SPK Başkanı Ertaş, Forex piyaslarında yatırımcı bilinci oluşturmak için ’regülasyon’ getirdiklerini belirterek, Forex’de işlem yapmak isteyenlerin önce demosunu kullanacağını söyledi.
Ertaş, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen "Kamera Elinde Geleceğin Cebinde" kısa film yarışmasının ödül töreninde konuştu. Ertaş konuşmasında şunları söyledi; "Geleceğimizin inşaası ve yarınlarımızın parlak olması için, bugünden yatırım yapmamız gerekiyor. Yatırımların en büyüğü şüphesiz insana yapılan yatırım. Belki sonuçlarını uzun vadede alacak olsak da insanımıza yapılan yatırım, bu kapsamda eğitim, tanıtım, tasarruf, düzenli para biriktirme, planlı ve bilinçli harcama alışkanlığı kazandırmaya yönelik her girişim, yarınlarımız için bir ışık, güvenli bir gelecek ve mutlu bir toplumun temel taşlarını oluşturacaktır.
Son yıllarda tüm dünyada etkisini gösteren küresel finansal krizden çıkarılan derslerden biri de, finansal bilgi düzeyinin düşüklüğünün, finansal krizleri tetiklediği, krizlerin uzun süre devam etmesine neden olduğu, bulaşıcılık etkisini artırdığı, tasarrufların heba olmasına yol açtığı tespitleridir. Bunun içinde bu konu G-20 bünyesinde oluşturulan Finansal İstikrar Kurulu’nun gündemine girmiş ve tüm ülkelerin bu konuda aksiyon almaları ve finansal eğitim ve finansal tüketicinin korunması konusunda çalışma yapmaları önerilmiştir. G-20, finansal sistemin toplumun tüm kesimlerine ulaşması ve bu kesimlerce ihtiyaçlarına uygun olarak etkin bir şekilde kullanılmasına yönelik olarak; finansal eğitim, finansal erişim ve finansal tüketicinin korunması kavramlarını ön plana çıkarmıştır. Alınan kararlar da, bu 3’lü yapıyı içeren bir ulusal stratejinin geliştirilmesi ve uygulanması yönündedir. Ülkemizde G-20’nin bir üyesi olarak tasarruf açığı sorununu gidermek ve vatandaşlarımızın finansal konularda daha bilinçli hale gelmelerini sağlamak amacıyla, 5 Haziran 2014 tarihli Başbakanlık Genelgesi ile Finansal Erişim, Finansal Eğitim ve Finansal Tüketicinin Korunması Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı’nı yürürlüğe koydu. Bu Plan ile paydaşların görev ve sorumluluklarının tanımlandığı; açık, gerçekçi ve ölçülebilir hedeflerin belirlendiği bir yol haritası oluşturuldu. Tüm çalışmalarımızda ana strateji bu plan çerçevesinde yürütülmektedir.
Söylemeye gerek yok ki finansal piyasalar her geçen gün daha fazla küreselleşiyor, daha fazla karmaşık hale dönüşüyor, teknolojik gelişmelerle birlikte dünyanın başka bir bölgesindeki bir finansal ürün adeta cep telefonunuzdan alınıp satılır hale geliyor. Bu gelişmeler tasarruf sahipleri için yeni fırsat pencereleri açarken finansal tüketiciler için de farklı seçeneklere, farklı finans kaynaklarına erişim kolaylığı sunuyor. Buna karşılık gerek finansal tüketiciler gerekse tasarruf sahipleri beklenmedik yeni risklerle de yüz yüze kalabiliyor. Tüm bu karmaşık yapıyı yönetmenin tek yolu var, o da, toplumun tüm kesimleri için finansal eğitim düzeyini olabildiğince yukarıya çekmektir. Finansal eğitim düzeyi yükseldikçe bireylerin finansal erişim imkânları artmakta, finansal tüketicilerin korunması kolaylaşmakta ve yaygınlaşmakta, düzenleyici ve denetleyici otoriteler bu anlamda daha efektif olabilmektedir.
Finansal eğitim denildiğinde iki temel konunun aklımıza gelmesi lazım. Birincisi küçük yaşlardan itibaren düzenli tasarruf yapma alışkanlığını, ikincisi de bireylerin hem gelirlerini hem de bu gelirlerden harcanmayıp tasarruf edilen birikimleri planlı ve bilinçli kullanma tecrübesini kazandırmaktır. Yapılan çalışmaların sonucunu görebilmek, gerektiğinde ilave tedbirler alabilmek için toplumun finansal eğitim düzeyini belirli aralıklarla ölçmek bir ihtiyaç hatta bir zorunluluk. Ölçme metodunun da uluslararası standartlarda olması başka ülkelerle kendi konumumuzu kıyaslayabilmek için gereklidir. Bu konuda ilk kapsamlı araştırmayı 2012 yılında Dünya Bankası ile birlikte ülke genelinde yaptığımız araştırma ile tespit etmeye çalıştık. Bu araştırmayı daha sık aralıklarla yapmaya karar verdik. Bu yıl, OECD ile işbirliği yaparak yeni bir araştırma yaptık. Eylem Planı kapsamında Türkiye çapında 3000 hanede finansal okuryazarlık araştırmasını geçtiğimiz günlerde tamamladık. Aynı sorulara verilen doğru cevapların yüzdesinde ortalama yüzde 25 oranında bir artışın olduğunu gözlemledik. Bu olumlu bir gelişme olmakla birlikte henüz işin başındayız. Bu konudaki çalışmalarımızı artırarak devam ettireceğiz.
"www.finansalegitim.gov.tr YAKINDA KULLANIMA SUNULACAK"
Ülkemize özgü sorunlardan birisi ise ulusal düzeyde tasarruf oranımızın yıllar içerisinde düşüş eğilimi göstermesidir. Bu eğilimi tersine çevirmek için Aralık 2014’de Sn. Başbakanımız tarafından açıklanan 25 “Öncelikli Dönüşüm Programı”ndan birisi de “Yurtiçi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Programı Eylem Planı” yayınlanmıştır. Bu Plan kapsamında halen yüzde 13,4 düzeyinde olan yurtiçi tasarruf oranımızın 2018 yılı sonuna kadar yüzde 19’a ulaştırılması öngörülmektedir. Çok sayıda bileşenden oluşan bu planı başarıyla uygulayabilirsek İnşallah yarınlarımıza daha güvenle bakacağız ve daha düşük bir cari açıkla muhatap olacağız. Ayrıca, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile birlikte hazırladığımız, bankacılık, sigorta, bireysel emeklilik ve sermaye piyasası araç ve kurumlarını kapsayan temel, orta ve ileri düzey olarak tasarlanmış, finansal eğitim kaynakları ve imkânlarının yer aldığı Türkiye’nin en kapsamlı internet sitesinin teknik altyapısının oluşturulması çalışmalarını tamamladık. www.finansalegitim.gov.tr alan adını aldık, test çalışmaları büyük ölçüde tamamlandı. Çok yakın bir tarihte vatandaşlarımızın kullanımına sunulacaktır. Bu platform vasıtasıyla kullanıcıların finansal eğitim düzeylerinin dönemsel raporlar halinde ölçme ve değerlendirmesinin yapılması da mümkün olacaktır.
"AMACIMIZ FİNANSAL OKUR YAZARLIĞI ÜLKE GENELİNE YAYMAK"
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın desteği ile hedef kitlenin genişletilmesi yine bir diğer önemli hedef kitle olan okul çağındaki çocuklara yönelik olarak müfredatta yer alan içeriklerin geliştirilmesi amacıyla 2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız protokol çerçevesinde finansal eğitimin yaygınlaştırılması önümüzdeki günlerde çalışma alanlarımız olacaktır. Son olarak, 15 Eylül tarihinde sermaye piyasası kurumlarımızın da katkılarıyla ortaöğretim ve lise öğrencilerinin katıldığı kompozisyon yarışmasının beşincisini düzenledik. Dereceye giren öğrencileri, öğretmenleri ve aileleri İstanbul’da ağırladık. Yarışmaya olan ilginin her sene artarak devam etmesinden memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca, Kurulumuz OECD bünyesinde yer alan ve dünya çapında finansal eğitim konusundaki ilkelerin ve en iyi uygulamaların belirlenmesi amacıyla oluşturulan Uluslararası Finansal Eğitim Ağı aracılığıyla yürütülen çalışmalara ülke koordinatörü sıfatıyla aktif olarak katılmakta ve söz konusu standartların belirlenmesinde önemli bir rol üstlenmektedir.
Ülkemiz başkanlığındaki G-20’nin önceliklerinden birisi de Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Finansal Erişimin Artırılmasıdır. Bu nedenle, OECD Uluslararası Finansal Eğitim Ağında Kurulumuz KOBİ’lerin finansal eğitimine yönelik çalışmalar yürüten bir çalışma grubunun da Endonezya ile birlikte eş başkanlığını yürütmektedir. Finansal eğitim Kurul olarak büyük önem atfettiğimiz, uzun soluklu bir projedir ve amacımız her yaştan insan için zorunlu bir ihtiyaç haline gelen finansal okuryazarlığı tüm ülke geneline yaymaktır. Konu çok kapsamlı ve çok boyutlu olup, bu çalışmaları tüm kamu ve özel sektörde yer alan paydaşlarımızla birlikte eşgüdüm içerisinde ve belli bir strateji dâhilinde yürütmeye çalışacağız. İnşallah gençlerimizi finansal eğitim konusunda çok daha donanımlı bir şekilde hayata hazırlayacağız.
"TASARRUF İNANCIMIZDA VE KÜLTÜRÜMÜZDE AŞİNA OLDUĞUMUZ BİR KONU"
Aslında tasarruf konusu hem inancımızda hem de kültürümüzde yer alan çok aşina olduğumuz bir konu, bize düşen bu değerlerimizi korumak, hassas bir şekilde uygulamak ve gençlerimizi de bu çerçeve de yetiştirmektir. “Sakla samanı gelir zamanı”, “damlaya damlaya göl olur”, ak akçe kara gün içindir” gibi pek çok atasözümüz daha ilkokul sıralarında bizlere öğretilmiştir. Dinimizde de tasarrufa büyük önem verilmiş, çok sayıda ayet ve hadisle tasarruf yönünde karar almamız telkin edilmiştir. Müslüman bir toplumun bireyleri olarak dünya üzerindeki maddî, manevi imkân ve nimetleri, bizlere emanet edildiği bilinciyle tüketmeli, bu nimetler üzerinde bizim olduğu kadar gelecek nesillerin de hakkı bulunduğunu unutmamalıyız. Dinimizin tasarruf konusundaki ölçülerine hayatımızın her alanında riayet etmemiz gerekiyor. Zamanda tasarruf, enerji kullanımında tasarruf, tüketimde tasarruf, bunlardan sadece bir kaçı. Sözlerimi Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şu hadis-i şerifiyle bitirmek istiyorum. "İktisat eden fakir olmaz, iktisat eden yoksulluk yüzü görmez.” - “iktisat edenin hesabı kolay olur".
FOREX’E DÜZENLEME
Ertaş, ödül törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. SPK Başkanı Ertaş, Forex piyaslarında yatırımcı bilinci oluşturmak için ’regülasyon’ getirdiklerini belirterek, "Bundan sonra Forex’de işlem yapmak isteyen önce demosunu kullanacak" dedi.
SPK Başkanı Ertaş, Forex piyasalarına yönelik hazırladıkları taslağı TSPB’ye gönderdiklerini belirterek, Forex’de bir takım şeyleri disiplin altına almaya çalıştıklarını, Forex’de kayıp-kazanç oranının beklentilerinin ötesinde olduğunu, işlem yapabilmek ve buradan para kazanabilmek için dünyanın önde gelen sektör ve sektör liderleri kadar bilgi ve birikime ihtiyaç olduğunu, dünyada yaşanan gelişmelerin iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak "Dikkatli olun, paranızın hepsini burada değerlendirmeyin" uyarısında bulunuyoruz. Kayıp-kazanç oranlarını aracı kurumlar web sitelerine koysunlar. Öncelikle TSPB bünyesinde bir komite kurulsun ve reklamların hepsini, yazılı görsel metinler orada incelensin. Vatandaşa iyi tarafları gösteriliyor ama riskler yeterince yansıtılmıyor. Bu da finansal eğitimin bir parçası ama biz Forex’e biraz daha yoğunlaşıp, yatırımcı düzeyine göre kaldıraç oranı koyup, işlem yapmadan önce de sanal alım-satımı dene diyoruz. Gerçek piyasa verileri ile bir demo olacak, orada gerçek para koymadan ama koyuyormuş gibi dünyada neler var görmesi gerek. Bu demo yeni bir şey web sitesine koyulup görüşe açıldı.TSPB’ye gönderdik, oradan gelen görüşleri değerlendireceğiz, bunun doğru bir tercih olduğuna inanıyoruz, daha bilinçli tercih yapmaya yönelik bir düzenleme" dedi.
"KALDIRAÇ ORANLARI DA DÜZENLENDİ"
Ertaş, hayata geçirilecek kaldıraç oranlarıyla ilgili olarak da "İki bölüm halinde yaptık. 10 bin liraya kadar olan yatırımcılarda daha düşük kaldıraç oranı, en çok işlem yapılan paritelerde daha yüksek, ama likiditesi düşük paritelerde daha düşük olmak üzere ikili bir ayrıma gittik, görüşleri bekliyoruz. Forex’le ilgili görüşler bize gelmişse TSPB’den bugün yarın, çok kısa süre içinde bu iş bitecek. Bu yıl içinde bu işi sonlandıracağız. Gelecek şey tam olarak ’Regülasyon’. Yani diyeceğiz ki, ’Bundan sonra Forex’de işlem yapabilmek için önce demosunu kullanacak, sonra düşük miktarda işlem yapıyorsa, kaldıraç oranı daha düşük olacak. Likiditesi yüksek olan paritelerde işlem yapıyorsa kaldıraç oranı yüksek gibi bir çok ayrımı olacak.’ Yayınladığımız tarihte zaten yürürlüğe koyacağız. Ondan sonrada TSPB bünyesinde ne kadar kazandırdı, ne kadar kaybettirdi data havuzu oluşturup vatandaşla paylaşacağız. Ürün bazında ve yatırımcı bazında ikili bir ayrıma gidileck. Oranlara ilişkin şu an net bir rakam vermek yanlış olur. 1’e 100’ün üzerine çıkmayacak, net bir şey söylemeyeyim ama küçük yatırımcıya daha düşük kaldıraç, profesyonel yatırımcıya daha yüksek kaldıraç, likiditesi yüksek paritelerde daha yüksek kaldıraç, düşük olanlarda daha düşük kaldıraç temel ilke bu" dedi.
"FİNANS LİTERATÜRÜNÜ TERSİNE ÇEVİRDİ, DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK"
1 Temmuz’da yürürlüğe giren ve sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımına yönelik düzenlemelerini içeren yasa ile ilgili olara Türkiye’nin dünyaya örnek olduğunu belirterek, "Finans literatürünü tersine çevirdik. Borçla finansmanın teşviki doğru bir yöntem değil, özkaynakla finansmanın teşviki olması lazım dedik ve bir adım attık. Tarih bizi 10 sene sonra nasıl yazacak göreceksiniz, ’mucit’ diyecekler bize. Taze para patronun cebinden çıkacak ve yine şirketin kasasına girecek. Bu yasa iki şey sağlayacak bize, bir Türk iş adamlarının yurtdışı bankalarındaki paralarının Türk şirketlerine gelmesine yol açacak, iki daha fazla halka açılmayı teşvik edecek. Çünkü halka açılan şirketlerde faiz kadar indirim imkanı sağlıyor. Başvurular var ama asıl başvuruları 2 Kasım’dan sonra göreceğiz. Şirketler seçimi bekliyor diyebiliriz. Şu an çok ciddi bir hazırlık var. Halka açık olsun kapalı olsun mevcut şirketler sermaye artırımı yaparak da bu imkandan yararlanabiliyorlar. Yeni şirketler de halka açılarak bu imkandan yararlanabiliyor. Kapalı şirketler şu an da yüzde 50 oranında, yüzde 50’nin altındaki kısmı halka açık şirket için bu oran yüzde 75’e, yüzde 50’nin üzerinde halka açık şirket içinse oran yüzde 100’e çıkıyor. Bunu kullanmayan bir şirketin kendin sorgulaması lazım. Faiz ödemeyeceksin, üstelik ödediğin vergiden de bir indirim sağlayacaksın. Düzenleme yeni, 3 ay önce yürürlüğe girdiği. Daha fazla tanıtacağız, bunun başarılı olmaması mümkün değil" ifadelerini kullandı.
"BORSA KESİNTİSİZ 24 İŞLEM YAPABİLİR TEKNOLOJİYE SAHİP OLMALI"
Borsa İstanbul’da Nasdaq altyapısına geçişin kasım ayına ertelenmesi ve aksaklıklarla ilgili soruyu Ertaş şöyle cevapladı:
"Biz 2023’e kadar finans merkezi olma gibi iddialı bir hedefle yola çıktık. Dolayısıyla teknolojinizin de dünyanın en iyisi olması lazım. Çin’de Borsa sık sık arıza yapıyor, bizde de geçmişte çok yaşandı. Bunun Nasdaq’mı olmalıydı, başkası mı olmalıydı kararını Borsa İstanbul verdi. Ama bizim SPK olarak beklentimiz, kesintisiz 24 saat işlem yapılabilir bir teknik altyapı. Ama x olur y olur onun kararını Borsa İstanbul’un kendisi vermeli. Verilen paranın karşılığı konusunda getirilen eleştiriler sorgulanabilir ama teknolojinin fiyatını tayin etmek çok zor. Iphone 6S i çıkardı, ilk gün satış rakamını biliyorsunuz. Ama sorsanız 6 ile 6S arasındaki farkı hiç birimiz bilmeyiz. Yani teknolojinin fiyatını ölçmek kolay değil, bunu Borsa kendi değerlendirdi."
(İHA)
Ertaş, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen "Kamera Elinde Geleceğin Cebinde" kısa film yarışmasının ödül töreninde konuştu. Ertaş konuşmasında şunları söyledi; "Geleceğimizin inşaası ve yarınlarımızın parlak olması için, bugünden yatırım yapmamız gerekiyor. Yatırımların en büyüğü şüphesiz insana yapılan yatırım. Belki sonuçlarını uzun vadede alacak olsak da insanımıza yapılan yatırım, bu kapsamda eğitim, tanıtım, tasarruf, düzenli para biriktirme, planlı ve bilinçli harcama alışkanlığı kazandırmaya yönelik her girişim, yarınlarımız için bir ışık, güvenli bir gelecek ve mutlu bir toplumun temel taşlarını oluşturacaktır.
Son yıllarda tüm dünyada etkisini gösteren küresel finansal krizden çıkarılan derslerden biri de, finansal bilgi düzeyinin düşüklüğünün, finansal krizleri tetiklediği, krizlerin uzun süre devam etmesine neden olduğu, bulaşıcılık etkisini artırdığı, tasarrufların heba olmasına yol açtığı tespitleridir. Bunun içinde bu konu G-20 bünyesinde oluşturulan Finansal İstikrar Kurulu’nun gündemine girmiş ve tüm ülkelerin bu konuda aksiyon almaları ve finansal eğitim ve finansal tüketicinin korunması konusunda çalışma yapmaları önerilmiştir. G-20, finansal sistemin toplumun tüm kesimlerine ulaşması ve bu kesimlerce ihtiyaçlarına uygun olarak etkin bir şekilde kullanılmasına yönelik olarak; finansal eğitim, finansal erişim ve finansal tüketicinin korunması kavramlarını ön plana çıkarmıştır. Alınan kararlar da, bu 3’lü yapıyı içeren bir ulusal stratejinin geliştirilmesi ve uygulanması yönündedir. Ülkemizde G-20’nin bir üyesi olarak tasarruf açığı sorununu gidermek ve vatandaşlarımızın finansal konularda daha bilinçli hale gelmelerini sağlamak amacıyla, 5 Haziran 2014 tarihli Başbakanlık Genelgesi ile Finansal Erişim, Finansal Eğitim ve Finansal Tüketicinin Korunması Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı’nı yürürlüğe koydu. Bu Plan ile paydaşların görev ve sorumluluklarının tanımlandığı; açık, gerçekçi ve ölçülebilir hedeflerin belirlendiği bir yol haritası oluşturuldu. Tüm çalışmalarımızda ana strateji bu plan çerçevesinde yürütülmektedir.
Söylemeye gerek yok ki finansal piyasalar her geçen gün daha fazla küreselleşiyor, daha fazla karmaşık hale dönüşüyor, teknolojik gelişmelerle birlikte dünyanın başka bir bölgesindeki bir finansal ürün adeta cep telefonunuzdan alınıp satılır hale geliyor. Bu gelişmeler tasarruf sahipleri için yeni fırsat pencereleri açarken finansal tüketiciler için de farklı seçeneklere, farklı finans kaynaklarına erişim kolaylığı sunuyor. Buna karşılık gerek finansal tüketiciler gerekse tasarruf sahipleri beklenmedik yeni risklerle de yüz yüze kalabiliyor. Tüm bu karmaşık yapıyı yönetmenin tek yolu var, o da, toplumun tüm kesimleri için finansal eğitim düzeyini olabildiğince yukarıya çekmektir. Finansal eğitim düzeyi yükseldikçe bireylerin finansal erişim imkânları artmakta, finansal tüketicilerin korunması kolaylaşmakta ve yaygınlaşmakta, düzenleyici ve denetleyici otoriteler bu anlamda daha efektif olabilmektedir.
Finansal eğitim denildiğinde iki temel konunun aklımıza gelmesi lazım. Birincisi küçük yaşlardan itibaren düzenli tasarruf yapma alışkanlığını, ikincisi de bireylerin hem gelirlerini hem de bu gelirlerden harcanmayıp tasarruf edilen birikimleri planlı ve bilinçli kullanma tecrübesini kazandırmaktır. Yapılan çalışmaların sonucunu görebilmek, gerektiğinde ilave tedbirler alabilmek için toplumun finansal eğitim düzeyini belirli aralıklarla ölçmek bir ihtiyaç hatta bir zorunluluk. Ölçme metodunun da uluslararası standartlarda olması başka ülkelerle kendi konumumuzu kıyaslayabilmek için gereklidir. Bu konuda ilk kapsamlı araştırmayı 2012 yılında Dünya Bankası ile birlikte ülke genelinde yaptığımız araştırma ile tespit etmeye çalıştık. Bu araştırmayı daha sık aralıklarla yapmaya karar verdik. Bu yıl, OECD ile işbirliği yaparak yeni bir araştırma yaptık. Eylem Planı kapsamında Türkiye çapında 3000 hanede finansal okuryazarlık araştırmasını geçtiğimiz günlerde tamamladık. Aynı sorulara verilen doğru cevapların yüzdesinde ortalama yüzde 25 oranında bir artışın olduğunu gözlemledik. Bu olumlu bir gelişme olmakla birlikte henüz işin başındayız. Bu konudaki çalışmalarımızı artırarak devam ettireceğiz.
"www.finansalegitim.gov.tr YAKINDA KULLANIMA SUNULACAK"
Ülkemize özgü sorunlardan birisi ise ulusal düzeyde tasarruf oranımızın yıllar içerisinde düşüş eğilimi göstermesidir. Bu eğilimi tersine çevirmek için Aralık 2014’de Sn. Başbakanımız tarafından açıklanan 25 “Öncelikli Dönüşüm Programı”ndan birisi de “Yurtiçi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Programı Eylem Planı” yayınlanmıştır. Bu Plan kapsamında halen yüzde 13,4 düzeyinde olan yurtiçi tasarruf oranımızın 2018 yılı sonuna kadar yüzde 19’a ulaştırılması öngörülmektedir. Çok sayıda bileşenden oluşan bu planı başarıyla uygulayabilirsek İnşallah yarınlarımıza daha güvenle bakacağız ve daha düşük bir cari açıkla muhatap olacağız. Ayrıca, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile birlikte hazırladığımız, bankacılık, sigorta, bireysel emeklilik ve sermaye piyasası araç ve kurumlarını kapsayan temel, orta ve ileri düzey olarak tasarlanmış, finansal eğitim kaynakları ve imkânlarının yer aldığı Türkiye’nin en kapsamlı internet sitesinin teknik altyapısının oluşturulması çalışmalarını tamamladık. www.finansalegitim.gov.tr alan adını aldık, test çalışmaları büyük ölçüde tamamlandı. Çok yakın bir tarihte vatandaşlarımızın kullanımına sunulacaktır. Bu platform vasıtasıyla kullanıcıların finansal eğitim düzeylerinin dönemsel raporlar halinde ölçme ve değerlendirmesinin yapılması da mümkün olacaktır.
"AMACIMIZ FİNANSAL OKUR YAZARLIĞI ÜLKE GENELİNE YAYMAK"
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın desteği ile hedef kitlenin genişletilmesi yine bir diğer önemli hedef kitle olan okul çağındaki çocuklara yönelik olarak müfredatta yer alan içeriklerin geliştirilmesi amacıyla 2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız protokol çerçevesinde finansal eğitimin yaygınlaştırılması önümüzdeki günlerde çalışma alanlarımız olacaktır. Son olarak, 15 Eylül tarihinde sermaye piyasası kurumlarımızın da katkılarıyla ortaöğretim ve lise öğrencilerinin katıldığı kompozisyon yarışmasının beşincisini düzenledik. Dereceye giren öğrencileri, öğretmenleri ve aileleri İstanbul’da ağırladık. Yarışmaya olan ilginin her sene artarak devam etmesinden memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca, Kurulumuz OECD bünyesinde yer alan ve dünya çapında finansal eğitim konusundaki ilkelerin ve en iyi uygulamaların belirlenmesi amacıyla oluşturulan Uluslararası Finansal Eğitim Ağı aracılığıyla yürütülen çalışmalara ülke koordinatörü sıfatıyla aktif olarak katılmakta ve söz konusu standartların belirlenmesinde önemli bir rol üstlenmektedir.
Ülkemiz başkanlığındaki G-20’nin önceliklerinden birisi de Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Finansal Erişimin Artırılmasıdır. Bu nedenle, OECD Uluslararası Finansal Eğitim Ağında Kurulumuz KOBİ’lerin finansal eğitimine yönelik çalışmalar yürüten bir çalışma grubunun da Endonezya ile birlikte eş başkanlığını yürütmektedir. Finansal eğitim Kurul olarak büyük önem atfettiğimiz, uzun soluklu bir projedir ve amacımız her yaştan insan için zorunlu bir ihtiyaç haline gelen finansal okuryazarlığı tüm ülke geneline yaymaktır. Konu çok kapsamlı ve çok boyutlu olup, bu çalışmaları tüm kamu ve özel sektörde yer alan paydaşlarımızla birlikte eşgüdüm içerisinde ve belli bir strateji dâhilinde yürütmeye çalışacağız. İnşallah gençlerimizi finansal eğitim konusunda çok daha donanımlı bir şekilde hayata hazırlayacağız.
"TASARRUF İNANCIMIZDA VE KÜLTÜRÜMÜZDE AŞİNA OLDUĞUMUZ BİR KONU"
Aslında tasarruf konusu hem inancımızda hem de kültürümüzde yer alan çok aşina olduğumuz bir konu, bize düşen bu değerlerimizi korumak, hassas bir şekilde uygulamak ve gençlerimizi de bu çerçeve de yetiştirmektir. “Sakla samanı gelir zamanı”, “damlaya damlaya göl olur”, ak akçe kara gün içindir” gibi pek çok atasözümüz daha ilkokul sıralarında bizlere öğretilmiştir. Dinimizde de tasarrufa büyük önem verilmiş, çok sayıda ayet ve hadisle tasarruf yönünde karar almamız telkin edilmiştir. Müslüman bir toplumun bireyleri olarak dünya üzerindeki maddî, manevi imkân ve nimetleri, bizlere emanet edildiği bilinciyle tüketmeli, bu nimetler üzerinde bizim olduğu kadar gelecek nesillerin de hakkı bulunduğunu unutmamalıyız. Dinimizin tasarruf konusundaki ölçülerine hayatımızın her alanında riayet etmemiz gerekiyor. Zamanda tasarruf, enerji kullanımında tasarruf, tüketimde tasarruf, bunlardan sadece bir kaçı. Sözlerimi Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şu hadis-i şerifiyle bitirmek istiyorum. "İktisat eden fakir olmaz, iktisat eden yoksulluk yüzü görmez.” - “iktisat edenin hesabı kolay olur".
FOREX’E DÜZENLEME
Ertaş, ödül törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. SPK Başkanı Ertaş, Forex piyaslarında yatırımcı bilinci oluşturmak için ’regülasyon’ getirdiklerini belirterek, "Bundan sonra Forex’de işlem yapmak isteyen önce demosunu kullanacak" dedi.
SPK Başkanı Ertaş, Forex piyasalarına yönelik hazırladıkları taslağı TSPB’ye gönderdiklerini belirterek, Forex’de bir takım şeyleri disiplin altına almaya çalıştıklarını, Forex’de kayıp-kazanç oranının beklentilerinin ötesinde olduğunu, işlem yapabilmek ve buradan para kazanabilmek için dünyanın önde gelen sektör ve sektör liderleri kadar bilgi ve birikime ihtiyaç olduğunu, dünyada yaşanan gelişmelerin iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak "Dikkatli olun, paranızın hepsini burada değerlendirmeyin" uyarısında bulunuyoruz. Kayıp-kazanç oranlarını aracı kurumlar web sitelerine koysunlar. Öncelikle TSPB bünyesinde bir komite kurulsun ve reklamların hepsini, yazılı görsel metinler orada incelensin. Vatandaşa iyi tarafları gösteriliyor ama riskler yeterince yansıtılmıyor. Bu da finansal eğitimin bir parçası ama biz Forex’e biraz daha yoğunlaşıp, yatırımcı düzeyine göre kaldıraç oranı koyup, işlem yapmadan önce de sanal alım-satımı dene diyoruz. Gerçek piyasa verileri ile bir demo olacak, orada gerçek para koymadan ama koyuyormuş gibi dünyada neler var görmesi gerek. Bu demo yeni bir şey web sitesine koyulup görüşe açıldı.TSPB’ye gönderdik, oradan gelen görüşleri değerlendireceğiz, bunun doğru bir tercih olduğuna inanıyoruz, daha bilinçli tercih yapmaya yönelik bir düzenleme" dedi.
"KALDIRAÇ ORANLARI DA DÜZENLENDİ"
Ertaş, hayata geçirilecek kaldıraç oranlarıyla ilgili olarak da "İki bölüm halinde yaptık. 10 bin liraya kadar olan yatırımcılarda daha düşük kaldıraç oranı, en çok işlem yapılan paritelerde daha yüksek, ama likiditesi düşük paritelerde daha düşük olmak üzere ikili bir ayrıma gittik, görüşleri bekliyoruz. Forex’le ilgili görüşler bize gelmişse TSPB’den bugün yarın, çok kısa süre içinde bu iş bitecek. Bu yıl içinde bu işi sonlandıracağız. Gelecek şey tam olarak ’Regülasyon’. Yani diyeceğiz ki, ’Bundan sonra Forex’de işlem yapabilmek için önce demosunu kullanacak, sonra düşük miktarda işlem yapıyorsa, kaldıraç oranı daha düşük olacak. Likiditesi yüksek olan paritelerde işlem yapıyorsa kaldıraç oranı yüksek gibi bir çok ayrımı olacak.’ Yayınladığımız tarihte zaten yürürlüğe koyacağız. Ondan sonrada TSPB bünyesinde ne kadar kazandırdı, ne kadar kaybettirdi data havuzu oluşturup vatandaşla paylaşacağız. Ürün bazında ve yatırımcı bazında ikili bir ayrıma gidileck. Oranlara ilişkin şu an net bir rakam vermek yanlış olur. 1’e 100’ün üzerine çıkmayacak, net bir şey söylemeyeyim ama küçük yatırımcıya daha düşük kaldıraç, profesyonel yatırımcıya daha yüksek kaldıraç, likiditesi yüksek paritelerde daha yüksek kaldıraç, düşük olanlarda daha düşük kaldıraç temel ilke bu" dedi.
"FİNANS LİTERATÜRÜNÜ TERSİNE ÇEVİRDİ, DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK"
1 Temmuz’da yürürlüğe giren ve sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımına yönelik düzenlemelerini içeren yasa ile ilgili olara Türkiye’nin dünyaya örnek olduğunu belirterek, "Finans literatürünü tersine çevirdik. Borçla finansmanın teşviki doğru bir yöntem değil, özkaynakla finansmanın teşviki olması lazım dedik ve bir adım attık. Tarih bizi 10 sene sonra nasıl yazacak göreceksiniz, ’mucit’ diyecekler bize. Taze para patronun cebinden çıkacak ve yine şirketin kasasına girecek. Bu yasa iki şey sağlayacak bize, bir Türk iş adamlarının yurtdışı bankalarındaki paralarının Türk şirketlerine gelmesine yol açacak, iki daha fazla halka açılmayı teşvik edecek. Çünkü halka açılan şirketlerde faiz kadar indirim imkanı sağlıyor. Başvurular var ama asıl başvuruları 2 Kasım’dan sonra göreceğiz. Şirketler seçimi bekliyor diyebiliriz. Şu an çok ciddi bir hazırlık var. Halka açık olsun kapalı olsun mevcut şirketler sermaye artırımı yaparak da bu imkandan yararlanabiliyorlar. Yeni şirketler de halka açılarak bu imkandan yararlanabiliyor. Kapalı şirketler şu an da yüzde 50 oranında, yüzde 50’nin altındaki kısmı halka açık şirket için bu oran yüzde 75’e, yüzde 50’nin üzerinde halka açık şirket içinse oran yüzde 100’e çıkıyor. Bunu kullanmayan bir şirketin kendin sorgulaması lazım. Faiz ödemeyeceksin, üstelik ödediğin vergiden de bir indirim sağlayacaksın. Düzenleme yeni, 3 ay önce yürürlüğe girdiği. Daha fazla tanıtacağız, bunun başarılı olmaması mümkün değil" ifadelerini kullandı.
"BORSA KESİNTİSİZ 24 İŞLEM YAPABİLİR TEKNOLOJİYE SAHİP OLMALI"
Borsa İstanbul’da Nasdaq altyapısına geçişin kasım ayına ertelenmesi ve aksaklıklarla ilgili soruyu Ertaş şöyle cevapladı:
"Biz 2023’e kadar finans merkezi olma gibi iddialı bir hedefle yola çıktık. Dolayısıyla teknolojinizin de dünyanın en iyisi olması lazım. Çin’de Borsa sık sık arıza yapıyor, bizde de geçmişte çok yaşandı. Bunun Nasdaq’mı olmalıydı, başkası mı olmalıydı kararını Borsa İstanbul verdi. Ama bizim SPK olarak beklentimiz, kesintisiz 24 saat işlem yapılabilir bir teknik altyapı. Ama x olur y olur onun kararını Borsa İstanbul’un kendisi vermeli. Verilen paranın karşılığı konusunda getirilen eleştiriler sorgulanabilir ama teknolojinin fiyatını tayin etmek çok zor. Iphone 6S i çıkardı, ilk gün satış rakamını biliyorsunuz. Ama sorsanız 6 ile 6S arasındaki farkı hiç birimiz bilmeyiz. Yani teknolojinin fiyatını ölçmek kolay değil, bunu Borsa kendi değerlendirdi."
(İHA)