Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin 152'si tutuklu 270 sanığın yargılanmasında Ege Ordusu Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen’den sonra 57’nci Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nuri Başol'un savunmasına geçildi. Darbe girişimi sırasında hazırlanan sıkıyönetim listesinde İzmir ve Manisa sıkıyönetim komutan yardımcısı olduğu yer alan Mehmet Nuri Başol, iddianamede kendisine yönelik suçlamaları kabul etmediğini, darbeye iştirak etmediğini, devlet yanlısı olarak TSK’nın emir ve komutası içerisinde hareket ettiğini savundu. Kendisine bağlı birlikte darbeye kimsenin iştirak etmediğini, kendi kontrolü altında kışlada durulduğunu ifade eden Başol, “Ordu komutanının emirleriyle hareket ettim. Emrimde 2 bin 500 personel hareket ediyordu. Personele tarafımdan yazılı ya da sözlü bir talimatım olmadı. Ordu komutanımızla üç kez telefonda görüştüm. Birliğim hakkında bilgi verdim” dedi.
Sıkıyönetimin direktifleriyle hareket etmediğini talimat vermediğini öne süren Başol, “Eğer sıkıyönetim komutan yardımcısı olarak hareket etsiydim. Listede sıkıyönetim komutanı olarak bulunan Memduh Hakbilen’le görüşmem lazımdı. Ama ben ne görüştüm ne de telefonda konuştum. Ortada darbeye yönelik bir niyet ve kasıt yoktur. Eylem ve fiilde yoktur. Suçlamalar somut delillere dayanmıyor” dedi.
Darbe girişimini evde televizyondan öğrenmiş
Darbe teşebbüsünün evde bulunduğu sırada televizyon ve sosyal medyadan öğrendiğini, ardından birliğe gittiğini söyleyen Mehmet Nuri Başol, “Karargaha saat 23.00 gibi gittim. Bana hiçbir olumsuzluk olmadığı bilgisi verildi. Bu sırada bir mesaj gelmiş, benim sıkıyönetim komutan yardımcısı olduğuma yönelik. Emri incelemek içini odama gittim. Bu sırada ordu komutanı beni aradı. Bana yerimi sordu. Ardından sıkıyönetim emri için, ‘Bu emir geçersizdir. Benim emir ve komutamla hareket edeceksiniz’ dedi. Bende kendisine emredersiniz dedim” dedi.
"Darbe yapacak olsak kışladan her şekilde çıkardık"
Darbe teşebbüsünden sonra nizamiye kapısı önüne belediye araçlarıyla polise ait TOMA’ların da geldiğine savunmasında yer veren Mehmet Nuri Başol, “Darbeyle alakalı niyetim olsaydı, nizamiye önüne gelen araçlar engel teşkil etmezdi. Çünkü tek giriş ve çıkışımız yoktu. Alarm çıkış kapılarını da kullanabilirdik. Ayrıca envanterimizde, tank kadar olmasa da, top ve obüsler vardı, yine paletli araçlarımız vardı. Yani bir değil 5 - 6 tane otobüs yada TOMA'yı sürükleyebilirdi. Ben sıkıyönetim adına Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gelen emirleri, dikkate almadım. Emirleri odamda muhafaza ettim” dedi.
Havanın aydınlanmasından sonra evine traş olmaya gittiğini, bu sırada kendisini Bornova Jandarma Tabur Komutan Yardımcısının aradığını, hakkımda gözaltı kararı bulunduğunu söylediğini, kendisinin de gidip teslim olduğunu anlatan Başol, “Birlik komutanının birliğine gitmesi, anormal ve sıra dışı değil, gitmemesi anormal ve sıra dışıdır. Sıkıyönetim görevlendirmesi, bilgim ve iradem dışında olmuştur. Devlet yanlısı hareket ettim. Suçlamalar somut delillere dayanmıyor” dedi.
Tahliye talepleri reddedildi
Mehmet Nuri Başol’un da savunmasından sonra Mahkeme Başkanı Oktay Tabur, talepleri değerlendirdi. Mahkeme Başkanı Oktay Tabur, Memduh Hakbilen ve Mehmet Nuri Başol'un kaçma şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tahliye taleplerini reddetti.
Mihrap Düzöz-Sinan Yeniçeri
dikGAZETE.com