Dakar
Senegal asıllı Fransız oyuncu Omar Sy'nin başrolünü oynadığı Senegalli Nişancıların öyküsünü anlatan "Nişancılar (Tirailleurs)" filmi, Fransa'nın sömürge döneminde Afrikalı askerlere yaptıklarını bir kez daha gündeme getirdi.
Önce Cannes Film Festivali'nde gösterilen, ardından vizyona giren film, 1917'de 17 yaşındaki oğlu zorla Fransız ordusuna alınan ve akabinde oğlunu kurtarmak için cepheye giden Senegalli Bakary Diallo'nun hikayesini anlatıyor.
Gişede 1 milyon izleyiciye ulaşan film savaş hukuku, ırkçılık, sömürgecilik ekseninde birçok tartışmayı da beraberinde getirdi.
Filmin başrolünü Senegal asıllı dünyaca ünlü aktör Sy'nin canlandırması, Afrikalılar için adeta kapanmamış bir yara olan Senegalli Nişancılar meselesinin Afrika ve Fransa sınırlarından çıkararak geniş kitlelere ulaşmasına vesile oldu.
Sömürge piyade birliği: Senegalli Nişancılar
General Faidherbe adıyla da bilinen 3. Napolyon tarafından 1857'de kurulan sömürge piyade birliği, o dönem Fransız sömürgesi altındaki Sahra Altı Afrika'dan toplanan askerlerden oluşuyordu.
Bu askerlerin çoğunluğunun Senegalli olması nedeniyle piyade birliğine Senegalli Nişancılar adı verilse de aralarında, o dönem Fransız Batı Afrikası'nın parçası Benin, Fildişi Sahili, Gine, Mali, Burkina Faso, Nijer ve Moritanya'dan da askerler yer alıyordu.
Senegalli Nişancılar, Afrika ülkelerinin bağımsızlığını kazandığı 1960'a kadar Fransa bayrağı altında Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında Verdun Muharebesi'nden Çanakkale'ye kadar birçok cephede en ön safta savaştı.
Çinhindi Savaşı, Cezayir ve Madagaskar'da da cepheye çıkan Senegalli Nişancılar, Fransa tarihinde önemli bir rol oynadı.
Birinci Dünya Savaşı'na 200 bin, İkinci Dünya Savaşı'na da 140 bin Senegalli Nişancı katıldı. Her iki savaşta en az 60 bin Senegalli Nişancı yaşamını yitirdi.
İlk siyahi milletvekili Blaise Diagne ikna etti
Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Almanya'ya karşı demografik açıdan dezavantajlı olan Fransa, bu açığı Senegalli Nişancılarla kapatmak istedi.
Fransızlar, yaş ortalaması oldukça genç olan Sahra Altı Afrika'daki sömürgelerinden asker toplamak istese de ilk etapta halkın direnişiyle karşılaştı.
Bunun üzerine Fransızlar, direnişin ayaklanmaya dönüşmemesi için Fransa meclisine giren ilk siyahi milletvekili Blaise Diagne ile anlaştı.
Diagne, yerli asker alımından sorumlu genel komiser olarak atandı ve asker toplamak için Dakar'dan Bamako'ya uzun bir yolculuğa çıktı.
Fransa sömürgelerinde yaşayan Afrikalıların neredeyse hiçbirinin kanun önünde hiçbir hakka sahip olmaması Diagne'nın işini kolaylaştırdı.
Diagne, cepheye gidenlerin döndüklerinde birçok hakka sahip olacağını hatta vatandaşlık dahi alacağını söyleyerek kanaat önderleri ve dini lideri ikna etmeye çalıştı.
Ticani tarikatının lideri El Hadj Malick Sy, büyük oğlu Sidy Ahmet Sy'nin cepheye gitmesine karar verdi.
Müridi tarikatının kurucusu lideri Şeyh Ahmedou Bamba da oğlunu cepheye göndermeye gönüllü oldu ancak öğrencisi ve yareni İbrahima Fall buna karşı çıkarak Bamba'nın oğlu yerine kendi oğlu Fallou Fall'i Fransızlara teslim etti.
Bir daha geri dönmeyen Sy ve Fall'in Birinci Dünya Savaşı'nın başlarında Selanik'te öldüğü ortaya çıktı.
Salgın hastalıklara yakalandılar, kobay olarak kullanıldılar
Fransız askerleriyle üniformaları, kampları ve hatta kumanyaları bile farklı olan Senegalli Nişancıların bir kısmı da alışık olmadıkları kış koşulları ve salgın hastalıklardan hayatını kaybetti.
Sahra Altı Afrika'dan Fransa'ya getirilen askerlerin kış şartlarına uyum sağlamaları için 1916'nın ilk aylarında Gironde kentindeki La Teste-de-Buch kasabasında özel bir kışla hazırlandı.
"Corneau" ismiyle bilinen bu kışlanın oldukça nemli ve bataklık bir araziye inşa edilmesi zaten kış şartlarına alışık olmayan Senegalli Nişancılar arasında ölümcül üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden oldu.
Başta zatürre olmak üzere çeşitli hastalıklara yakalanan askerler hızla hayatını kaybederken, Corneau Kışlası "sefalet kışlası" olarak anılmaya başladı.
Fransız yetkililer, kampı tahliye etmek yerine Savunma Bakanlığı ve Pasteur Enstitüsü tarafından hızla geliştirilen bir aşıyı askerler üzerinde denedi.
Yaklaşık 1,5 yıl boyunca 27 bin Senegalli Nişancının kaldığı 600 barakadan oluşan ve cepheden oldukça uzak bu ölüm kampında 958 asker salgın hastalıklar ve aşı denemeleri yüzünden hayatını kaybetti.
Nişancıların cesetleri açılan çukurlara atıldı, kimlikleri hiçbir zaman tespit edilemedi, aileleri askerlerin başına ne geldiğini öğrenemedi.
Corneau kampında yaşananlar, yönetmen Serge Simon'un 2011 yapımı "Une pensee du Courneau" isimli belgesele de konu oldu.
Fransa için savaştılar, Fransa tarafından katledildiler: Thiaroye Katliamı
Senegalli Nişancılar, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında uğruna savaştığı Fransa tarafından da katliama uğradı.
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından esir alınan, ardından 1944'te Amerikalılar tarafından kurtarılan askerler Dakar yakınlarındaki Thiaroye Kışlası'na getirildi ve orada bir süre bekletildi.
Askerler, primlerini ve savaş tazminatlarını alıp köylerine gitmek istedi ancak Fransızlar söz verdikleri ödemeyi yapmadı.
Askerler haklarını talep için toplandıklarında ise isyan çıkardıkları gerekçesiyle Fransız askerleri tarafından kurşuna dizildi.
Fransız arşivlerinde grubun "ayaklanma" çıkardığı iddiası yer alırken, 35 askerin öldürüldüğü kayıtlara geçti.
Fransız tarihçi Armelle Mabon "Yerli savaş esirleri, işgal altındaki Fransa'nın unutulmuş yüzleri" başlıklı kitabında öldürülen askerlerin sayısının 400 olduğunu belirtiyor.
Askerlerin cesetleri topluca çukurlara atılsa da Thiaroye Kışlası'nda sembolik bir mezarlık da bulunuyor.
Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 2014'te kışlada düzenlenen anma töreninde yaptığı konuşmada, yaşananları "tek kelimeyle korkunç ve dayanılmaz" olarak nitelemişti.
Hollande, "Bu adaletsizliği düzeltmek istiyorum." dese de cesetleri çukurlara atılan askerlerin aileleri, üzerinden 79 yıl geçen katliam nedeniyle Fransa'dan tazminat ve özür bekliyor.
Katliamın 1 Aralık'ta yapılması nedeniyle 2004'ten bu yana her 1 Aralık'ta Senegalli Nişancılar çeşitli programlarla anılıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com