Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ’’FETÖ, PKK gibi terör örgütü uzantılarının ne merkezi yönetim kurumlarımızda ne de yerel yönetimlerimizde hakim olmalarına izin vermeyeceğiz’’ dedi.
Avrupa Birliği (AB) ile Hazine ve Maliye Bakanlığının desteğiyle Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından yürütülmekte olan "Yerel Yönetimlerde Seçilmiş ve Atanmış Kamu Görevlilerinin Etik Farkındalığının Artırılması İçin Teknik Destek Projesi"nin açılışı yoğun bir katılımla gerçekleşti. 2 yıl sürecek olan ve 1 milyon 800 bin euroya yakın bütçesi olan proje, yerel yönetimlerde etik dışı davranışları en aza indirmeyi amaçlıyor. Bir otelde düzenlenen programın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, kamu idaresinde etik ilkelerin kamu çalışanlarının uyması gereken dürüstlük, tarafsızlık, hesap verebilirlik, saydamlık ve kamu yararını gözetme gibi birtakım ilke ve değerlerin bütününü ifade ettiğini belirterek, ’’Kamu yönetiminde etik davranış, toplum nezdinde dürüst, adil ve erdemli tutumların kamu iradesinde görevli kişilerce pratikte benimsenmesi demektir. Kadim devlet geleceğimiz, evrensel etik ilkelere temel oluşturan adalet, doğruluk, sosyal sorumluluk ve tevazu üzerine kurulmuştur. Ahlaktan, vicdandan ve kadim değerlerimizden yeterince istifade etmeyen yerel yönetim dahil hiçbir kamu çalışanının ortak geleneğimize hizmet etmesinin mümkün olmadığına inanıyoruz. Biz olduğumuz gibi görünmeye çalışmak zorundayız. Olduğumuz şekil adaletli, şeffaf olmak zorunda’’ ifadelerini kullandı.
’’FETÖ, PKK gibi terör örgütü uzantılarının ne merkezi yönetim ne yerel yönetimlerimizde hakim olmalarına izin vermeyeceğiz’’
Kamuda ve özel sektörde çalışan bütün personellerin bilgi ve beceriyle beraber yerli ve milli bir anlayışa da sahip olmaları gerektiğini vurgulayan Oktay, ’’15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimi bize bir gerçeği göstermiştir; her yerde çalışan personelin bilgi ve beceriyle beraber yerli ve milli bir anlayışa da sahip olmasının elzem olduğunu bize göstermiştir. Kendini devletin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören hiçbir anlayışın FETÖ, PKK gibi terör örgütü uzantılarının ne merkezi yönetim kurumlarımızda ne yerel yönetimlerimizde ne üniversitelerimizde ne de sivil toplum örgütlerimizde hakim olmalarına izin vermeyeceğiz’’ şeklinde konuştu.
Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte Türkiye’de tarihi bir değişim yaşandığını kaydederek, zayıf koalisyon hükümetleri ve iktidar boşluğu oluşmasına izin vermeyen, kalıcı istikrar sağlayan bir hükümet sistemine geçildiğini söyledi. Oktay, bu yeni ve köklü reform dalgasıyla merkeziyetçi, vatandaşa kapalı, hiyerarşik bir yönetim yapısının yerine etkin, katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışına sahip olunduğuna dikkat çekti.
’’DİJİTAL TÜRKİYE VERSİYONUNUN 1.0’I 2019 HAZİRAN AYINDA HİZMETE ALIYORUZ’’
Kamu hizmetlerini tüm vatandaşlar için daha kolay hale getirmek amacıyla e-devlet uygulamalarının hayata geçirildiğini dile getiren Oktay, e-devlet sisteminde bugün 42 milyonu aşkın kullanıcının yaklaşık 2,5 milyarı aşan hizmet alımıyla, 580 kurumun farklı hizmetlerinden Dijital Türkiye portalı üzerinden faydalandığını kaydetti. Oktay, 17 yıldır kamuda etik kültürünün gelişmesi ve kamu sektörüne eşitlik, adalet, tarafsızlık, şeffaflık gibi özelliklerin hakim olması için gerekli adımların atıldığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
’’Geçtiğimiz 17 yılda kamuda etik kültürün gelişmesi ve kamu sektörüne eşitlik, adalet, tarafsızlık, şeffaflık gibi özelliklerin hakim olması için gerekli adımları attık, atmaya da devam ediyoruz. Kamu hizmetlerini tüm vatandaşlarımız için daha kolay hale getirmek amacıyla e-devlet uygulamaları hayata geçirilmiştir. E-devlet sisteminde bugün 42 milyonu aşkın kullanıcı yaklaşık 2,5 milyarı aşan hizmet alımıyla, 580 kurumun farklı hizmetlerinden Dijital Türkiye portalı üzerinden faydalanmaktadır. Yıl sonunda bitirmeyi planladığımız Dijital Türkiye versiyonunun 1.0’ı 2019 Haziran ayında hizmete alıyoruz. Bu uygulamalarla bütün amacımız, vatandaşına hizmetkar olan bir devleti ve kamu görevlisini uygulamaya almaktır.’’
’’EVRENSEL ETİK İLKELERİ KAMUDA SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE İŞLEDİĞİNDE ÜLKEMİZİN DEMOKRATİK NİTELİĞİ YÜKSELECEKTİR’’
Kamuda sıfır belge mantığıyla vatandaşlarının işlem yaptırmak için hiçbir kağıda ihtiyacı olmadan bütün işlemlerini çok kolay bir şekilde halledebileceği bir sistemin oturtulmasını amaçladıklarını vurgulayan Oktay, ’’Biz kamuda sıfır belge diyoruz. Yerel yönetimlerin de aynı anlayış içinde bütün hizmetleri gözden geçirmeleri ve zorunlu olmadıkları sürece vatandaştan belge talep etmeden hizmet verebilecek şekilde bütün yerel yönetimleri kendi içinde yeniden yapılandırmalarını rica ediyorum. Kamu çalışanlarına olduğu kadar vatandaşlarımıza da önemli görevler düşüyor. Bu projede yer alan tüm paydaşları yerel yönetimlerimizle görev yaptıkları yerde bir araya gelerek, yerel yönetimlerde etik davranış ilkelerini Anadolu’nun tamamına yayarak, etik davranış ilkelerini yaygınlaştırmak için daha çok çalışmaya davet ediyorum. Evrensel etik ilkeleri kamuda sağlıklı bir şekilde işlediğinde ülkemizin demokratik niteliği yükselecek, hukukun üstünlüğü ve halkımızın devletimize olan güveni daha da pekişecektir’’ değerlendirmesinde bulundu.
’’2019 İTİBARİYLE BELEDİYE SAYILARI BİN 389 RAKAMINA GELMİŞTİR’’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, Küresel sistemin yerel yönetimlere bakışının değiştiğini ve yerel yönetimlerin de insanların hayatındaki etkisinin gün geçtikçe arttığını belirterek, ’’Dünya, yerel yönetimin merkezi yönetime karşı güçlendirildiği bir anlayışa hızla evrilmektedir. Merkezi yönetimin yerel yönetimlere evrildiği anlayışta gelişmiş dünya ülkeleri çok sabırlı hareket etmektedirler. Türkiye’de de özellikle 2002 sonrasına yerel yönetimler noktasında reform mahiyetinde çok önemli adımlar atılmıştır. 1950’lerden 2000’li yıllara kadar belediye sayısı Avrupa’da azalırken, Türkiye’de yüzde 412 oranında artmıştır. 2002’den sonra yerel yönetimlerde optimum büyüklüğü yakalamak ve hizmet kalitesini arttırabilmek için kademeli bir değişim gerçekleşmiş ve 1950 yılında 628 olan belediye sayımız, 2000 yılında 3 bin 218 olmuş, 2009’da 2 bin 950’ye, 2014’te bin 397’ye düşürülmüştür. 2019 itibariyle de bin 389 rakamına gelmiştir. Merkezi idare tarafından yürütülen pek çok hizmet mahalli idarelere devredilmiş, merkezi idarenin mahalli idare üzerindeki vesayet yetkisini kısıtlayan yasal düzenlemeler yapılmıştır. Daha şeffaf bir yönetim anlayışına ulaşmak için bu adımlar atılmıştır’’ diye konuştu.
’’DEVLET VATANDAŞ İÇİN VARDIR’’
Etik konusunun ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin son dönem kamu yönetimi reform çabalarında önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Soylu, geleneksel kamu yönetimi anlayışının sorunların çözümünde yetersiz kaldığının artık tüm dünya tarafından kabul edildiğini dile getirdi. Son 2 yılda yalınlaştırmaya ve saydamlaştırmaya ciddi bir şekilde önem verdiklerinin altını çizen Soylu, ’’Vatandaşa dokunan 2 bin 185 belgemiz vardı. Bu belgeyi 2 yılda bin 160 belgeye düşürdük ve bundan 93 milyon TL bakanlığımız ve devletimiz kar etti. Vatandaşımızın bunlardan kazanımı hükümetin içerisindeki ufak bir dilim. Türkiye’nin 81 ilinde ve 48 büyük ilçesinde ’Açık Kapı Projesi’ oluşturduk. Şu ana kadar Açık Kapı’ya 109 bin müracaat söz konusu oldu. Bunun yüzde 75’i olumlu olarak karşılandı. Vatandaşımız kaymakamlığa ve valiliğe gittiğinde kapı duvar bir anlayışla değil, kendisiyle ilgilenen, meselesini çözen bir anlayışı ortaya koymaktadır. Devlet vatandaş için vardır’’ açıklamasında bulundu.
’’GÜVEN ESASLI BİR MODELİ HAYATA GEÇİRMEMİZ GEREKİYOR’’
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin de, ’’Sürdürülebilir kalkınmanın içeriğine baktığımızda eğitim hakkı, sağlık hakkı, çevreyle uyumlu şehircilik gibi çok temel başlıkların içerisinde sosyal adaleti ve sosyal barışı sağlayamadığımız hiçbir kalkınma modeli insana mutluluk getirmiyor. Medeniyet kodlarımıza baktığımızda insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışını görüyoruz. AB’nin sürdürülebilir kalkınma modeline baktığımız zaman insanı merkeze alan bir kalkınma modeline dünyanın ne kadar ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Bu yeni dönemde kendimizi kodlamamız gerekiyor. Yeni dönemde özellikle yerel yönetimlerin insana dair her şey bizi ilgilendiriyor. İçeriği kurumsal kapasitenizi güçlendirmezseniz, mekanizmayı güçlendirmezseniz, katılımcılığı çoğaltmazsanız, vatandaş odaklı çalışmazsanız bu söylediğiniz kavramların içini dolduramıyorsunuz. Katılımcılığı sağlamamız lazım, şeffaflığı ve hesap verilebilirliği oluşturmamız lazım. Güven esaslı bir modeli hayata geçirmemiz gerekiyor. Kodlarımıza döndüğümüzde ve dünyayla söylem ve eylem birliği oluşturduğunuz zaman Cumhuriyet’in 100. yılındaki en büyük hedefimiz dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde olmak. Bunun yolu da buralardan geçiyor’’ ifadelerini kullandı.
Programa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Bakan Soylu ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Şahin’in yanı sıra Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan, Kamu Görevlileri Etik Kurulu adına Proje Kıdemli Yöneticisi Seda Kartal, AB Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger de katıldı.
(Seda Kahramantürk/İHA)