Ankara'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişiminde yüzüne şarapnel parçası isabet eden Mustafa Sarı, çok sevdiği polislik mesleğinden malulen emekli olunca "Vatana borcum asla bitmez" diyerek Buğlem bebeğin koruyucu ailesi oldu.
Mustafa (49) ile Gürcü Sarı çiftinin 21 yıllık mutlu evliliklerinden 3 çocukları dünyaya geldi.
Ankara'da polis memuru olarak görev yaparken 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimini duyunca bir an bile düşünmeden arkadaşlarına destek olmak için emniyet müdürlüğü önüne giden Sarı, darbecilerle girilen çatışmada yaralandı.
Şarapnel parçası yüzüne isabet eden Sarı, üç zorlu ameliyat geçirdi, yüzünde oluşan felç nedeniyle de aylarca fizik tedavisi gördü. Devlet Övünç Madalyası sahibi Sarı, polis memurluğundan malulen emekli olduktan sonra emniyet teşkilatına bilgisayar işletmeni olarak hizmet vermeye başladı.
Antalya'da görev yapan Sarı, "Vatana borcum asla bitmez" diyerek, eşiyle bir çocuğun koruyucu ailesi olmaya karar verdi. Sarı çifti, Antalya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne başvurdu.
Başvuruları olumlu karşılanan çift, henüz 25 günlükken Buğlem bebeğe sahip çıktı. Yuvalarının yıllar sonra bebek sesiyle şenlenmesinin mutluluğunu yaşan Sarı çifti, 9 aydır Buğlem bebekten sevgilerini esirgemiyor.
Kendi yarasına aldırmadan arkadaşlarının yardımına koştuSarı, AA muhabirine, hainlere karşı hiç tereddüt etmeden şehadete yürür gibi mücadele verdiğini söyledi.
O gece bazı arkadaşlarının şehit olduğunu aktaran Sarı, kendisinin de yüzünden yaralanmasına rağmen vatan için mücadeleye devam ettiğini belirtti.
Yaralı dört arkadaşını aracıyla hastaneye yetiştirdiğini anlatan Sarı, geri dönüp diğer yaralıları da hastaneye getirmek istediğini ancak yarası ciddi olduğu için doktorların izin vermediğini ifade etti.
Tedavisinin çok uzun sürdüğünü, hatta boğazındaki bir şarapnel parçasının hala çıkartılamadığına değinen Sarı, "Onu madalyam olarak görüyorum. Gazilik gibi önemli bir makamla şereflendirildim. Şehit olmak isterdim ama belki de Allah'ımın benimle ilgili 'Çocuk alacaksın ve ona güzel bakacaksın' gibi planları vardı. Belki de ondan dolayı hayatta kaldım." dedi.
"Ailemizden herkes onda bir parçasını bulduBugün darbe girişimi olsa yine hiç tereddüt etmeden darbecilere karşı duracağını vurgulayan Sarı, vatan ve bayrağın vazgeçilmezi olduğunu bildirdi.
Sarı, çocuklarını da bu şuurla yetiştirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Çocuklarıma 'vatanımın bir karışına göz diktirmedim, siz de diktirmeyin' diyorum. Şimdi evimizde Buğlem bebeğimiz var. Vatan millet için onu sahiplenmek, koruyup kollamak istedik. Onu da aynı şuurla yetiştireceğim. Onu Kur'an-ı Kerim, bayrak, vatan sevgisiyle büyüteceğiz. 15 Temmuz'da olduğu gibi Buğlem için de elimden geleni yapacağım. O bizim her şeyimiz. Ailemizden herkes onda bir parçasını buldu. Bize çok iyi geldi. Bir çocuğu aile ortamında büyütmenin mutluluğunu yaşıyoruz. İlk gördüğümüzde bize çok güzel baktı. Kokusunu içimize çektik. Artık ondan ayrılamayacağımızı anladık. Onun artık büyük bir ailesi var. Herkes onu çok seviyor. Sevgiyle, kucaktan kucağa geziyor. Yüzü hep gülüyor. İnşallah ömür boyu da güler."
"Çocuklarıma da 'en büyük mirasım kardeşiniz' diyorum"Anne Gürcü Sarı ise eşiyle gurur duyduğunu belirterek, eşinin o gece gözünü kırpmadan hainlere karşı koyduğunu aktardı.
Sarı, "Evden koşa koşa çıktı. Gazilik mertebesini elde etti. Eşim, yaşadığı tüm zorluklara rağmen kimsesiz bir çocuğun da yüzünü güldürmek istedi. Buğlem, yaşadığımız zorlu günlerin ardından bizi çok mutlu etti. Buğlem'i kendi evlatlarımızdan asla ayırmıyoruz. Çocuklarıma da 'en büyük mirasım kardeşiniz' diyorum. Ona ömür boyu sahip çıkacağız. Sevgimizi onunla paylaşıyoruz. Buğlem'in güldüğünü görmek, anne ve baba dediğini duymak bizi çok mutlu etti." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com