GAZİANTEP/HALEP
Güzelliği ve çilesi türkü ve filmlere konu olan Ezo Gelin'in yaşamının bir bölümünü geçirdiği köy de Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Suriye'de terör örgütlerinden kurtarılan yerleşim birimleri arasında yer aldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri Müşterek Özel Görev Kuvveti ve Koalisyon Hava Kuvvetlerince Suriye'nin kuzeyinde terör tehditlerine karşı başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı devam ediyor. Özgür Suriye Ordusu'na bağlı askerler Cerablus'un ardından kentin çevresinde bulunan köyleri de terör unsurlarından arındırdı.
Bu köylerden biri de adına türküler söylenen, hayatı filmlere konu olan Ezo Gelin'in yaşadığı Kozbaş oldu. Ezo Gelin'in akrabaları, 2,5 yıl terör örgütü DAEŞ'in hakimiyetinde kalan köylerinde aylar sonra özgürce yaşıyor.
Kozbaş'a giden AA ekibi, köy sakinlerinin Ezo Gelin'in hatıralarına ve özgürlük sevincine tanıklık etti.
"Türkiye olmasa kabus görecektik"
Köyün sakinlerinden 82 yaşındaki Halil Abarki, Ezo Gelin'i dün gibi hatırladığını ve çok güzel bir kadın olduğunu söyledi.
Köyün sokaklarında her gün onunla karşılaştığını anlatan Abarki, "Kocasını cezaevine götürdüler orada çok yattı. Fakirlerdi. Hiçbir zaman güzel gün görmedi ve öylece öldü. Köyde sürekli Türkçe şarkılar söylerdi. O öldükten sonra buradaki insanlar onun ismi üzerine şarkılar söylemeye başladı. Ben de gençken onun şarkılarını bilirdim ve söylerdim. Ezo Gelin eşekle sürekli su taşırdı. Hep o geliyor aklıma." diye konuştu.
90 yaşındaki Adle Şığ da arkadaşı Ezo Gelin'i anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.
Kendisinin gençken Ezo Gelin adında bir türkü yazdığını ifade eden Şığ, türküsünün civar köylerdeki gençler tarafından söylendiğini belirtti.
Şığ, Ezo Gelin'i şöyle anlattı:
"Çok güzeldi. Kolları geniş ve uzundu. Saçları beline kadar gelirdi. Gözleri siyah ve büyüktü. Ben onu hiç kimseye benzetemezdim. Onunla çok işi beraber yapardık."
Ezo Gelin'in üvey oğlu Hilmi Abuzer de babasının Ezo Gelin'i çok sevdiğini ifade etti.
Köylerinin yakın zamanda terör örgütü DAEŞ'ten temizlendiğini ifade eden Abuzer, "Elhamdülillah özgürlüğümüze kavuştuk. DAEŞ zulmü altında yaşıyorduk. Şimdi çok şükür Türkiye sayesinde yaşamımız daha rahat oldu." dedi.
Görüntüsünün çekilmesini istemeyen köy sakinlerinden Abdülcelil Zübeydi de DAEŞ'in köylülere her konuda baskı yaptığını ve onların İslam dini ile hiçbir bağının olmadığını vurguladı.
Köydeki gençlerin DAEŞ zulmünden kaçarak Türkiye'ye sığındığını anlatan Zübeydi, şunları kaydetti:
"Türkiye bizi bunlardan kurtardı, yoksa hala kabus görmeye devam edecektik. Hayatımız hayat değildi. Dışarıya çıkamıyorduk. Şükürler olsun Türkiye operasyon başlattı bizi, civar köyleri, eski hatıralarımızı bunun yanında Ezo Gelin'in hatıralarını ve anılarını da kurtardı."
Ezo Gelin
Asıl adı Zöhre Bozgeyik olan Ezo Gelin, 1909'da Gaziantep'e bağlı Uruş köyünde dünyaya geldi. Çocukluğundan itibaren "Ezo" diye çağrılan Zöhre, güzelliğiyle dillere destan oldu. Çok sevmesine rağmen berdel usulüyle evlilik yapmak zorunda kalan Ezo Gelin, 1936'da Cerablus'un Kozbaş köyünde oturan teyze oğlu Memey ile (Mehmet) evlendirildi.
Bir süre sonra hastalandı ancak çok yoksul olduklarından kocası onu tedavi ettiremedi. Güzelliği, aşkı ve vatan hasretiyle nam salan Ezo Gelin'in hikayesi dilden dile dolaştı. Adına türküler yakılan, hayatı filmlere konu olan ve yaptığı bir çorbaya da adı verilen Ezo Gelin, 1956 yılında vefat etti.
Vasiyeti üzerine Türkiye sınırında bulunan Bozhüyük köyünde bir tepeye defnedilen Ezo Gelin'in mezarı, 1999 yılında Gaziantep'in Oğuzeli ilçesine taşındı.
dikGAZETE.com