STRAZBURG - ÖMER AYDIN
Fransa'da göçmen kökenliler tarafından 2015’te kurulan Eşitlik ve Adalet Partisi (PEJ), teröre, fırsat eşitsizliğine, ırkçı, ayrımcı ve İslam karşıtı söylemlere karşı durmak ve özellikle banliyölerde sahip çıkılmayan göçmen kökenlilere doğru hedefler oluşturmak amacıyla yola çıktı.
PEJ’in kısa sürede Fransa geneline yayılıp yasal yükümlülükleri yerine getirerek seçimlere girmeye hak kazanmasının ardından basında ve sosyal medyada karalama kampanyası başlatıldı. Bu kampanyalara sözde yabancı haklarını savunan dernekler ve lobi kuruluşları da destek verdi.
"Kamuoyunda partimize ve adaylarımıza karşı tepki ortamı oluşturmayı denediler"
Partinin Onursal Başkanı Ali Gedikoğlu, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, “Önce medyada Türk partisi, Türkiye’den yönetilen parti, (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan’ın partisi gibi yaftalarla partimizi marjinalleştirmeyi seçtiler, kamuoyunda partimize ve adaylarımıza karşı tepki ortamı oluşturmayı denediler.” ifadelerini kullandı.
Nüfusunun yüzde 15’ten fazlası göçmen kökenli bir ülke olan Fransa’da insanların isimleri ve etnik kökenlerine bakılarak görünmez setlerin çekildiğini vurgulayan Gedikoğlu, “PEJ’e karşı alınan tavır aslında Fransa’nın göçmenlere, göçmen kökenli vatandaşlarına yaklaşımını da en net şekilde ortaya koyuyor: 50 yıldır burada yaşasanız bile kendi başınıza hareket edemez, kendi partinizi kuramaz, özgürce hareket edemezsiniz. Sizin sınırlarınızı biz çizeriz mesajı veriliyor.” şeklinde konuştu.
"Adaylarımızın güvenli bir ortamda kampanya yapmaları engellendi"
PEJ Genel Başkanı Şakir Çolak da çok zor şartlarda ve her türlü imkandan yoksun bir şekilde seçim kampanyasını yürüttüklerini dile getirdi. Çolak, “Adaylarımızın güvenli bir ortamda kampanya yapmaları engellendi. Medyada kullanılan dışlayıcı ve linç kültürü ile bezenmiş dil, sosyal medyaya ve sokağa yansıdı. Adaylarımız tehdit edildi. PKK terör örgütü, Ermeni örgütleri, Komünist Parti, aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN) birleşerek adaylarımız ve partimize yönelik ağır bir baskı oluşturdu.” sözleriyle zorlu süreci anlattı.
"Fransa’nın Müslüman azınlığa tahammülü yok"
En büyük saldırıyı başörtülü adaylarının gördüğünü belirten Çolak, “Afişleri sürekli olarak yırtıldı ve sözlü ve fiziki olarak tehditlere maruz kaldılar, tüm adaylarımıza buna benzer saldırılar gerçekleştirildi.” ifadelerini kullandı. Çolak şöyle devam etti:
“Fransa’nın Müslüman azınlığa tahammülü yok. Biz, gençlerin, yeni neslin arka sokaklardan, banliyölerden çıkıp, şehrin ve hayatın merkezine, belediyelere, il meclislerine, Ulusal Meclise girmesini hedefliyoruz. Bunu da halkın oylarıyla seçilerek demokratik yolla ve hak ederek sağlamak için yola koyulduk. Burada ilk tepkiyi yabancı savaşçılar diye bildiğimiz terör örgütlerine adam sağlayan aşırı sol ve sınırları kapatıp Fransa’yı dış dünyadan izole etme hedefindeki ırkçı aşırı sağdan gördük. Sonra diğerleri de bu koroya katıldı. Hayır, bu gençler buradalar, burada yükselecekler ve her türlü kirli emellerden uzak, yaşadıkları ülkenin geleceğini şekillendirecekler. Sadece yönetilen değil, yöneten ve yön veren de olacaklar.”
Fransa’da geçen ay düzenlenen ve Emmanuel Macron’un kazandığı cumhurbaşkanı seçiminden sonra yarın da genel seçimin ilk turu yapılacak. Ulusal Mecliste görev yapacak 577 milletvekilinin seçileceği oylamada yüzde 50'nin üzerinde oy alan adaylar direkt seçilecek. Aksi durumda en az yüzde 12,5 oy alan adayların yarışacağı ikinci tur oylamaya gidilecek. 18 Haziran’daki bu oylamada en çok oyu alan aday seçilmiş sayılacak.
dikGAZETE.com