Istanbul
Türkiye Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADİV) Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Aygün Attar, Ermenistan-Azerbaycan savaşında tarafsızlığını kaybeden Fransa'nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu Eş Başkanlığının düşürülmesi için Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde girişimde bulunacaklarını söyledi.
TADİV, sivil toplum kuruluşları ve hukukçulardan oluşan bir grupla Fransa'nın AGİT Minsk Grubundan çıkarılması için başvuru yapacak. Vakıf, Prof. Dr. Attar başkanlığında, kamu diplomasisi çerçevesinde sosyal medyada da bir hareket başlattı. Azerbaycan ve Türkiye aleyhinde yürütülen kara propagandaya yönelik olarak yabancı gazetecilere ve Batılı siyasilere sosyal medya üzerinden mesaj veriliyor.
Fransa'nın Minsk grubundan çıkarılması ile ilgili başlatacakları girişim hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Attar, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununu çözmek için kurulan AGİT Minsk Grubunun, 28 yıldır çözüm üretmediği gibi Minsk Eş Başkanı olan Fransa'nın BM kararını çiğneyerek tarafsızlığını kaybettiğini söyledi.
Prof. Dr. Aygün Attar, 2011 yılında BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a mektup göndererek Ermenistan'ın savaş suçlusu olarak yargılanmasını ve Fransa'nın da AGİT Minsk Grubu Eş Başkanlığından ayrılmasını talep ettiğini hatırlattı.
Prof. Dr. Attar, Fransa Senatosunun 2011 yılında 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesinin suç sayılmasını öngören yasa teklifini kabul ettiğini, hatta anayasaya koyduğunu, son Azerbaycan-Ermenistan geriliminde de yanlı açıklamaları ve uygulamalarından dolayı AGİT Minsk Grubundan Fransa'nın çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Fransa'nın, Ermeni meselesinde tarafsız bir ülke olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Attar, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin defalarca 'bunu tarihçiler konuşsun, her iki devletin arşivleri açılsın, arşivler üzerinden bu konu tartışılsın' teklifine rağmen Fransa bu yasayı senatodan geçirdi. Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ ve etrafındaki 7 il Ermenistan tarafından işgal edildi. Dağlık Karabağ işgal edildikten sonra tıpkı PKK/PYD gibi sözde Dağlık Karabağ devleti defalarca sivil toplum kuruluşları kisvesi altında Fransa'ya davet edilerek üst düzey görüşmeler yapıldı."
Fransa'nın eş başkanlıktan çıkarılması için yeniden bir başvuru yapacaklarını kaydeden Prof. Dr. Attar, "Azerbaycan, topraklarını işgal eden Ermenistan'ın taarruzu sonrasında BM'nin 51. maddesine esasen nefsi müdafaa hakkını kullanırken, Macron, 'Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'ı Türkiye ile beraber ikinci kez işgal etmesine izin vermeyiz.' açıklaması yaptı. Oysa BM'nin Ermenistan tarafından işgal edilmiş toprakların Azerbaycan'a ait olduğu maddesi ortada iken BM'nin bu konuda kabul ettiği 4 madde varken, Fransa, BM'deki 5 ülkeden biri olarak taraf olduğu maddeyi inkar ediyor ve bu hukuksal kararı çiğniyor." değerlendirmesinde bulundu.
Fransa'nın AGİT Minsk Grubu Eş Başkanlığının çıkarılması için ısrar ettiklerini belirten Prof. Dr. Attar, uluslararası hukuka uygun şekilde BM'ye başvuracaklarını ve bu konuda ciddi bir kamuoyu oluşturacaklarını ifade etti.
Prof. Dr. Attar, Fransa'nın açıklamalarının ve duruşunun başlı başına delil sayılacağına dikkati çekerek "Fransa'nın yanlı tavrı hukuken tarafsızlığını ortadan kaldırmıştır. Dolayısıyla Fransa Dağlık Karabağ sorununun çözümünde görev almamalı ve AGİT Minsk Grubundan çıkarılmalı. 2011 yılında yaptığımız başvurunun aynısını fiili olarak tekrar hayata geçireceğiz. Süreci başlattık." şeklinde konuştu.
"Türkiye'yi masa dışında bırakmak mümkün değil"
Prof. Dr. Attar, Moskova'da varılan ateşkes metninin 4. maddesindeki 'müzakere formatının değişmeyeceği' ifadesinin, başka bir tarafın masaya oturmayacağına işaret etse bile Türkiye'yi müzakere masasının dışında bırakmanın mümkün olmadığını söyledi.
Güney Kafkasya jeopolitiği açısından Türkiyesiz bir oluşumun ne masada ne de alanda bir sonuca varamayacağının net biçimde ortada olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Attar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un olduğu o masada Sayın Çavuşoğlu'nun da bulunması gerekiyordu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de son açıklamasında konjonktür gereği gerçekleşmeyen bu durumun bundan sonra devam etmeyeceğine işaret etmiştir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com