Yapılan işbirliği ile öğrenciler sanat galerisinde hem okul öncesi yeterlilik seviyesine getirilecek, hem sertifika programları gerçekleştirecek hem de temel sanat eğitimini burada alabilecekler. Bu sayede aslında geleceğin sanatçıları hem sanatın içinden yetişmiş olacak hem de akademik kariyerine daha emin adımlarla başlayabilecek.
“BİR SANAT GALERİSİ VE ÜNİVERSİTE İLK KEZ BİR ARAYA GELİYOR”
Uzun yıllardır sanatın içinde olan ve konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Kaş Sanat Galerisi’nin sahibi Sinan Yenilmez üniversite ile yapmış oldukları işbirliğinin sanat açısından gerçekten çok verimli olduğunu söyleyerek, “Rumeli Üniversitesi’nin ileride açacak olduğu sanat akademisinin alt yapısını birlikte oluşturacağız. Yani burada açacak olduğumuz sertifika programı ve kurslar ile gençlerimiz gerçek anlamda sanatla birleştirip bunun temel eğitimlerini vereceğiz. Çünkü genelde bu tarz eğitimler merdiven altı galerilerden ya da kimin verdiği belli olmayanlar tarafından veriliyor. Bu sayede üniversite akademik anlamda sanatın içinde olmuş oluyor. Yaptığımız iş aslında sanırım Türkiye’de ilk kez olan bir şey. Bir sanat galerisi ve üniversite ilk kez birleşerek böyle bir program düzenledi ve bu program uzun yıllar sürecek gibi gözüküyor. Dışarıdaki galeriler vermiş oldukları eğitimi daha önce hiç akademik boyuta hiç taşımadı. Buradaki en büyük özelliğimiz ise üniversite ile birlikte bu kursları gerçekleştiriyor olmamız. Böylelikle akademinin de alt yapısını oluşturuyoruz” dedi.
“ÜNİVERSİTENİN VARLIĞI BİZİM İÇİN ÖNEMLİ BİR GÜÇ”
Kaş Sanat Galerisi’nde yapılan işbirliği doğrultusunda üniversite için ders verecek olan Ressam Ertuğrul Ateş de sadece üniversite için değil üniversite dışında herkese açık olan bir temel sanat eğitimi programı hazırladıklarını söyledi. Ertuğrul Ateş aynı zamanda, “Başlangıçta resim kursları, güzel sanatlara hazırlık kursları, yetişkinler için sanat eğitimleri, fotoğraf kulübü vs. gibi birçok etkinlikle beraber burada birçok temel sanat eğitimi konusunda insanlara yardımcı olmaya ve onların hayatlarındaki sanatı bir yaşam biçimi olarak anlatmaya devam edeceğiz. Bu konuda da üniversitenin varlığı bizim için hem enteresan hem de büyük bir güç oluşturuyor. Burada yapmış olduğumuz sertifika programı ile herhangi biri burada bir yıl boyunca almış olduğu eğitimden sonra İstanbul Rumeli Üniversitesi için yeterlilik sertifikası alacak. Yani onlar için önemli bir basamak aşılmış olacak. Bizde gençlerimize bu anlamda yardımcı olmak için onlarla bir araya geleceğiz” şeklinde konuştu.
Sanatla ilgilenmek isteyen gençler için ise, “ Tabi ki de bizim burada vermiş olduğumuz sertifika ile sanatçı olmuş olunmuyor. Sertifika sadece başlangıç için çok önemli bir yer tutuyor. Çünkü sadece hobi kursları olmayacak. Öğrenciler sertifika işin içine girdiği andan itibaren diğer bütün temel sanat eğitimini buradan alabilecek. Zaten sanatçı olmak sizin vereceğiniz bir karar değil. Neticede hayatın size vereceği bir unvandır. Siz eğer o yolda yeteri kadar kendinize azimli davranırsanız elbette günün birinde ulaşmak istediğiniz yere gelirsiniz. Fakat sertifika aldım ve bu iş tamam demekle her şey bitmiyor. Sertifika sadece bu işin küçük bir bölümü. Yani başlangıcı olabilir. Eğitim bütün hayatımız boyunca devam eder. Özellikle sanat yaparak yaşayan insanların bu eğitimi zaten bütün ömrü boyunca devam edecektir. Biz burada bu yolda ilerlemek isteyenlerin yollarını açacağız. Amacımız Türk toplumunun ve tük insanının sanatla çok daha iç içe olması. Bu yolda yapmamız gereken ne varsa kuşkusuz üniversitenin katkıları ve himayesinde bunları gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
“KÜLTÜR VE SANAT İÇİN ÜNİVERSİTELER OLMAZSA OLMAZ PARÇALAR”
İstanbul Rumeli Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü ve İstanbul Rumeli Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdür Vekili Doç. Dr. Oğuz Özyaral ise üniversite için sanatın çok önemli olduğuna vurgu yaparak, “Üniversite dediğimiz zaman dünya şehri kavramını konuşmuş oluyoruz. Tabi ki de sanat bunun en önemli parçalarından birisi. Sanat ve kültür kavramlarını bir arada masaya yatırmak gerekiyor. Çünkü sanat eğitimin olmazsa olmaz parçalarından birisidir. Sanat galerimiz İstanbul’un en güzel yerlerinden birinde ve Bağdat Caddesi ile iç içe. Bu da sanatı topluma taşıması bakımından çok önemli. İstanbul Rumeli Üniversitesi olarak biz adımlarımızı İstanbul’un her kesiminde yapmak istiyoruz. Yani İstanbul ile bir bütün olarak yaşamak istiyoruz. Kültürü ve sanatı ülkemizin her yerinde yaşatmak istiyoruz. Dolayısıyla burasının da topluma kazandırılan bir galeri olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki en önemli metropollerde yaşanan en güzel unsurlar sanat galerilerinin içinde olmuştur. Bu anlamda güzel bir adım atıldı ve inşallah ileride bu galerilerin zincirlerini şehrin farklı yerlerinde görmeyi ümit ediyoruz. Öğrencilerimiz fakültede yapmış olduğu eserleri ileride burada sergileyeceklerdir. Güzel sanatçılar ve sanatkarların yetiştirileceği ve topluma sunulacağı bir adım olarak değerlendiriyorum” ifadelerinde bulundu.