RABAT
Faslı uzmanların bir kısmı eril ideolojinin sadece erkeklerle sınırlı olmadığını ifade ederken bir kısmı ise şiddetin, toplumdaki bir dizi değerin çökmesinden kaynaklandığını dile getiriyor.
Fas Aile, Dayanışma, Eşitlik ve Sosyal Gelişim Bakanlığı 14 Mayıs'ta ülkede kadına yönelik şiddetin yayılmasıyla ilgili 2 Ocak - 10 Mart dönemini kapsayan araştırmanın sonuçlarını açıkladı.
Araştırma sonuçları, ülkede kadına yönelik şiddetin yaygınlık oranının yüzde 54,4 olduğunu, 25-29 yaş arası kadınların yüzde 59,8 daha fazla şiddete maruz kaldığını ortaya koydu. Sonuçlarda, ülkede kadına yönelik şiddet artarken, erkeklere yönelik şiddet vakalarında da artış yaşandığına dikkat çekildi.
Erkek Haklarını Koruma Ağına, kurulduğu 2008'den beri erkeklere yönelik şiddetle ilgili yaklaşık 24 bin şikayet geldiği ve bunların yüzde 25'inin fiziksel şiddetle ilgili olduğu ifade ediliyor.
Ağın elde ettiği verilere göre erkekler, fiziksel şiddetin yanı sıra evden kovulma, mal varlıklarına el konulma, çocuklarının gösterilmemesi gibi şiddet türlerine maruz kalıyor.
İlk defa bir ulusal araştırma...
Fas, tarihinde ilk defa erkeklere yönelik şiddetin yaygınlığını ve şekillerini ölçmek için Planlama Yüksek Komiserliği tarafından "Erkeklerde ve Kadınlarda Hayatın Gerçekleri 2019" başlığı altında ulusal bir araştırma başlatıldı.
Araştırmanın amacı; Faslı aile üyelerinin, hem halka açık hem özel alanlarda, iş yerinde, internet üzerinden ya da evlerinde yaşadıkları şiddet biçimlerine ilişkin görüşlerini incelemek.
Ülkenin farklı kentlerinde şubat ayında başlatılan ve 15-74 yaşları arasındaki yaklaşık 3 bin erkeği kapsayan araştırmanın sonuçlarının bu ay yayımlanması bekleniyor.
Sidi Muhammed bin Abdullah Üniversitesinde Sosyoloji Profesörü Ahmed Şerak, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Şiddet tek millettir, kadınlardan erkeklere yönelik de olsa tersi de olsa fark etmez." ifadesini kullandı.
Şerak, "Ataerkil toplumda bilinen şey, erkek şiddet uygulayan, kadın ise şiddete maruz kalan taraftır. Bu durum gelişme yolunda ilerleyen toplumlarda fiziki, gelişmiş dünyada ise sembolik olarak yaşanır ancak eril ideoloji erkeklerle sınırlı değildir, bazen kadınlara da uzanabilir ve herhangi bir yetki sahibi olduklarında erkeklere şiddet uygulayabilirler." dedi.
Sosyoloji Profesörü Şerak, "Erkeklik ideolojisi erkek oldukları için sadece erkeklerin zihnine değil tüm topluma sirayet ediyor. Elinde güç ya da yetki bulunduran herkes teorik olarak karşı tarafa şiddet uygulayabilir." ifadesini kullandı.
"Değerlerin çökmesi şiddeti ortaya çıkarır..."
Faslı akademisyen ve sosyoloji araştırmacısı Ali eş-Şabani de "Şiddet boş yere ortaya çıkan bir şey değildir. Şiddet, toplumda birtakım değerlerin çökmesinden doğuyor.
Saygı, başkalarını takdir etme ve sabır gibi değerler üzerine yetiştirmenin yokluğu, insanı sadece dar çıkarlarını savunur hale getiriyor ve haksız da olsa kendisini haklı sayıyor, bu da şiddeti doğuruyor." dedi.
Erkeğe yönelik şiddet olgusuna da değinen Şabani, bu tür şiddetin de her zaman var olduğunu ancak erkeğin bunu açıklamaktan utanç duyması gibi nedenlerden dolayı erkek tarafından gizli tutulduğunu savundu.
"Erkekler şiddeti açıklamaktan utanıyor"
Şabani, toplumun eril olarak nitelendirilmesinin erkeğin kadından şiddet gördüğünü açıklama konusundaki utancını daha fazla artırdığını dile getirdi.
Erkeklere yönelik şiddetin artık medya, sosyoloji ve psikoloji çalışmaları ile ön plana çıktıktan sonra kapalı salonlarda gizli kalmadığını aktaran Şabani, "Kadınlar artık eskisi gibi erkeğin şiddetini kabul etmez hale geldi ve daha da ileri giderek çoğu zaman kadının kendisi şiddeti başlatarak erkeğe üstün gelmeye çalışıyor" dedi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com