Çevre-Hayat

Ezber bozan kadın: İlk üniversitenin kurucusu Fatma El Fihri

Dünyanın ilk üniversitesi Karaviyyin Medresesinin kurucusu ilim kadını Fatma el-Fihri'nin Afrika ve Batı bilim ve kültürüne etkisi Ankara'da düzenlenen panelde ele alındı.

Ezber bozan kadın: İlk üniversitenin kurucusu Fatma El Fihri
08-03-2018 19:02

ANKARA

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından dünyadaki ilk üniversite kabul edilen Karaviyyin Medresesini 859 yılında Fas Krallığı'nda kuran Tunus doğumlu Müslüman ilim kadını Fatma el-Fihri Ankara'da düzenlenen bir panelde anıldı.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (AYK) bünyesindeki Türk Tarih Kurumu (TTK) ve Gazi Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen panele, AYK Başkanı Prof. Dr. Derya Örs'ün yanı sıra Tunus, Nijer, Benin'in Ankara Büyükelçileri ile Afrikalı sefireler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

"Ne kraliçe, ne de prensesti. Sadece halktan bir kadındı"

Panelde konuşan Fransız Rouven Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Foued Laroussı, Fihri'nin bütün bilgisini ve parasını Fas'ın eski başkentlerinden Fes'in ilk yerleşim merkezi olan "Medine"deki Karaviyyin Medresesine aktardığını anlattı.

Karaviyyin Üniversitesi'nin felsefe, tarih, astronomi, tıp gibi alanlarda çok sayıda değerli öğretmen ve öğrenciye ev sahipliği yaptığına dikkati çeken Laroussı, "Bu kadın ne bir kraliçe ne bir prenses ne de güçlü bir hükümdarın kızıydı. Sadece halktan bir kadındı. Bu yönü eserinin gücünü yansıtıyor. Babasından kalan bütün mirası dine ve bilgiye olan aşkına harcadı." diye konuştu.

Laroussı, 1662'de Tunus'un ilk hastanesini kuran Türk asıllı Aziza Osmana'nın da 8 Mart vesilesiyle anılması gerektiğini vurguladı.

"Karaviyyin Medresesi tüm Akdeniz Havzası'nın meşalesi olmuştur"

Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suna Ağıldere de, Türkiye'nin dış politikasında Afrika'ya yönelik izlediği açılım politikasının önemini vurgulayarak, Türkiye'de Afrika ile ilgili siyaset ve ekonomi alanında yürütülen akademik çalışmaların kültür alanındaki tezlerle de zenginleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ağıldere, Kayrevan şehrinde dünyanın ilk üniversitesini kuran Fihri'ye ilişkin, "Hiç şüphesiz, Fatma el-Fihri, yenilikçiliğin, cesaretin ve çalışma azminin timsali Müslüman bir kadın olarak günümüz bilim dünyasının ilham teşkil eden figürlerinden biri olmaya devam etmektedir." dedi.

Afrika'da ve Avrupa'da adına akademik değişim programları ve ödüller düzenlenen Fihri'nin dünyada ve Türkiye'de hak ettiği ölçüde tanınmadığını vurgulayan Ağıldere, "İlk üniversitenin kurucusu olan Fatma el Fihri'nin hayatını vakfettiği eğitim kurumu sadece Afrika'nın değil, tüm Akdeniz Havzası'nın meşalesi olmuştur." diye konuştu.

Ağıldere ayrıca Türk asıllı Osmana'nın vakıf aracılığıyla Tunus'ta kurduğu hastanenin tıp tarihi açısından taşıdığı öneme de dikkati çekti.

Hastanenin bir hamamı olduğunu, hastaların ancak o hamamda temizlendikten sonra kabul edildiğini anlatan Ağıldere, Tunus'un Fransa hakimiyetinde olduğu dönem Fransız hekim Charles Nicolle'nin çok yaygın olan tifüs hastalığının bu hastanede alınan basit hijyenik önlemlerle yayılmadığını ve tedavi edildiğini fark ettiğini anlattı.

Ağıldere, "Bu tespit 1928'de Nicolle ve ekibine Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülünü kazandırıyor. Ancak bu Nobel Tıp Ödülü Tunus'a değil, Fransa'ya gidiyor. Aradaki bağlantı, bir Türk tarafından kurulan hastane üzerinden tıp ödülü alınması çok önemli." diye konuştu.

Muhabir: Nazlı Yüzbaşıoğlu

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER