BAYBURT
Bayburt'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, örgütün sözde "il imamları"nın da aralarında yer aldığı 29'u tutuklu, 9'u firari 60 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Bayburt Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "kamu kurumlarını zarara uğratma" suçlarından tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları, yakınları ve tanık sıfatıyla dinlenecek kişiler katıldı.
Bazı sanıklar ile tanıkların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmanın ikinci gününde mahkeme, 32 tanığı dinledi.
Mahkeme heyetinin sorularını yanıtlayan tanık S.T, jant ve lastik üretimi alanında Bayburt merkezli faaliyet gösteren ve örgütle ilişkisi olduğu için kayyuma devredilen bir firmanın satış-pazarlama bölümünde geçmiş yıllarda çalıştığını söyledi.
Şirketin kayyuma devri yapılmadan önce yöneticilerle yaşadığı çeşitli problemler nedeniyle mahkemelik olarak ayrıldığını anlatan S.T, "O süreçte şirket genel müdürü A.H.K'nin yanına görüşmek için gittiğimde bana, 'Hakimler, bizim, avukatlar bizim, mahkemeler bizim. Sen bu davayı kazanamayacaksın, seni çok beklettireceğim, süründüreceğim.' dedi. Nitekim de öyle oldu, 4 yıl sürdü benim davam. Bu 4 yıl sonunda 2015 yılında mahkemeyi kazanabildim." dedi.
"Çin'de üretilen ürünleri Alman malı olarak satıyorduk"Tanık S.T, Bayburt merkezli faaliyet gösteren firmanın Almanya'da da işlerinin olduğunu ve Çin'de üretilen jantlar ile lastikleri Almanya'da üretilmiş gibi göstererek sattıklarını savunarak, şunları söyledi:
"Satış elemanıydık, benim görevim lastik ve jant satmaktı. Bize bunun konferansı yapıldı. Bu jantların Alman malı olduğu ve Almanya'da üretildiği, yine Alman malı olarak satılacağı söylendi. Daha sonra ürünler bize gelince kolilerin üzerine gerçekten 'Germany' yazılıydı. Koliyi açtığımızda ürünlerin Çin'de üretildiği ibaresi vardı. Bu durumla ilgili olarak Almanya'da bulunan patronumuz U.K, ürünleri müşterilerimize teslim etmeden önce kolileri açarak Çin ibarelerini kazımamızı istemişti. Biz de patronumuzun dediği gibi ürünleri müşterilere götürmeden önce kolileri açıp ürünler üzerindeki Çin ibarelerini tamamen kazıyorduk. Daha sonra açtığımız ürünleri yeniden poşetleyip koliye yerleştirerek müşterilere o şekilde gönderiyorduk. Yani bu şekilde Çin'de üretilen ürünleri Alman malı olarak satıyorduk."
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesinde örgütün sözde Bayburt il imamı olarak görev yaptığı belirlenen Ayhan I'nın yakını olan ve tanık sıfatıyla ifadesi alınan T.E. ise Ayhan I'nın örgütle herhangi bir bağının olmadığını öne sürdü.
Mahkeme başkanının, tanık T.E'ye daha önce emniyet ve savcılıkta verdiği, "Beni Bayburt'a akrabam olan Ayhan'ı getirdi. Onun evinde kaldım. Burada bana örgütün evlerinin sorumluluğunu vermişti." beyanlarının hatırlatılması üzerine, bu ifadeleri baskı altında verdiğini ileri sürerek reddetti.
Bunun üzerine savcı, tanık olarak ifadesi alınan T.E'ye reddettiği ifadelerin altında imzasının bulunduğunu anımsatarak, 'Şu an örgütün baskı ve tehdidi altında mısın?" sorusunu yöneltti. T.E, soruya "Hayır" yanıtını verdi.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenmesi ve müdafi avukatlarının savunma yapması için duruşmayı yarına erteledi.
dikGAZETE.com