Dünya

Filistinli tutukluların çocukları sınavlarda ipi göğüsledi

Filistinli şehit ya da tutukluların eş ve çocukları, Filistin genelinde yapılan lise sonu genel değerlendirme sınavlarında gösterdikleri başarıyla herkesi kendilerine hayran bırakıyor.

Filistinli tutukluların çocukları sınavlarda ipi göğüsledi
25-07-2019 16:02

Gazze

Filistin, son günlerde üniversiteye giriş sınavı hükmündeki lise sonu değerlendirme sınavlarında, İsrail askerlerince şehit edilen ya da hapishanelerde tutuklu bulunan Filistinlilerin eş veya çocuklarının gösterdiği üstün başarıyı konuşuyor.

Filistinli tutuklu veya şehit yakınları, elde ettikleri bu başarının motivasyon kaynaklarını AA muhabirine anlattı.

Babasının yokluğu hayallerini gerçekleştirmesine engel olamadı

Babasının 15 yıldır demir parmaklıklar ardında oluşu ve yaşadığı psikolojik baskı Tevhid Müeyyed Hamad'ın, sınavda başarılı olma hayaline engel olamadı.

Ramallah yakınlarındaki Silvad beldesinde yaşayan Hamad, babası İsrail askerlerince tutuklandığında henüz 2,5 yaşında olduğunu ve babasının 7 kez müebbet hapis cezasına çarptırıldığını söyledi.

Sınavlardan yüzde 97,7 ortalamayla başarıyla çıkan ve tıp okumak isteyen Hamad, "Kazandığım başarı, hiçbir şeyin bizi hayallerimizi gerçekleştirmekten alıkoyamayacağını ispatlamak içindi." dedi.

Yüksek bir ortalamayla sınavdan geçerek hapisteki babasına en güzel hediyeyi verdiğini dile getiren Hamad, uzun süren çalışma saatleri nedeniyle zaman zaman yorgunluk ve bıkkınlık hissettiğini ancak her defasında kendisini "hayallerimi gerçekleştirmek için eğitimime devam edeceğim" diyerek motive ettiğini ifade etti.

Åžehit babaya vefa borcu

Nablus'ta yaşayan Filistinli şehit Cafer el-Mısri'nin kızı Hale el-Mısri de yüzde 88,3 ortalamayla sınavda başarı gösterenler arasına girdi.

Babasını 3 yaşındayken kaybettiğini anlatan Mısri, "Babama dair hiçbir şey hatırlamıyorum ama onunla gurur duyuyorum. İyi notlar alıp eğitimime devam etmem gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.

Babasının şehit olmadan önce annesine, eğitimleriyle yakından ilgilenmesini vasiyet ettiğini anlatan Mısri, okulu bırakmayı düşündüğü zor zamanlarda babasının bu vasiyetini hatırladığını ve bu sayede başarılı olduğunu, annesinin de bu zor zamanlarda onlara babalarının yokluğunu aratmadığını sözlerine ekledi.

Filistinli Cumane'nin başarı öyküsü: Kırmızı Başlıklı Kız ile Kurt

Bir başka başarı hikayesi ise Gazze'deki Cumane Ebu Cezer'e ait.

Babaannesi Meryem'le birlikte hayata tutunmaya çalışan lise öğrencisi Cumane'nin hikayesi "Kırmızı Başlıklı Kız"a benzetiliyor.

Cumane, hikayedeki küçük kız gibi babaannesiyle hayatın zorluklarına karşı mücadele etmeye çalışıyor. Ancak Cumane ve babaannesinin önüne çıkan kurtlar ve sayıları hikayedekinden biraz daha farklı.

"Babamın doktor kızı olacağım"

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde yaşayan Cumane, 17 yıl önce henüz 4 aylıkken annesinin vefat ettiğini ve 9 aylık iken babasının İsrail güçlerince tutuklandığını anlattı. Cumane, şunları söyledi:

"Yaşadığım zorluklar hiçbir zaman beni çaresiz hissettirmedi aksine ailemin doktor olmam hususundaki hayalini gerçekleştirebilmem adına bana güç verdi. Bu nedenle lisede başarılı olmak için çok çaba sarf ettim; lise bitirme sınavında aldığım puanla diş hekimliği fakültesine gitmeye hak kazandım. Babamın doktor kızı olacağım."

Sınavlardan yüzde 92,6 ortalama alarak büyük başarı gösteren Cumane, yaşadığı duyguları şöyle anlattı:

"O gün sevinç ve hüznü bir arada yaşadım. Elde ettiğim başarı için sevinirken bunu babamla kutlayamadığım için üzülüyordum. Aradan birkaç saat geçince telefon çaldı, ahizenin ucunda babam vardı. Hapishaneden beni tebrik etmek için aramış."

Eşi 9 yıl hapse mahkum olan Filistinli anneden sınavda büyük başarı

Yaşadığı psikolojik bunalımı aşmanın yolunu eğitimde bulan 7 çocuk annesi Henan Harara (38) ise sınavlarda yüzde 78,8'lik ortalamayla büyük bir başarı elde etti.

Eşi Hişam Harara'nın 2015'te tutuklandığını ve 9 yıl hapse mahkum edildiğini belirten Harara, eşinin yokluğundan doğan hüznü bertaraf etmek için 22 yıl aradan sonra yeniden eğitim hayatına döndüğünü söyledi.

Başlangıçta biraz tereddüt ettiğini ancak eşinin kendisini desteklemesi üzerine cesaretlendiğini aktaran Harara, "Okulu bıraktıktan 22 yıl sonra tekrar eğitim hayatına dönmek üstelik de eşimin yokluğunda 7 çocuğu yetiştirme sorumluluğunun yüküyle böyle bir işe kalkışmak benim için bir meydan okumaydı." dedi.

Evin ve çocuklarının bakımının yanı sıra eşinin işlerini de takip etmek zorunda kalan Harara eğitim yılı boyunca büyük sıkıntılar çektiğini anlatarak, "Evin ihtiyaçları için pazara, hapishanelerdeki tutuklulara destek etkinliklerine katılmak için Kızılhaç'a gidiyor, eşimin maaşının kesilmesiyle ilgili işleri takip ediyor, eve dönüp yemek yapıp çocuklarımın dersleriyle ilgileniyordum. Tüm bunlar benim için büyük zorluk teşkil etti ancak üstesinden gelmeyi başardım." ifadelerini kullandı.

Yarım kalan mutluluklar

Omuzlarındaki yükün ağırlığı nedeniyle pek çok kez okulu bırakmayı düşündüğünü dile getiren Harara, çocuklarının kendisini teşvik etmesi ve ev işlerinde ona yardımcı olmaları sayesinde bu fikirden vazgeçtiğini söyledi.

Sınav zamanında ve öncesinde eşinin varlığına ve desteğine çok ihtiyaç duyduğunu belirten Harara, "Sonuçlar açıklandığında eşimin de yanımda olmasını ve bu mutluluğa ortak olmasını isterdim." şeklinde konuştu.

Harara, hemşirelik eğitimi almak istediğini ve 4 yıl sonra üniversiteden mezun olduğunda da bu mutluluğu eşiyle paylaşmak istediğini kaydetti.

Başarıyı etkileyen faktörler

Necah Ulusal Üniversitesi Siyaset Sosyolojisi Profesörü Mustafa eş-Şennar ise şehit ve tutuklu eşleri ile çocuklarının okulda başarılı olmasının 3 temel nedeni olduğuna işaret etti.

Şennar, "Ebeveynlerden birinin yokluğu çocukların kişiliklerinin gelişimini olumsuz etkiler. Ancak tutuklu ya da şehit çocukları realiteye meydan okumaya ve yaratıcılıklarını ortaya koymaya çalışıyor." dedi.

Bu öğrencilerdeki "en yüksek notu" almaya yönelik öz motivasyonun, onların başarılı olmasındaki en büyük faktör olduğunu vurgulayan Şennar, şehit ya da tutukluların Filistin toplumunda itibarının yüksek olduğunu, dolayısıyla bu çocukların da bu itibarı korumaya çalıştığını dile getirdi.

Şennar, çocuklarının kendine güvenmesini sağlayıp onlara umut aşılayarak ev içinde çok önemli bir rol oynayan annelerin de başarıdaki bir diğer faktör olduğunu ifade etti.

Bu kişilerin birer yetişkin olup evlendiklerinde de kendi akademik seviyelerine uygun eşlerle evlendiklerini aktaran Şennar, böylelikle nitelikli ailelerin teşekkül ettiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER