İSTANBUL
Başrollerinde Serkan Şenalp, Natasa Petrovic, Emir Hadzıhafızbegovic, Ufuk Bayraktar, Suzan Kardeş ve Haluk Piyes'in oynadığı "Geçmişteki Sır" eylülde sinemaseverlerle buluşacak.
Soho House'da gerçekleşen tanıtım toplantısının ardından AA muhabirine açıklamada bulunan yönetmen Raşit Görgülü, Bosna ile ilgili Türkiye'nin yanı sıra başka ülkelerde de film yapıldığını belirterek, "Her yönetmenin farklı bir bakış açısı var. Ben işlenmeyen bazı noktalarından ele aldım." dedi.
Görgülü, savaşların, yaşayanlar üzerindeki etkisine değinerek, "Savaşlar olup bitiyor. Yıllar geçiyor. Binalar, köprüler tamir edilebiliyor ama insanların kırılan gönülleri yıllar geçse de tamir edilemiyor. Bir savaşın, yıllar sonraki izlerini anlatıyoruz bu filmde. Ben daha önce Bosna'da yaptığım belgesel çalışmalarımda, savaş sonrası sendromları işledim. Savaştaki tecavüz olayları ve savaş suçluları. Bosna'da ve Kuzey Irak'ta bu tarz belgeseller yaptım. Bu filmde de farklı bir bakış açısından, savaşın yıllar sonraki acılarını işledim." ifadelerini kullandı.
"Bütçesi bir milyon avro"
Filmin hikayesinin Türkiye'de başladığını aktaran Görgülü, "Bir savaş suçundan dolayı, Türkiye'ye gönderilen bir çocuğun hikayesini anlatıyoruz. Bu çocuk, bu gerçekle 25 yıl sonra karşılaşıyor. Genetik bir rahatsızlıktan dolayı bunu öğreniyor ve hikayesi Bosna'da devam ediyor. Hikayemizin yüzde yirmisi Türkiye'de, yüzde 80'i Bosna Hersek'te çekildi. Çekimler yaklaşık 5 hafta sürdü." diye konuştu.
Raşit Görgülü, yaklaşık 50 kişilik bir ekibin filmde görev yaptığını dile getirerek, Hırvat, Makedon, Boşnak, Türk ve Alman oyuncuların rol aldığını aktardı.
Bütçenin 1 milyon avro civarında olduğunu kaydeden Görgülü, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Hava Yolları ve Bosna Kültür Bakanlığının filme destek verdiğinin altını çizdi.
Yönetmen Görgülü, daha önce kendisine 7 ödül kazandıran belgesellere imza attığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Belgesele kıyasla sinema filmi çok daha zor. Belgesel bağımsız bir çalışma. 3-5 kişi ile belgesel çekebiliyorsunuz. Bunun kontrolü de çok kolay olabiliyor. Daha uzun zamana yayılabiliyor. Ama yönetmenlik gerçek anlamda, sinema filminde ortaya çıkıyor. Çünkü 50 kişiyi yönetiyorsunuz. Bunların koordinesi çok zor. Ayrıca belgesel, genelde belgeye dayalı yapılıyor. Sinemada ise kurmaca oluyor."
"Filmin hikayesi çok kişiyi etkileyecek"
Filmin başrol oyuncularından Natasa Petrovic, Türkiye'ye davet edildiği için teşekkür ederek, "Burada bulunmak benim için büyük zevk. İlk kez bir Türk filminde rol aldım. Bir Türk yapımında ilk kez çalıştım. Benim adıma çok iyi bir deneyim oldu. Filmde Saraybosna'da yaşayan ve bir şekilde Ali'ye ailesini bulması için yardım eden genç kız Hana'yı canlandırdım." dedi.
İstanbul'a ve Türkiye'ye ilk kez geldiğini kaydeden Petrovic, "İstanbul'u gerçekten çok sevdim. Çok ilginç ve dinamik bir şehir. Çok güzel yerler var. Gerçekten ziyaretimin tadını çıkarıyorum." ifadelerine yer verdi.
Başrol oyuncusu Serkan Şenalp, filme inandıklarını ve çok güzel bir iş olduğunu dile getirerek, "Raşit Bey'in bu konudaki çalışmalarıyla daha önce aldığı ödüller var. Proje geldiğinde de çok heyecan uyandırmıştı bu durum. Ailesini arayan 'Ali' karakterini canlandırıyorum. Film boyunca Ali'nin ailesini arama yolculuğunu izliyoruz." diye konuştu.
Oyuncu Haluk Piyes de yaşanan katliama ilişkin ne anlatılsa az olacağını ifade ederek, "Oraya gidince hala yaraları görüyor, hissediyorsunuz ama güçlü bir toplum var. Bosna güçlü bir yer, Boşnaklar güçlü. Onu anlıyorsunuz. Hayat devam ediyor ama bir şeyleri de unutmamak gerekiyor." dedi.
"Kabul edilmeyen bir şeyi insanların gözüne sokuyor"
Oyuncu ve ses sanatçısı Suzan Kardeş ise filmin hikayesinin çok kişiyi etkileyeceğine emin olduğunu söyleyerek, "Çünkü kabul edilmeyen bir şeyi insanların gözüne sokuyor. Çok duygusallaşıyorum, elimde değil. Çok gururlandım." değerlendirmesinde bulundu.
Filmden çok etkilendiğini vurgulayan Kardeş, şunları aktardı:
"Ben de ilk kez sizinle gördüm (fragmanını). Renklerini, ışığını, heyecanını ve enerjisini gördüm filmin. Demek ki uzun zamandır böyle bir filme ihtiyacım varmış, duygusal olarak. Çok teşekkür ediyorum. Çünkü seyrettiğim şey beni çok heyecanlandırdı. Seyredenler de çok şey bulacak filmde. Kaçırılacak bir şey değil. Hem belgeler var hem aşk hikayesi var içinde. Hem de çok duygusal."
Bosna Hersek'te 1992-1995 arasında yaşanan savaş nedeniyle etkisi günümüze taşınan hüzünlü bir hikayeyi konu alan film, eylül ayında öncelikle Türkiye'de, ardından Avrupa'da izleyiciyle buluşacak.
Muhabir: Hilal Uştuk
dikGAZETE.com