Eğitim

“Fatih Sultan Mehmet Dönemi Osmanlı Dünyası Disiplinlerarası Öğrenci Sempozyumu“

Fatih Sultan Mehmet ve Dönemi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Özcan: "Fatih Sultan Mehmet, devleti hem siyasi, askeri ve diğer alanlarda yükseltmekle kalmamış, aynı zamanda devleti ilk örgütleyen kalıcı bir şekilde teşkilata bağlayan bir hükümdar olarak tarihe geçer"

“Fatih Sultan Mehmet Dönemi Osmanlı Dünyası Disiplinlerarası Öğrenci Sempozyumu“
27-04-2018 17:02

İSTANBUL

Fatih Sultan Mehmet (FSM) Vakıf Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet ve Dönemi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Abdülkadir Özcan, "Fatih Sultan Mehmet, devleti hem siyasi, askeri ve diğer alanlarda yükseltmekle kalmamış, aynı zamanda devleti ilk örgütleyen kalıcı bir şekilde teşkilata bağlayan bir hükümdar olarak tarihe geçer." dedi.

FSM Vakıf Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet ve Dönemi Uygulama ve Araştırma Merkezi'nce düzenlenen "Fatih Sultan Mehmet Dönemi Osmanlı Dünyası Disiplinlerarası Öğrenci Sempozyumu" başladı.

Üniversitenin Üsküdar'daki Yerleşkesi'nde düzenlenen sempozyumun açış konuşmasını yapan Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Abdülkadir Özcan, bu sempozyumun, kurdukları merkezin ilk etkinliği olduğunu söyledi.

Fatih Sultan Mehmet döneminin, Osmanlı tarihinin en önemli kırılma noktası olduğuna işaret eden Özcan, şöyle konuştu:

"Çünkü devlet daha önce bazı badireler atlatmış. İstanbul'un fethinden sonra da artık yükselişe geçmiş ve toparlanmıştır. Dolayısıyla Fatih Sultan Mehmet, devleti hem siyasi, askeri ve diğer alanlarda yükseltmekle kalmamış, aynı zamanda devleti ilk örgütleyen kalıcı bir şekilde teşkilata bağlayan bir hükümdar olarak tarihe geçer. Bunun kanun yapıcılığı öndedir. Ama fetihlik karakteri daima öne geçmiştir. Ebü-l Fetih diye anılır. Halbuki Ebü-l Kavanin denilmesi uygundur ona. 'Bütün kanunların babası' anlamına gelir."

"1453, huzurla tanışmanın başlangıcı..."

FSM Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Andı da kişiler gibi kurumların da isimlerinden aldıkları rüzgarla anlam kazandıklarını ifade etti.

Her isimlendirmenin aslında ismin sahibine, bir temsil, aidiyet ve kabul anlamı kattığını vurgulayan Andı, "Bizim örfümüzde Müslüman olur olmaz bir Müslüman ismi almasının anlamı da budur. İsmin getirdiği temsiliyet. Bizim örfümüzden gelen bu aidiyetin temsil ediciliği misyonun farkında olmamız gerekiyor. Biz farkında olsak da olamasak da birileri bunun farkında." dedi.

Andı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir zamanlar zulüm 1453'te başladı diyenler bunun farkındaydılar. Duvarlara böyle yazdılar. Oysa biz o zulüm 1453'te başladı diyenlerin yanlış, çarpık bakış açılarının tersine ve inadına 1453'ü bu topraklar için bir başlangıç olarak kabul etmek zorundayız.

Ama bu başlangıç bu toprakların zulümle tanışma başlangıcı değil, şerefle adaletle hakkaniyetle huzurla tanışma başlangıcıdır bizim için. Böyle kabul ettiğimiz içindir ki biz bu topraklarda bir varlık hikayemizi anlatmaya başladığımızda 1453'ü bir başlangıç noktası kabul ediyoruz.

Ama tarih geçmişte olan değil, bizim bugünkü hayatımızı yapandır. Tarih bugünün insanının birikimi içinde anlamlıdır. Geçmişte olduğu şekliyle anlamlı değildir. Böyle olduğu için Fatih Sultan Mehmet veyahut İstanbul'un fethini bugün bizim hayatımıza kattığı anlam çerçevesinde nasıl yorumluyorsak o öyledir.

Çünkü tarih bilgisi kadar bir de tarih bilinci vardır. Tarih bilinci her zaman tarih bilgisiyle atbaşı gitmeyebilir. Tarih bilgisi, tarih bilincini beslediği oranda zaten anlamlıdır".

Sempozyum iki gün sürecek.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER