Fatih’in İstanbul’un fethinden sonra gerçekleştirdiği işlerini ve sebeplerini Fatih Vakfiyesi’nde çok net ifade ettiğini belirten Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVU) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eyüp Sabri Kala, Fatih Sultan Mehmet’in Vakfiyesinde “Ben Fetihten önce Allah'a ‘eğer Fetih gerçekleşirse tüm malımı vakfedeceğim’ diye bir söz vermiştim. Şimdi bu sözü yerine getiriyorum” sözlerine yer verdiğini belirtti. “Ve fetihten sonra ilk icraatlarından birisi tüm malını vakfetmesi oldu” diyen Yrd. Doç. Dr. Kala, “Yine fethe bakış açısını Peygamber Efendimizin bir hadis-i şerif'ine dayanarak çok güzel ifade ediyor. Fethi ‘küçük cihat’ olarak görüyor ama kurduğu vakfa tüm malını bağışlamasını ‘büyük cihat’ olarak görüyor” açıklamalarında bulundu. Fatih’in İstanbul’u nasıl imar ettiğini de aktaran Kala, açıklamalarına şöyle devam etti: “Yine kendi ifadesiyle güzel bir beyit; ‘Hüner bir şehr bünyâd etmektir; Reâyâ kalbin âbâd etmektir.’ Yani kendisi İstanbul'u fethetmiş, çağ açıp çağ kapatmış büyük bir komutan ama fethi o kadar önemsemiyor. Zaten bir Timur'dan, Cengiz'den, Büyük İskender'den ayrıldığı nokta da bu. Diğer komutanlar yıkıcılıklarıyla tanınırken Fatih, ‘Benim hünerim yeni bir şehir kurmak ve halkımın kalbini fethetmek’ diyor, hüneri bu şekilde tanımlıyor ve yaptığı bütün işleri de bu çerçevede sıralıyor.”
“PAŞALARIYLA BERABER 53 MAHALLE KURDU”
İstanbul’un bir Müslüman şehri haline gelmesinde etkili olan işlere de değinen Kala, “Kendisi büyük bir vakıf kuruyor. Bu vakfı kurarken mevcut kiliselerden bazılarını camiye çevirerek vakfediyor. Onun dışında kendi kurduğu yerler de var. Kendi yaptıklarının dışında ise komutanlarına; ‘Gerek Fetih hakkı olarak aldıkları ganimetlerden gerekse kendi mallarınızdan İstanbul'da bir yer belirleyeceksiniz ve o yerde vakfınızı kurup kendi isminizle birlikte bir mahalle teşkil edeceksiniz" şeklinde bir emir veriyor. Ve bu emir neticesinde de o dönemde 53 civarında mahalle kuruluyor. Bu şekilde İstanbul'un hemen hemen tüm bölgelerinde Fatih Sultan Mehmet Han hem kendisi hem de paşalarıyla birlikte büyük bir imar faaliyetine giriyor ve İstanbul'u bir Müslüman- Türk şehri haline getiriyor” dedi.
“5 VAKFIN BİRLEŞMESİYLE FATİH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNİVERSİTESİ KURULDU”
Fatih’in ilme çok önem verdiğini söyleyen Kala, “Fatih ilme de çok büyük önem veriyor. Fetihten sonraki ilk icraatı da bu yönde oluyor. Eğitimi bir hayli ön plana çıkaran bir yapısı var. Cumhuriyet döneminde medreseler kapanınca ‘Sahnı Seman’ yani Fatih Medreseleri de kapanıyor. Yakın tarihlere geldiğimizde ise Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün mazbut vakıflar denen ‘Sultan Vakıfları’nı hayır hizmetlerini canlandırma anlamında yaptığı çok büyük bir hamlesi var. Kanun ve anayasada vakfiye şartlarının günümüze uymaması halinde bunların günümüze uyarlanabileceğine dair 2008 yılında çıkarılan kanun maddesi. Buna istinaden başta Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı olmak üzere diğer 4 vakfın da birleşmesiyle birlikte şu anda hizmet verdiğimiz Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi kuruluyor. Bu, Fatih'in eğitim hizmetlerinin ihyası anlamında çok büyük bir girişimi ve hamlesi oldu” diyerek sözlerini noktaladı.