Körfez krizinde tarafsız kalmayı tercih ederek ara buluculuk teklifi yapan Fas ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında krizin patlak verdiği 2017'den bu yana soğuk rüzgarlar esiyor.
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita'nın bu ay gerçekleştirdiği Körfez turu kapsamında BAE'yi ziyaret etmemesi iki ülke arasındaki gerginliği bir kez daha gözler önüne serdi. İki ülke arasındaki kriz, son olarak BAE'nin Rabat Büyükelçisi Ali Salim el-Kabi'nin, "Abu Dabi'den gelen acil talep doğrultusunda" Fas'tan ayrıldığı iddiasıyla yeniden gündeme geldi.
Fas'taki bazı basın kuruluşlarının haberlerinde yer verilen iddiada, Büyükelçi Kabi'nin geçen hafta sürpriz bir şekilde Fas'tan ayrılarak ülkesine döndüğü öne sürülürken, Fas hükümetinden konuyla ilgili açıklama yapılmadı.
Fas Hükümet Sözcüsü Mustafa el-Halfi, başkent Rabat'ta dün düzenlediği haftalık basın toplantısında BAE Büyükelçisiyle ilgili soru üzerine, "Bu konuda yorumum yok." ifadelerini kullandı.
Rabat-Abu Dabi ilişkilerini AA muhabirine değerlendiren Faslı uzmanlar, BAE Büyükelçisiyle ilgili iddialar görmezden gelinse dahi iki ülke arasında aylardır "sessiz bir kriz" olduğunu belirtti.
Rabat ile Abu Dabi arasında "sessiz kriz"Faslı uluslararası ilişkiler uzmanı Selman Ebu Numan, "Rabat ile Abu Dabi arasında aylardır sessiz bir gerginlik yaşanıyor. BAE'nin Rabat Büyükelçisi konusundaki iddiaların doğruluğundan bağımsız olarak, bu gerginliğin daha da büyümesine yol açacak üzerinde anlaşmaya varılamayan birçok dosya var." dedi.
Ebu Numan, "İki ülke arasındaki en önemli anlaşmazlık, Fas'ın Geniş Mağrip'in bir parçası olarak kalması esasına dayanarak, Libya'da istikrarı sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği Suheyrat Anlaşması'nın BAE tarafından feshedilme girişimidir." diye konuştu.
Libya'daki General Halife Hafter'in Trablus'a düzenlediği saldırıya doğrudan destek vermenin ve uluslararası meşruiyet tarafından desteklenen uzlaşının iptali yoluna gidilmesinin, Fas'ın bölge istikrarını destekleme çabalarının "arkadan bıçaklanması" anlamına geleceğini söyleyen Ebu Numan, Hafter güçlerinin saldırısının 14-16 Nisan'da Libya'da BM gözetiminde gerçekleştirilmesi planlanan ulusal diyalog konferansını da akamete uğrattığını vurguladı.
Fas-BAE ilişkilerinde açılım beklenmiyorİki ülke ilişkilerinde herhangi bir açılım ihtimaline ilişkin Ebu Numan, şu anda böyle bir gelişme beklemediğini, aksine tüm göstergelerin daha fazla kriz yaşanabileceğini işaret ettiğini dile getirdi.
Ebu Numan, bu gerginliğin sona ermesinin, bölgesel müdahalelerin seyri, hacmi ve yöntemi ile bağlantılı olduğunu aktardı.
Fas'ın Tatvan kentinde yer alan Abdulmelik es-Sadi Üniversitesinin İktisat ve Hukuk Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammed Umrani ise, "Bir süredir Fas ile BAE arasındaki krizin göstergeleri aşikar ancak büyükelçiyi geri çağırma derecesine ulaşmadı." ifadesini kullandı.
"Krizin temelinde Fas'ın bağımsız politikaları var"Umrani, daha önce de birçok kez gündem ve dosyaların niteliği açısından bazı ülkelerin Körfez turlarına dahil edilmediğine işaret ederek, Fas Dışişleri Bakanı Burita'nın gerçekleştirdiği tur kapsamında BAE'yi ziyaret etmemesinin krizin büyümesi anlamına gelmeyeceğini savundu.
"İki ülke arasındaki krizin ana noktası, Fas'ın Körfez ülkelerinden bağımsız olarak kendi politikasına sahip olma arzusudur." diyen Umrani, Fas'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail-Filistin arış planı olarak öngördüğü "Yüzyılın Anlaşması" konusunda BAE ile Suudi Arabistan'ın aksine memnuniyetsizliğini dile getirdiğini, bunun gibi büyük dosyalarda da egemen tavrını ortaya koyduğunu belirtti.
Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır yönetimlerinin 5 Haziran 2017'de Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleri Körfez bölgesinde krize yol açmıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com