lityum iyon bataryanın enerjisine eş değer güç üretiyor. Ağırlık, hafiflik, boyut ve maliyet gibi tüm noktalarda hidrojen önde gidiyor. Ayrıca, çevrecilik yönü de var. Elektrikli araçları çevrecilik yönünden önemsiyoruz fakat şarj için kullanılan elektrik; fosil yakıt kullanan santrallerden üretiliyor. Dolayısıyla elektrikli araçlar sıfır emisyon hedeflerini tam olarak karşılayamıyor. Ancak hidrojende sadece bir suyu, bir güneş enerjisini kullanarak kartuşları doldurabiliyorsunuz. Araçlarda 600 kilometrelere varan menzillere ulaşabiliyorsunuz. Günün sonunda çevreye sadece su buharı veren ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilebildiği için sıfır emisyon hedefini garantileyen bir kaynak."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com