Orman, kulübün sponsorluk anlaşması töreninde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Leipzig maçıyla sözlerine başlayan Fikret Orman, “Çok güzel bir gündü. Yaptığınız emeğin beğenilmesi, o emeğe para harcayan insanların evine mutlu gitmesi, verdikleri parayı helal etmeleri bizim için mutluluk. Böyle bir üst seviyede, üst nezakette bir maç oynamak bizi çok mutlu etti. Leipzig kulübünün yöneticileriyle öğlen yemek yedik, giderken bize teşekkür ettiler. Kendi hesaplarından da bunları belirttiler. Skor da çok güzeldi. Hepimiz keyif aldık. Masanın bu tarafında oturan insanlar olarak maçı kazanmakla beraber bundan sonraki maçları da ‘kazanabiliriz’ anlayışı oluştu. Art niyetli insanlar bunu kibir olarak görebilir ama biz özgüven olarak görüyoruz. Güzel futbol izlemek isteyen insanları mutlu etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Futbolcularla çok uzun konuşma yapmam”
Karşılaşma öncesinde tesislere giderek oyuncularla neler konuştuğu sorulan Orman, “Ben tesislere gittim ama oyuncularla uzun bir görüşme yapmadım. Biraz önce Dinçer Bey de yanımdaydı, Fabri ve Tosiç’e yorgun olup olmadıklarını sordum. Bunun haricinde özel bir konuşma yapmadım. Hocayla konuştum. Kendisiyle diyaloğumuz ayrı bir seviyededir. Bir gün kızım da yanımızdaydı, havadan sudan konuştuk. Bizim açımızdan hayat devam ediyor. Derbinin bizi en çok üzen tarafı, kaybetmekten daha fazla, oradaki ortam ve Beşiktaş’la, şahsımla, oyuncularımla ve yöneticilerimle alakalı verilen demeçler ve yapılan muamele. Beşiktaş Fenerbahçe’yle 100 senedir maç yapıyor ve 100 sene daha yapacak. Ama bunun sportmenlik içinde gitmesi gerekiyor. Beşiktaş tabii ki kaybedecek, berabere kalacak. Bu rakipler için de geçerli. En az hata yapan şampiyon olacaktır” diye konuştu.
“Taraftarın müthiş coşkusu vardı”
Leipzig maçının çok keyifli geçtiğinden bahseden Fikret Orman, “Şenol Hoca’nın konuşmasını da dinledim ve bir nebze bu konuya değindi. Maç yapmaya gelen, oyun kuralları içerisinde hareket etme gayretindeki, iyi niyetli oyunculardan oluşan bir karşılaşma vardı. Taraftarın da müthiş bir coşkusu vardı. Kurallar dışına çıkan bir şey yoktu. Gelenler de televizyonda izleyenler de keyifli bir akşam geçirdi. Şampiyonlar Ligi gibi marka değeri yüksek olan organizasyonlarda bunun zıttı mümkün değil. Çizgileri çok keskin kuralları var. Buradaki herkes kötü örnek olmamak isteyenler. Hafta sonunda ise tam tersi vardı. Ortamı bölmek, taraflara çekmek gibi ortam hazırlanmıştı. Bunu da başından sonuna kadar seyrettik. Bu durum ne beni, ne Beşiktaşlılar’ı, ne de Fenerbahçeliler’i memnun etmedi. Çünkü ürün güzel değildi” dedi.
“Marka değerinin önemini gördük”
Leipzig’de Keita’nın 80 milyon Euro’ya Liverpool’a gittiğini hatırlatan Orman, “Bu çocuk Türkiye’de bir takımda oynasa bu para eder mi? Etmez. Burada marka değeri giriyor önümüze. Aynı oyuncu Türkiye’de olsa 15, 16 milyon Euro eder. Arda Turan, Atletico Madrid’den Barcelona’ya yüksek bir parayla gitti. Aynı Arda, Galatasaray’dan Barcelona’ya bu paraya gider miydi? Benim oyuncularıma soyunma odasında yönetici tarafından küfür edilmesini, İngiltere’de, Fransa’da yapabilir misiniz? Verilen demeçler, bir yöneticinin bir başkanla alakalı imalı konuşmalarını yurt dışında görebilir misiniz? Amaç ne? Kavga çıkarmak. Atatürk ne diyor, sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severim. Bu sadece sporcu için değil yönetici için, antrenör için de geçerli” ifadelerini kullandı.
“Aynı muameleyi yaparsak kötülük tohumlarını ekmeye devam edeceğiz”
Yöneticilerine Fenerbahçe derbisinde korolar halinde küfürler edildiğini söyleyen Fikret Orman, “İkinci yarıda bizim stadımızda oynayacağız. Aynı şeyleri yapsak kötülük tohumlarını ekmeye devam edeceğiz. Yapmasak bir sene sonra yine gideceği o stada ve yine aynı muameleye maruz kalacağız. Şafak burada, kendisi 1,5 senelik bir yönetici, dersiniz ki genç, tölare edelim. 70 yaşını geçmiş insanlara, 15 senelik spor yöneticiliğini yapanlara yakışan işler mi bunlar? Benim oyuncum ailesini kurmuş, bel altı vurmak mı Türk futbolunu yükseltecek? Maçla ilgili akıllarda kalan ne? Hakem hataları, verilen demeçler. Dünkü maçta akıllarda kalanlar ne? Tribünler, rakibin alkışlaması. Bu işler düzelsin artık. Federasyon hak mahrumiyeti versin. Başkan için de geçerli bunlar. Gerekirse men edilsin, başkanlık da yapamasın. Devlet daha ne yapsın. Statları yaptılar, vergileri düzelttiler. Bunu artık yükseltmesi gereken spor adamlarının işi. Bunlardan Fenerbahçe taraftarı da memnun değil, buna eminim. İnsanlar rahatsız oluyor. Kitleleri kavgaya çekmeye gerek yok. Bu bir boks maçı değil, futbol maçı. İnsanların bir sürü stresi var. Maça hoş vakit geçirmek için geliyor. Kazandığı zaman tabii ki arkadaşlarına takılacak ama kavga etmek, yumruk yumruğa girmek olmaz. Yöneticilerin işi sakinleştirmek, akil adam olmak” açıklamasında bulundu.
“Hak mahrumiyeti yerine ömür boyu men verilmeli”
Spora hizmet eden herkesin sorumlu olduğunu söyleyen Fikret Orman, “Sporda ahlak çok önemlidir. Bunu çözmek için tek yapabileceğimiz durum pozitif hareket etmek. Efendi Beşiktaş’ı bu nedenle ortaya koyduk. Ama bunları alıp başka yerlere çekmek, küçücük çocuklara seremonide hareket çektirmek Hak mahrumiyeti bir şey değiştirmek. Ben de 45 gün hak mahrumiyeti aldım. Ama stat içinde konuşmazsın, stat dışında konuşursun. Hakemle alakalı çok konuşuldu. Ben hakem yorumcusu değilim. Olayı sadece Ali Palabıyık açısından görmüyorum. Yan hakem Cem Satman tarafından da bakıyorum. Ali Palabıyık gibi genç hakemlerin kazanılmaya çalışmasını destekliyorum. Bizim maçımızda hata yapmış olsa bile bu insanların kazanılmasından yanayım. Fakat Karabük maçında yine Ali Palabıyık vardı, yine Cem Satman vardı, golümüzü vermediler. Ama iftira atmıyorum, suçlamıyorum. Ortadaki gerçekleri söylüyorum” diye konuştu.
“Bir takımın başına daha ne gelebilir”
Ali Palabıyık’ın sezon başında Trabzonspor’un bir maçında düdük çaldığını ve o maçta çok iyi olduğunu dile getiren Orman, “Ama tansiyonu yüksek maçlara verirsek kazanamayız bu isimleri. Ancak burada bu yan hakemi takip edeceğiz artık. Bütün problemli kararların içerisinde var. Çok detaya girmiyorum ama gözüm üzerinde. Bir maçta daha kötü ne olabilir. 1 metreye yakın bariz gol iptal. Penaltı verilmedi. Penaltıyla beraber kırmızı kart verilmedi. 3 tane kırmızı kart göster, hocanı dışarı gönder, daha ne olabilir diye düşünüyorum. Bunun yorumunu hakem hocaları ve sizler zaten yaptınız. Günah yani. Yoksa Fenerbahçe, Beşiktaş’ı yenebilir mi? Çok büyük bir camia yenebilir. Maçtan önce de söyledim Fenerbahçe toparlar diye. Maça pozitif girmek için, seyirciyle verilen cezalarla ilgili konuştum. Ama bunları pozitif konuştum” dedi.
“Quaresma ilk harekette kırmızı kart görebilirdi”
TFF’nin artık bu konularla ilgili bir harekette bulunması gerektiğini söyleyen Fikret Orman, “Maç bittiğinde ilk yaptığımız özeleştiriydi. Özeleştiri yapmamız gereken noktalar var. Bunları konuşup bütün faturayı hakeme çıkaramayız. Objektif olarak bakmamız lazım. Quaresma gibi üst düzel oynamış bir oyuncuya o kırmızı kart yakışmadı. Belki ilk pozisyonda bile kırmızı kart görebilirdi. Federasyon iyi niyetli çalışıyor, MHK de öyle. Ligin ikinci yarısındaki maça daha çok şey var. Yunus Emre mi olacağız, Fikret Orman mı olacağız göreceğiz. Ama Yunus Emre sözünü yanlış yerlere çekmeyin, kendimizi onunla kıyaslamıyorum. 100 milyonun üzerinde bir taraftar kitlesine çıkmak istiyoruz. Dünya nüfusunun yüzde 62’si Asya’da yaşıyor. Bunun içinde 1.8 milyar Müslüman nüfusu var. Real Madrid, Chelsea, Bayern Münih gibi bizden 20 sene önce bu hamleleri yapmış olan kulüpler varken, bizim de başarılı sonuçlar alarak buralara gelmemiz gerekiyor” açıklamasını yaptı.
“Bu konuşmaları Avrupa’da yapamazsınız”
Kendisinin başka takım taraftarı olan birçok arkadaşının olduğunu sözlerine ekleyen Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, “Benim çok Fenerbahçeli yakın arkadaşım var, Galatasaraylı, Trabzonsporlu arkadaşlarımız var. Sürekli beraber vakit geçiriyoruz. Bu hepimiz için geçerli. Bunu söylemeye çalışıyorum. Benim haddime değil bir camiayı zan altında bırakmak. Ben bir zihniyetle alakalı konuşuyorum. TFF’nin yasal bir düzenleme yapmasıyla daha net bir sonuç alınması gerekiyor. Bu konuşmaları İngiltere’de, Fransa’da yaparsanız ömür boyu men olursunuz” diye konuştu.
“Bu konuşmalardan yüzde 100 bir şeyler çıkarıp yarın kavga çıkaranlar olacaktır”
Spor yazarı ya da hakem yorumcusu olmadığının altını çizen Fikret Orman, “Hakemle ilgili görüşlerim var ama yorum yapmayı doğru bulmuyorum. Hakem için temennide bulunurum. Duyduğunu değil gördüğünü çalsın gibi temennide bulunurum. Spor yöneticisi olarak bunların düzgün tarafını öne çıkartmalıyız. Hep söylüyorum, 100 senedir bu maçlar oynanıyor. Biz ölünce de çocuklarımız, torunlarımız nezdinde bu maçlar oynanacak. Ben koskocaman bir camianın başkanıyım. Özellikle son maçtaki mesnetsiz konuşmaları kendi üslubumuzla konuşmaya çalışıyorum. Anlayan anlar ama yüzde 100 yarın sabah buradan bir şeyler çıkarıp kavga çıkarmaya çalışanlar olacaktır. Arkasında bir mana çıkaran varsa da şimdi çıkıp manasını sorsun. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi olan bir ülkenin 12. burada marka değeri olmaz. Anadolu kulüplerinin 3 büyükler seviyesine gelmesi için oyuncu satması gerekiyor. Ama marka değerine bakınca sattıkları oyuncu, 2 milyon, 3 milyon Euro. Hollanda’daki takım satıyor 30 milyon Euro’ya. Biz hancı değil yolcuyuz. Arkamızda iyi bir eser bırakmak lazım. Faruk Ilgaz iyi tanınan bir başkandır, Süleyman Seba iyi tanınan başkandır. Galatasaray’da Özhan Abi iyi anılan bir başkandır. İyi anılmak önemlidir” diyerek sözlerini tamamladı.
Bozhan Memiş - Oğuzhan Ort