NEW YORK (AA) - New York'ta tutuklu bulunan Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın avukatları, müvekkillerinin yargılandığı davada tanıklık yapan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu firari eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz, Atilla'nın yargılandığı davanın 12. gününde tanık olarak ifade vermeye devam etti. Savunma makamı, Korkmaz'ın tanıklığı ve savcılığın sunduÄŸu delilllerin kabul edilemeyeceÄŸi gerekçesiyle mahkemeye itiraz dilekçesi sundu.
Atilla'nın avuklatları itiraz dilekçesinde, Korkmaz'ın "çalıntı deliller sunması" ve "yanlış ifade vermesi" nedeniyle davanın hükümsüz kılınması talebinde bulundu.
Savcılığın Korkmaz'ın ABD'ye beraberinde getirdiÄŸi "çalıntı belgeleri tereddütsüz kabul edip" delil olarak sunmasının "kabul edilemeyeceÄŸine" dikkat çekilen dilekçede Korkmaz'ın "Türkiye'de iÅŸkenceye maruz kalacağı yönündeki spekülatif ifadeleriyle" jüriyi "zehirlediÄŸine" iÅŸaret edildi.
Yargıç Richard Berman ise savcılıktan Korkmaz'ın elindeki delillerin nereden ve nasıl geldiÄŸini açıklayan bir dilekçe sunmaları talebinde bulundu.
Savcılığın sorgulaması bittikten sonra Atilla'nın avukatlarından Todd Harrison Korkmaz'ın çapraz sorgulamasına baÅŸladı.
Atilla'yı ne gördüÄŸünü ne de onunla tanıştığını belirten Korkmaz'a, savcılıkta ve kendisinde olmayan ses kayıtlarının içeriÄŸine iliÅŸkin nasıl yorum yaptığı ve dinlediÄŸini iddia ettiÄŸi yüzlerce ses kaydından bu ses kayıtlarını nasıl hatırladığı soruldu.
Korkmaz, bu görüÅŸmelerin kendisinin ilk dinlediÄŸi ses kayıtları olduÄŸunu, mahkeme salonunda da transkriptlerini görüp hatırladığını iddia etti.
Darbe giriÅŸimi sırasında Ä°stanbul'da olduÄŸunu, 16 Temmuz'da ise Afyon'a geçtiÄŸini anlatan Korkmaz, darbenin arkasında FETÖ'nün olup olmadığı sorusunu, "Bunu benim onaylamam için o soruÅŸturmalarda olmam lazımdı." ÅŸeklinde cevapladı.
ABD'ye gelmeden önce 3 ülkeye gittiÄŸini ve ABD'ye ise transit geldiÄŸini ifade eden Korkmaz, 10 aydır ABD'de olduÄŸunu söyledi.
Korkmaz, tanıklığa hazırlık sürecinde savcılıkla 40'tan fazla görüÅŸme yapmışKorkmaz tanıklığa hazırlık sürecinde savcılıkla 40'tan fazla görüÅŸme yaptığını, bazı günler 2, bazen 4 saat, bazen de daha uzun süre bir araya geldiklerini anlattı.
Yasadışı dinleme yaptığı iddialarını da reddeden Korkmaz, yürüttükleri soruÅŸturmadaki bütün dinlemelerde 30'dan fazla mahkeme ve hakim kararı olduÄŸunu ileri sürdü.
FETÖ ile baÄŸlantısını reddeden Korkmaz, "Cemaat mi dersiniz, terör örgütü mü dersiniz, benim o örgütle, o yapıyla hiçbir ilgim yoktur. Ben polisim." ifadelerini kullandı.
Korkmaz, "Spark" adlı uygulamada "Biz onları sürekli baskı altında tutar, kabineyi burada toplarız." mesajının hatırlatılması üzerine ise, böyle bir yazışma yapmadığını ileri sürdü.
Korkmaz, Sarraf hakkında konuÅŸtuKorkmaz'ın savcılık makamı tarafından sorgusu sırasında ise kendisine iÅŸ adamı Rıza Sarraf'a sorulmayan sorular yöneltilmesi dikkati çekti. Korkmaz, ses kaydı mahkemeye sunulmayan ancak transkripti olan konuÅŸmaları Türkiye'de polisken dinlediÄŸini iddia ederken, bunlarda adı geçen Sarraf hakkındaki sorulara yanıt verdi.
Söz konusu sorulara cevapları sırasında "Hatırladığım kadarıyla", "Yüzde yüz emin deÄŸilim" ifadelerini kullanan Korkmaz'ın sorular karşısında uzun süre düÅŸünmesi yukarıya bakması da dikkati çekti.
Korkmaz'a Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ve Sarraf arasındaki WhatsApp ve Viber mesajları da gösterilirken, kendisine Sarraf'ın altın ve "hayali" gıda ticareti hakkında da neler bildiÄŸi soruldu.
17 Aralık soruÅŸturması kapsamında Ä°ran'ın petrol gelirleriyle "gıda ticareti olarak belirtilen bir ticaret" yapıldığıyla ilgili delil elde edildiÄŸini belirten Korkmaz, hayali gıda ticareti kapsamında Sarraf'ın yaptığı "teknik" hatalara Atilla'dan gelen uyarıların 2 Temmuz 2013'de gerçekleÅŸen bir telefon görüÅŸmesinde yer aldığını kaydetti.
ABD'nin Ä°ran'a karşı ambargolarındaki deÄŸiÅŸiklikler nedeniyle Sarraf'ın altın ticaretinden sonra transit gıda ticaretine yöneldiÄŸini ifade eden Korkmaz, 2013'ün ikinci yarısında Sarraf'ın tekrar altın ihracatına baÅŸladığının saptandığını belirtti.
Korkmaz, elindeki telefon görüÅŸmeleri ses kayıtları, transkriptleri, dijital delil ve bilirkiÅŸi raporlarıdan faydalanarak Sarraf'ın altın ihracatı konusunda bir "excel tablosu" oluÅŸturduÄŸunu söylerken, bu tabloyu ekim ayında tamamladığı bilgisini verdi.
Sarraf tarafından 1 Temmuz 2013'ten sonra ihraç edilen altının hacminin 9-10 ton olduÄŸunu iddia eden Korkmaz, "O tarihte bir ton altının fiyatının 45-50 milyon dolar civarında olduÄŸunu hatırlıyorum ... Sarraf'ın sahte gıda iÅŸlemlerinin toplamı da 700 küsür milyon avro ve 900 küsür milyon Türk lirası." ifadelerine yer verdi.
Ayrıca, ABD'li büyük finansal bankalardan Bank of America, Citibank, Deutsche Bank, JPMorgan Chase, Wells Fargo ile Ä°ngiliz HSBC ve Standard Chartered''ın finansal dökümanlarını sunmak için mahkemeye yetkililerinin çağırılabileceÄŸini, ABD'li teknoloji devlerinden Google, Microsoft, Apple ve Yahoo'ya da elektronik postalarını dava kapsamında paylaÅŸmaları için FBI tarafından arama emri verilebileceÄŸi konusunda savcılık ve savunma makamlarının anlaÅŸmaya varıldığı duyuruldu.
DuruÅŸmada, Citibank'ta çalışan Robert Peri de dinlendi. Peri Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisinin (OFAC) yaptırımlar listesinde yer alan kiÅŸi ve kuruluÅŸların Citibank yazılımları tarafından nasıl tespit edildiÄŸi hakkında bilgi verdi.
FBI, 50 bin dolar vermiÅŸ savcılık evinin kirası karşılıyorAtilla'nın yargılandığı davada tanıklık yapan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu firari eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz, Salı günkü ifadelerinde ABD Federal SoruÅŸturma Bürosunun (FBI) kendisine 50 bin dolar verdiÄŸini ve ABD'de oturduÄŸu evin kirasını ise savcılığın ödediÄŸini söylemiÅŸti.
Korkmaz, ABD'ye geldiÄŸi günden beri hiç çalışmadığını ancak çalışma baÅŸvurusunda bulunduÄŸunu ve iki hafta önce olumlu yanıt aldığını anlatarak ABD hükümetinden yardım alıp almadığı sorusuna, "Savcılık 3 defa 300 dolar, toplamda 900 dolar verdi. FBI 50 bin dolar verdi. OturduÄŸum apartmanı savcılık tuttu, kirasını savcılık ödüyor." yanıtı vermiÅŸti.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) firarisi eski emniyet mensubu Korkmaz'ın ifadelerinde yer alan bu iddialar üzerine FBI'ın Türkiye'deki görevlisi, Emniyet Genel MüdürlüÄŸüne davet edilmiÅŸti.
FETÖ firarisi Türkiye'den nasıl kaçtığını anlatmıştıFirari Korkmaz, Pazartesi günü verdiÄŸi ifade de ise ÅŸubat 2016 serbest bırakıldıktan sonra aÄŸustos ayında Türkiye'den nasıl kaçtığı hakkında bilgiler vermiÅŸ ve 17 Aralık operasyonuna ait belgeleri nasıl beraberinde kaçırdığını anlatmıştı.
Ä°fadesinin ilk gününde zaman zaman aÄŸladığı gözlenen Korkmaz, delillerin bir kısmını ismini açıklamadığı soruÅŸturma savcısından bir kısmını da soruÅŸturmada görev almış bir polis memurundan aldığını ifade etmiÅŸti.
Kokmaz, deliller ve ailesiyle beraber Türkiye'den kaçışını "Bir kaçakçı buldum, beni kaçırmasını istedim. Kara sınırından kaçtım." sözleriyle anlatmıştı.
Belgeleri havaalanında Amerikan güvenlik kuvvetlerine vermiÅŸÄ°lk girdiÄŸi ülkeden pasaport temin edemediÄŸini, baÅŸka bir ülkeye geçtiÄŸini ve orada da pasaport alamadığı için üçüncü bir ülkeye gittiÄŸini ifade eden Korkmaz, bu ülkede kendi adına düzenlenmiÅŸ bir pasaport edindiÄŸini anlatmıştı.
Bu ülkelerden Türkiye'ye iade edileceÄŸinden korktuÄŸunu belirten firari FETÖ üyesi Korkmaz, daha sonra ABD'ye kaçmaya çalıştığını anlatmıştı.
Korkmaz, Amerikan emniyet kuvvetleriyle irtibata geçtiÄŸini, onların "katkısıyla" ABD'ye kaçtığını ve beraberinde getirdiÄŸi delilleri havalimanında teslim ettiÄŸini belirtmiÅŸti.
Türkiye’de yargılandığı davada Korkmaz, 17/25 Aralık dosyalarında hiç görev almadığını ve geliÅŸmeleri medyadan takip ettiÄŸini savunarak "tek parafım yok, 17 aydır neden tutukluyum?” ÅŸeklinde ifadelerde bulunmuÅŸtu.
Firari FETÖ'cülerin Atilla davasına ilgileriFETÖ'nün firari polislerinden olan Korkmaz'ın Türkiye devletine ait belgeleri izinsiz elde ederek kaçırması ve Amerikalı güvenlik elemanlarına teslim etmesi ardından da duruÅŸmada ifade vermeye devam etmesi Atilla davasının FETÖ ile baÄŸlantısını bir kez daha gündeme getirdi.
ABD'deki örgüt üyelerinin de duruÅŸmaları yakından takip etmeleri ve sosyal medyada Türkiye aleyhine karalama kampanyası yürütmeleri Rıza Sarraf davası olarak baÅŸlayıp sonradan Hakan Atilla davasına dönüÅŸen hukuki süreçteki FETÖ izlerini gözler önüne serdi.
Türkiye'de aranıyor Amerika'da dava takip ediyorTürkiye'de hakkında açılmış çeÅŸitli FETÖ davaları nedeniyle firari durumda bulunan Adem Yavuz Arslan, kaçak olarak yaÅŸadığı Amerika'da, devam eden Hakan Atilla davasının müdavimlerinden oldu.
Jürili duruÅŸmaları başından beri takip eden FETÖ'nün önde gelen isimlerinden Arslan, öÄŸle ve akÅŸam saatlerinde sosyal medya üzerinden yaptığı yayınlarla Türkiye aleyhine karalama kampanyası yürütme gayreti içerisinde olduÄŸu gözleniyor.
DuruÅŸmaları düzenli olarak takip eden FETÖ firarilerinden Arslan, mahkeme binası çıkışında AA ekibi tarafından görüntülendiÄŸini fark edince olay yerinden hızla uzaklaÅŸtı.
Firari FETÖ mensuplarından Emre Uslu ise duruÅŸmanın ilk günlerinde mahkeme binası önünde yine AA ekibinin objektiflerine takılmıştı.
FETÖ’nün medya imamlarından olan ve 2014’te ABD’ye kaçan FETÖ'nün eski basın organlarından Zaman ve Bugün gazetesi ile Aksiyon dergisinde çeÅŸitli görevlerde bulunmuÅŸ olan Arslan hakkında birçok davadan dolayı yakalama kararı bulunuyor.
Arslan'ın adı son olarak Hrant Dink davasında geçmiÅŸ ve FETÖ elebaşı Gülen'le birlikte hakkında yakalama kararı verilmiÅŸti.
FETÖ firarisi Canıtez, tanıklar listesindeÖte yandan Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığınca, FETÖ'nün 17/25 Aralık yargısal darbe teÅŸebbüsüne iliÅŸkin yürüttüÄŸü soruÅŸturmada, "FETÖ üyesi olmak" suçundan firari olarak aranan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Bankalar Yeminli Murakıbı Osman Zeki Canıtez de Atilla davasındaki tanıklar arasında yer alması bekleniyor.
Canıtez'in, ByLock kullanıcısı olduÄŸu ve 25 Aralık soruÅŸturmasında bilirkiÅŸi olarak görev yaptığı belirlenirken, Atilla davasına "Türkiye'den yasa dışı ÅŸekilde delil ve belge götürdüÄŸü" tespit edilmiÅŸti.
DuruÅŸmaların ilerleyen safhasında mahkemeye çıkması beklenen FETÖ firarisi Canıtez'in, söz konusu belgeler üzerinden Türkiye aleyhinde tanıklık yapacağı kaydediliyor.
Dava süreciGeçen hafta boyunca çapraz sorgulaması yapılan Sarraf'ın, Manhattan'da beraber kaldığı hücre arkadaşı tarafından "Sarraf'ın kendisine iki kez tecavüz etmek ve cinsel tacizde bulunmak iddiasıyla" dava edildiÄŸi bildirilmiÅŸti.
Faouzi Jaber isimli 62 yaşındaki mahkum, geçen hafta ÇarÅŸamba akÅŸamı Sarraf aleyhine "tecavüz" davası için baÅŸvuruda bulunmuÅŸtu. Buna göre söz konusu mahkum Jaber, avukatı Alexei Schacht aracılığıyla, Manhattan'da beraber aynı hücreyi paylaÅŸtıkları sırada Sarraf'ın kendisine iki kez tecavüz etmek ve cinsel tacizde bulunmak iddialarıyla dava açmıştı.
Sarraf marihuana içtiÄŸini de kabul etmiÅŸtiDuruÅŸmalarına devam edilen dava süreci içinde Sarraf, tutuklu bulunduÄŸu cezaevindeki bir gardiyana, Türk avukatı vasıtasıyla, yaklaşık 45 bin dolar rüÅŸvet verdiÄŸini belirtmiÅŸti.
Sarraf, cezaevinde uyuÅŸturucu madde olan sentetik marihuana içtiÄŸini de kabul etmiÅŸti. Sarraf'ın "hapishaneden çıkmak ya da daha az ceza almak için iÅŸlemediÄŸin suçları kabul etmek zorundasın" dediÄŸi ortaya çıkmıştı.
Atilla'nın avukatları, Sarraf'ın hapishanedeki telefon görüÅŸmelerinin kayıtlarına iliÅŸkin mahkemeye bir mektup sunmuÅŸtu.
Savunmanın avukatlarının sunduÄŸu mektupta, 15 Eylül 2016'da Sarraf ile Ahad isimli bir kiÅŸi arasında geçen telefon konuÅŸmasında Sarraf'ın "ABD'de hapishaneden çıkmak ya da daha az ceza almak için iÅŸlemediÄŸin suçları kabul etmek zorundasın" dediÄŸi belirtilmiÅŸti.
Ä°ran'a yönelik yaptırımları delme, banka dolandırıcılığı ve kara para aklamak gibi suçlar atfedilen Sarraf geçen yıl mart ayında ABD'de tutuklanmıştı.
Atilla ise 27 Mart'ta JFK Havalimanı'ndan Türkiye'ye gitmek üzereyken gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı.