SİVAS (AA) - Sivas'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan ve ifadesinin ardından adli kontrol şartıyla salıverilen Jandarma Teğmen A.Ç, ifadesinde, örgüt üyelerinin kendisinden dinle alakası olmayan profil çizmesini istediğini belirterek, "İzinler, cuma, bayram dahil hiçbir namaza gitmeyeceğim söylendi." dedi.
Türk Ceza Kanunu'nun etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak ifade veren ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan İlçe Jandarma Komutan Vekili A.Ç, ifadesinde, lise 3. sınıfta üniversite sınavlarına hazırlanırken örgüte yakın dershanede FETÖ ile tanıştığını söyledi.
A.Ç, üniversite sınav sonuçlarına göre hukuk fakültesini kazanabilecek puan almasına rağmen terör örgütü mensuplarının "Türk Silahlı Kuvvetlerinde namaz kılanlar eziliyor, inançlı kişilerin eşleri kışlalara ve orduevine alınmıyor, ülke adına güzel bir şey olduğunda darbe yaparak buna engel oluyorlar, orada hizmet ederek bunlar engellenebilir." şeklindeki telkinleriyle Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokuluna müracaat ettiğini ifade etti.
Daha sonra kendisine askeri okul sınavı mülakatında karşılaşacağı sorularla ilgili uygulamalı eğitim verildiğini aktaran A.Ç, şunları anlattı:
"Eğitimde, 'Alkol alıyor musunuz?' sorusuna zaman zaman, düğünlerde, namaz konusunda ise cumadan cumaya, bayramdan bayrama şeklinde cevap vermemi istediler ancak ailem benim üniversiteye girmemi istiyordu. Ailemin bu isteği dolayısıyla sınavları kazanıp sağlık raporuna gittiğimde göz muayenesinde Ankara Mevki Asker Hastanesinde sınavdan elenmek amacıyla harfleri yanlış okuduğum halde beni sağlık muayenesinden geçirdiler. Benim önümde göz muayenesinden dolayı birçok şahsı elediler ancak ben sağlık muayenesinden geçtim. GATA, cemaat açısından en değerli bölümdür çünkü sınavlara giren kişilerin elendiği en önemli bölüm sağlık bölümüdür. "
A.Ç, sınavı kazandıktan sonra Karabük, Tunceli, Gaziantep, Ankara ve son olarak da Sivas'ta görev yaptığını, örgütün "ışıkevi"nde 9 ay kaldığını belirtti.
"Önemli kişilere kod isim verilirdi"
Örgütte kendisine "Ali" kod isminin verildiğini dile getiren A.Ç, "Görevli gittiğim illerde bu kod isimler değişti. Bu yapılanmada herkese kod isim verilmez. Kod isim ancak bildiğim kadarıyla Silahlı Kuvvetler içerisinde görev alması düşünülen kişilere ve belirli sorumluluk sahibi olanlara verilir. Sorumlu kişiler, bir üst kademeye çıktığı zaman kod isimleri değişir." şeklinde konuştu.
A.Ç, örgütün stratejisinin her türlü gizli yöntemle Paralel Devlet Yapılanması oluşturmak olduğunu, finans kaynaklarının ise iş adamları, esnaf ve memur kesimden "himmet" adı altında toplanan paralardan oluştuğuna dikkati çekti.
Evli kişilerden maaşının yüzde 5'inin, bekarlardan ise yüzde 10'unun "himmet" adı altında talep edildiğini, kendisinden de bu paranın istendiğini anlatan A.Ç, şu bilgileri verdi:
"Ayrıca çeşitli kurumlarda çalışan banka promosyonlarının faiz ve haram olduğu gerekçesiyle promosyon bedellerini aldıklarını biliyorum. Himmet toplayan sorumlular kendi ast sorumlularına vererek teslim ederler, ayrıca Kurban Bayramı zamanında 'Fakir ülkelere kesip dağıtıyoruz' denilerek kurban parası talep edilirdi. Sorumlular, himmet bedeli olarak toplanan paralar karşılığında makbuz vermezler, ne kadar meblağın üst sorumlulara aktarıldığını kimsenin bilme ihtimali yoktur çünkü bu paralar elden toplanır."
A.Ç, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) "cemaat" üyelerinin örgütle iltisaklı gazete ve dergileri okuması ve örgüt tarafından finanse edilen "cemaat"e ait okul ve dershanelere aile fertlerinden birinin gitmesinin yasak olduğunu belirtti.
Örgüt yöneticileri veya sorumlu kişilerin ankesörlü telefon veya kontörlü telefonlar üzerinden buluşma yeri belirlediğine işaret eden A.Ç, talimatların yüz yüze verildiğini söyledi.
"Dinle alakası olmayan bir profil çizmem istendi"
TSK'ya girmeden önce İstanbul'a çağrıldığını aktaran A.Ç, "Beni sınavlara hazırlayan şahısla buluştuk. Şahıs, askeriyede kılacağım namazın korku namazı olduğunu, teyemmümle abdest alacağımı, gözümle ima yoluyla namaz kılacağımı bana tarif etti. Arada sırada içki içen, kadına zaafı olan, dinle alakası olmayan bir profil çizmem istendi. İzinler, cuma, bayram dahil hiçbir namaza gitmeyeceğim hususlarını söyledi." ifadelerini kullandı.
A.Ç, Jandarma Okullar Komutanlığında görevli üst rütbeli komutanların genel ahlaki durumlarıyla ilgili kendisine zaman zaman sorular sorulduğunu anlatarak, bu sorulara bildiği kadarıyla cevap verdiğini kaydetti.
TSK'nın örgütte ayrı bir yeri olduğuna da değinen A.Ç, "Jandarma sorumlusu ayrıyken diğer kuvvetlerin ayrı sorumluları vardır. Örgüt içerisinde Silahlı Kuvvetler açısından en değerli birim GATA ve jandarmadır. Astlık ve üstlük, örgüte bağlılıkla ilgilidir, örgütteki geçmiş yılları, ne kadar uzun zaman içerisinde örgütte bulunduğuna ve ketum olduğuna bağlıdır." diye konuştu.
A.Ç, örgütten kopanlara, bir gün geri döneceği umuduyla "Ümit" kod adı verildiğini de sözlerine ekledi.
Türk Ceza Kanunu'nun etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak ifade veren ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan İlçe Jandarma Komutan Vekili A.Ç, ifadesinde, lise 3. sınıfta üniversite sınavlarına hazırlanırken örgüte yakın dershanede FETÖ ile tanıştığını söyledi.
A.Ç, üniversite sınav sonuçlarına göre hukuk fakültesini kazanabilecek puan almasına rağmen terör örgütü mensuplarının "Türk Silahlı Kuvvetlerinde namaz kılanlar eziliyor, inançlı kişilerin eşleri kışlalara ve orduevine alınmıyor, ülke adına güzel bir şey olduğunda darbe yaparak buna engel oluyorlar, orada hizmet ederek bunlar engellenebilir." şeklindeki telkinleriyle Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokuluna müracaat ettiğini ifade etti.
Daha sonra kendisine askeri okul sınavı mülakatında karşılaşacağı sorularla ilgili uygulamalı eğitim verildiğini aktaran A.Ç, şunları anlattı:
"Eğitimde, 'Alkol alıyor musunuz?' sorusuna zaman zaman, düğünlerde, namaz konusunda ise cumadan cumaya, bayramdan bayrama şeklinde cevap vermemi istediler ancak ailem benim üniversiteye girmemi istiyordu. Ailemin bu isteği dolayısıyla sınavları kazanıp sağlık raporuna gittiğimde göz muayenesinde Ankara Mevki Asker Hastanesinde sınavdan elenmek amacıyla harfleri yanlış okuduğum halde beni sağlık muayenesinden geçirdiler. Benim önümde göz muayenesinden dolayı birçok şahsı elediler ancak ben sağlık muayenesinden geçtim. GATA, cemaat açısından en değerli bölümdür çünkü sınavlara giren kişilerin elendiği en önemli bölüm sağlık bölümüdür. "
A.Ç, sınavı kazandıktan sonra Karabük, Tunceli, Gaziantep, Ankara ve son olarak da Sivas'ta görev yaptığını, örgütün "ışıkevi"nde 9 ay kaldığını belirtti.
"Önemli kişilere kod isim verilirdi"
Örgütte kendisine "Ali" kod isminin verildiğini dile getiren A.Ç, "Görevli gittiğim illerde bu kod isimler değişti. Bu yapılanmada herkese kod isim verilmez. Kod isim ancak bildiğim kadarıyla Silahlı Kuvvetler içerisinde görev alması düşünülen kişilere ve belirli sorumluluk sahibi olanlara verilir. Sorumlu kişiler, bir üst kademeye çıktığı zaman kod isimleri değişir." şeklinde konuştu.
A.Ç, örgütün stratejisinin her türlü gizli yöntemle Paralel Devlet Yapılanması oluşturmak olduğunu, finans kaynaklarının ise iş adamları, esnaf ve memur kesimden "himmet" adı altında toplanan paralardan oluştuğuna dikkati çekti.
Evli kişilerden maaşının yüzde 5'inin, bekarlardan ise yüzde 10'unun "himmet" adı altında talep edildiğini, kendisinden de bu paranın istendiğini anlatan A.Ç, şu bilgileri verdi:
"Ayrıca çeşitli kurumlarda çalışan banka promosyonlarının faiz ve haram olduğu gerekçesiyle promosyon bedellerini aldıklarını biliyorum. Himmet toplayan sorumlular kendi ast sorumlularına vererek teslim ederler, ayrıca Kurban Bayramı zamanında 'Fakir ülkelere kesip dağıtıyoruz' denilerek kurban parası talep edilirdi. Sorumlular, himmet bedeli olarak toplanan paralar karşılığında makbuz vermezler, ne kadar meblağın üst sorumlulara aktarıldığını kimsenin bilme ihtimali yoktur çünkü bu paralar elden toplanır."
A.Ç, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) "cemaat" üyelerinin örgütle iltisaklı gazete ve dergileri okuması ve örgüt tarafından finanse edilen "cemaat"e ait okul ve dershanelere aile fertlerinden birinin gitmesinin yasak olduğunu belirtti.
Örgüt yöneticileri veya sorumlu kişilerin ankesörlü telefon veya kontörlü telefonlar üzerinden buluşma yeri belirlediğine işaret eden A.Ç, talimatların yüz yüze verildiğini söyledi.
"Dinle alakası olmayan bir profil çizmem istendi"
TSK'ya girmeden önce İstanbul'a çağrıldığını aktaran A.Ç, "Beni sınavlara hazırlayan şahısla buluştuk. Şahıs, askeriyede kılacağım namazın korku namazı olduğunu, teyemmümle abdest alacağımı, gözümle ima yoluyla namaz kılacağımı bana tarif etti. Arada sırada içki içen, kadına zaafı olan, dinle alakası olmayan bir profil çizmem istendi. İzinler, cuma, bayram dahil hiçbir namaza gitmeyeceğim hususlarını söyledi." ifadelerini kullandı.
A.Ç, Jandarma Okullar Komutanlığında görevli üst rütbeli komutanların genel ahlaki durumlarıyla ilgili kendisine zaman zaman sorular sorulduğunu anlatarak, bu sorulara bildiği kadarıyla cevap verdiğini kaydetti.
TSK'nın örgütte ayrı bir yeri olduğuna da değinen A.Ç, "Jandarma sorumlusu ayrıyken diğer kuvvetlerin ayrı sorumluları vardır. Örgüt içerisinde Silahlı Kuvvetler açısından en değerli birim GATA ve jandarmadır. Astlık ve üstlük, örgüte bağlılıkla ilgilidir, örgütteki geçmiş yılları, ne kadar uzun zaman içerisinde örgütte bulunduğuna ve ketum olduğuna bağlıdır." diye konuştu.
A.Ç, örgütten kopanlara, bir gün geri döneceği umuduyla "Ümit" kod adı verildiğini de sözlerine ekledi.