Kudüs
İsrail'in Gazze'de işlediği suçları tüm açıklığıyla ortaya koyan ve temel delil niteliğinde olan bu görsellerin yer aldığı "Kanıt" isimli bir kitap yayınlandı. Şimdi de bu kitaptaki delilleri üreten gazetecilerin yaşadıkları zorlukları ve tanıklıklarını anlatan bir belgesel hazırlanıyor.
İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanında açılan duruşmayı izleyenlere göre AA fotoğrafları soykırımın deliliAA fotoğrafları İsrail'in soykırımla suçlandığı Uluslararası Adalet Divanı'ndaki duruşmada kanıt olarak sunulduAA'nın "Kanıt" kitabı İsrail'in Gazze katliamını delillerle ortaya koyuyorAA muhabiri Serkan Kaya ile kameramanlar Alican Ocak ve Muhammed Yaşar Kördemirci, belgesel çekimleri kapsamında işgal altındaki Doğu Kudüs ile Batı Şeria'yı ziyaret ederek buradaki gazetecilerin çalışmalarını yerinde gözlemledi, çekimler yaptı ve onlara mikrofon uzattı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne gazetecilerin girişini yasaklaması nedeniyle Gazze'ye geçemeyen ekip, oradaki AA çalışanlarının tanıklıklarını ise birbirlerine çektirmeyi ve bu şekilde belgesele eklemeyi planlıyor.
İsrail saldırısı altındaki Gazze'de 100 günü aşkın süredir yaşanan zulme tüm dünyanın gözünü ve kulağını kapattığını söyleyen Serkan Kaya, orada yaşananları adeta tüm dünyanın gözünün içine sokanın AA tarafından gerçekleştirilen işler olduğunu ifade etti.
Ne kadar büyük bir dram yaşandığını ortaya koyan asıl kanıtların, foto muhabiri ve kameraman arkadaşlarının çektiği görseller olduğunu dile getiren Kaya, şöyle konuştu:
"Tüm dünya fosfor bombası kullanıldığını Anadolu Ajansı aracılığıyla öğrendi. Bina enkazlarından çocukların nasıl çıkarıldığını Anadolu Ajansı'nın görüntüleriyle gördü. Obüslerle nasıl atışlar yapıldığını, İsrailli sivillerin nasıl silahlı gezip Müslümanlara ve gazetecilere baskı yaptığını gazetecilerin çalışmasıyla öğrendi. İşte onların yaptıklarına tanıklık eden ve görüntülerini çeken hem Anadolu Ajansı'nın hem de Türk medyasının diğer çalışanlarına tanıklıklarını sormak önemliydi. İşte biz de bu nedenle bu belgeseli çekmeye karar verdik."
Daha önce yaşanan çatışmalardan farklı olarak 7 Ekim sonrası İsrail'in saldırılarının çok daha sert olduğunu belirten Kaya, dünyanın ise aynı sertlikte ve önemde buraya bakmadığını kaydetti.
Kaya, bu süreçte Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Kudüs'te çalışan AA ekibinin de zaman zaman canlarını riske atarak büyük bir özveriyle çalıştığını ifade etti.
Gazze'de saklanan bir şeyler var
İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail tarafından öldürülen bir Filistinlinin cenazesini takip ederken insanların yemin etmek için ellerini kaldırdığında AA kameramanı Hişam Ebu Şakra'nın kamerasını kaldırarak yemin ettiğini gördüğünü aktaran Kaya, şunları kaydetti:
"Neden böyle yaptığını sorduğumda, 'Benim silahım kameram' diye yanıt verdi ve "asla işini bırakmayı düşünmediğini, bunu belgelemek için elinden geleni yaptığını ve asla ölümden korkmadığını' söyledi. Benim aklımda kalan en önemli şey buydu."
İsrail'in Gazze Şeridi'ne hiçbir gazetecinin girişine izin vermemesini ise Kaya, "Demek ki orada kimsenin görmesi istenmeyen şeyler yaşanıyor." şeklinde değerlendirdi.
Bir anlık fotoğraf sevinci, yerini üzüntüye bırakıyor
AA kameramanı Alican Ocak, uluslararası mahkemelerde delil olarak kullanılan materyalleri üreten kişilerle röportaj yapma şansı bulduklarını belirtti.
Bölgedeki AA ekibinin çok kısa sürede ve zor şartlar altında çok büyük bir iş başardığına tanık olduklarını söyleyen Ocak, "İsrail'in yaptıklarını İsrail'den anlatmak gerçekten çok zor. Onu anladım." dedi.
Bölgede yaptığı röportajlarda kendisini en çok etkileyenin AA foto muhabiri Mustafa Haruf'un anlattıkları olduğunu aktaran Ocak, şu ifadeleri kullandı:
"Haruf'un çektiği fosfor bombası fotoğrafı da Lahey'de İsrail'e karşı açılan soykırım davasında delil olarak sunuldu. Bundan bahsederken Haruf, bu fotoğrafı çektiğinde ilk başta sevindiğini ancak bu fotoğraftaki bombaların Gazze'deki halkın üzerine atılacağını düşündüğünde o sevincin yerini dehşete bıraktığını, çok üzüldüğünü söylemişti. Bu beni çok etkiledi."
AA kameramanı Muhammed Yaşar Kördemirci de "Kanıt" kitabının tanıkları olan gazetecilerle bir hafta boyunca çalışma imkanı bularak "o tanıklara tanıklık" ettiklerini dile getirdi.
Bu sürede burada çalışmanın ne kadar zor olduğunu yerinde gördüklerini söyleyen Kördemirci, "Tırnak içerisinde olay olarak adlandırdıkları duruma müdahale eden İsrail polisinin yanı sıra basına da müdahale eden ayrı polis ekipleri vardı. Kanıt kitabını oluşturan arkadaşlarıma tanıklık ettim. Ne kadar zor şartlarda çalıştıklarını gördüm." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com