Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, 7 Haziran seçimleri sonrası vatandaş olarak sosyal medya hesabından CHP ile ilgili yaptığı açıklamanın şimdi de arkasında olduğunu belirtti.
Muğla Büyükşehir Belediye Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi salonunda düzenlenen törene Muğla Barosu Başkanı Av. Cumhur Uzun ile birlikte gelen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, meslektaşlarıyla tek tek tokalaştı. Tören öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Feyzioğlu, kurulacak koalisyonla ilgili yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak lazım. Hükümet kurulabilmesi için tüm siyasi partilerin ellerinden geleni en ilkeli şekilde yapmalarında büyük fayda var. Dağ gibi sorunlar bekliyor. Barolar Birliği olarak, barolar olarak ayrı ayrı yeni kurulacak hükümetten ve parlamentodan neler beklediğimizi sıraladık. Biz hükümetin kurulmasına ve bu hükümetin Türkiye’nin temel sorunlarını çözecek bir hükümet olmadı ve milletin verdiği mesajı da doğru okumak ve doğru algılamak gerekir. Yani bir taraftan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin niçin böyle ciddi bir oy düşüşüne uğradığını, diğer taraftan hangi partinin niçin yükseldiğini, hangi partinin niçin geride kaldığını doğru tahlil ederek, mesajı doğru ve yerinde okunduğunu anlatacak şekilde bir koalisyona girilmesinde fayda var. Anayasa hukuku ve siyaset bilimi açısından bakacak olursak konuya, koalisyonların çok büyük istikrarsızlık getirdiği ileri sürüldü uzun yıllardır. Fakat dünyada koalisyon ile yönetilen dünyada çok sayıda devlet var. Avrupa’da 20’ye yakın devlet var. Dünyanın en güçlü devletlerinden birisi olan Almanya koalisyon ile yönetiliyor. Dolayısı ile koalisyon tek başına bir istikrarsızlık veya yanlış bir model değil. En önemlisi sadece bakanlık paylaşımından ibaret bir koalisyon müzakeresinin yapılmayacağını umut ediyoruz. Çünkü bakanlık paylaşımı, koltuk paylaşımı en son noktadır. Ondan önce adalete ilişkin yaklaşım ne olacak, dış politikaya ilişkin hükümetin yaklaşımı ne olacaktır ve sosyal adalete ilişkin hükümetin yaklaşımı ne olacaktır bunların mutlaka açık ve net bir şekilde belirlenmesi gerekir. İki kişi arasında bir kira sözleşmesi bile yaparken şartlarını belirliyoruz. Bir şey olmaz, ileride bu işi çözeriz dediğiniz zaman mutlaka uyuşmazlık çıkıyor. Türkiye’yi yönetecek bir koalisyonu kurarken, bazı şeyler yolda konuşulur, yolda anlaşılır denildiğinde o ileride daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkar. En baştan koalisyona girilirken hangi temellere oturtulduğu dünyanın başarılı koalisyon örnekleri esas alınarak örneğin Almanya esas alınarak mutlaka halkın önüne konmalı ve partilerin tabanları neye girildiğini bilmeliler. Yani gizli kapaklı bilinmezli bir kör kuyunun içine atlanmamalı” dedi.
“SÖYLEDİKLERİMİN ARKASINDAYIM”
Feyzioğlu, “Vatandaş Metin Feyzioğlu olarak kendi sosyal sitemde ve Barolar Birliği sıfatını kullanmadan dedim ki ‘Bu seçimde maalesef Cumhuriyet Halk Partisi şartları uygun olduğu halde arzu edilen oyu almamıştır. Bunun mutlaka muhasebesinin yapılması gerekir. Böyle bir tablo ile koalisyon müzakeresine girilirken sağlam girilmesi lazım. Sayın Genel başkanın kendi inisiyatifi ile kurultayı toplayıp, kendi inisiyatifi ile yine kendini güvenoyu isteyerek sağlam bir kadro ile kurmay kadrosu ile masaya oturmasında fayda vardır. Aksi takdirde kendi tabanlarını ikna edemezler, bu da çok köklü siyasi partilerin sarsılmasına sebebiyet verir’ dedim. Benim bu açıklamamı herkes duymak istediği yerden ya da göstermek istediği yerden gösterdi. Hala elbette aynı şeyi söylüyorum. Çünkü kamuoyunda ‘Bakanlık almak adına her şeyi verdiler’ şeklinde algı çıkması böyle olmasa bile yıpratıcıdır ve ikna olma gücü fevkalade azalır. Oysa hükümet ortağı olacak partilerin tabanların ikna etmeleri, o arzu edilen koalisyonun kurulmasını ve yürümesini de mümkün hale getirir. Bunun için öncelikle partilerin kendi tabanlarını ‘Biz herhangi bir makam için değil, Türkiye’nin üstün menfaatleri için bu hükümeti kuruyoruz’ noktasında ikna etmeleri gerekir. Dolayısı ile söylediğimde herhangi bir yanlışlık yok ve bir vatandaş olarak bunu söylemeye hem hakkım var hem de vatandaşlık görevim var” dedi.
(İHA)