Gündem

'FETÖ karanlık güçler adına dünyevi bir hakimiyeti hedefliyordu'

Prof. Dr. Salim Gökçen, "FETÖ örgütün hedefi, 'İslam'a hizmet' adı altında karanlık güçler adına dünyevi bir hakimiyet elde etmekti." dedi. - Anadolu Ajansı

'FETÖ karanlık güçler adına dünyevi bir hakimiyeti hedefliyordu'
13-07-2017 16:02

ERZURUM

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçmesi dolayısıyla terör örgütle ilgili bir analiz yapan Erzincan Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salim Gökçen,, FETÖ'nün nasıl kurulduğunu, kimlere hizmet ettiğini ve neleri amaçladığını tek tek kaleme alarak, geniş bir araştırma yaptı.

Araştırmasında çarpıcı sonuçlara ulaşan Prof. Dr. Gökçen, Türkiye ve Ortadoğu üzerinde hesapları olan küresel güçlerin maşa olarak kullandığı hain örgütün, İslam'ı kullanarak muhafazakar insanların dini emellerini nasıl istismar ettiğini anlattı.

"Örgüt için İslam dini, planlarını hayata geçirmek için bir araçtı"

Gökçen, yaptığı analizde, FETÖ yapılanmasının, 80'li yıllarda ABD'nin aralarında bazı Türk uzmanların yanı sıra birçok istihbaratçının da bulunduğu bir ekip tarafından hazırladığı "Türkiye'de İslam radikalizminin geleceği" konulu rapor ile başladığını belirtti.

Yapılanmanın "Dinlerarası diyalog" ve "İlımlı İslam" şemsiyesi altında hayat bulduğuna işaret eden Salim Gökçen, şunları ifade etti:

"Bunun neticesinde bu projelerin Türkiye'deki yürütücüsü olarak Fetullah Gülen seçilmiş, Gülen'in Papa II. Jean Paul'ü ziyareti ve yazmış olduğu mektup, örgütün uluslararası haline gelmesinde önemli bir rol oynamıştır. FETÖ yapılanmasının harekat planı 'din istismarı' üzerinden yürütülmüştür. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı rapor önemlidir. FETÖ yapılanmasına ve eylemlerine bakıldığında, bu örgütün birçok maskeyi ustalıkla kullandığı görülmektedir. Örgütün hedefi, 'İslam'a hizmet' adı altında karanlık güçler adına dünyevi bir hakimiyet elde etmekti. Örgüt için İslam dini, planlarını hayata geçirmek adına sadece bir araç durumundaydı. Din kisvesi altında faaliyet gösteren örgüt mensuplarının tavır ve davranışları tek tek ele alındığında, bunların Medine döneminde yaşayan münafıklar ile yarışacak derecede benzerlik gösterdikleri görülecektir."

"Bilinçli şekilde Kelime-i Tevhid'in sadece ilk kısmını öne çıkardılar"

Gökçen, "hastalıklı yapı" olarak nitelendirdiği FETÖ'nün kesinlikle dini bir yapılanma değil küresel hegemonların sinsi bir projesi olduğunu belirterek, FETÖ'nün, Kur'an ve Sünnet rehberliğinde değil belli bir 'üst akıl' ile sevk ve idare edilen, egemen güçlerin gizli emellerine hizmet eden bir yapı olduğunu dile getirdi.

FETÖ'nün, diyalog sürecine meşruiyet kazandırmak için Al-i İmran Suresi'nin 64'üncü ayetini istismar ettiğini aktaran Prof. Dr. Gökçen, şu değerlendirmede bulundu:

"Örgüt mensupları, bilinçli şekilde Kelime-i Tevhid'in sadece ilk kısmını öne çıkararak, Hazreti Muhammed'e iman etmeyenlerin de cennete girebileceğini öne sürmüşlerdir. Ülkenin insan ve maddi kaynaklarını da 'hizmet' adı altında heder eden, bunları karanlık odaklara peşkeş çeken bu yapılanma, pek çok ulusal, dini ve hümanist konuda olduğu gibi dinlerarası diyalog konusuna da araçsal bir mantıkla yaklaşmıştır. Bu çerçevede Batı toplumlarında kurgulanan İslamofobi, Cihadist İslam, İslami radikalizm gibi kavramları sorumsuzca bir kaldıraç olarak kullanmıştır."

Muhabir: Yunus Okur

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER