Genel

Ev karantinasında aşırı kaygıdan uzak durup kendinizi yeniden keşfedin

Prof. Dr. M. Ülgen, koronavirüs salgını nedeniyle toplumun büyük bir kesiminin eve kapandığı bu dönemde iç dünyasına yönelenlerin bu süreci kendisini yeniden keşfecek şekilde değerlendirmesi önesinde bulundu.

Ev karantinasında aşırı kaygıdan uzak durup kendinizi yeniden keşfedin
29-03-2020 16:17

İSTANBUL(AA) - İstinye Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Rita Krespi Ülgen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından dolayı evlerinde kendilerini karantinaya alanların, bu salgından nasıl korunacağı, aşının ne zaman bulunacağı gibi belirsizliklere aşırı yoğunlaşmalarının sakıncalı olduğunu söyledi.

Bu süreci evlerde geçirirken insanların kontrol edebilecekleri durumlara odaklanarak ruh sağlıklarını koruyabileceklerini ifade eden Ülgen, "Koronavirüs salgınında kimse kimseden üstün değil. Hepimiz aynı gemideyiz. Herkes Koronavirüsten etkilenebilir. Herkese eşit uzaklıkta. Herkes aynı süreci yaşıyor. İnsanları ayrıştıracak mesajlardan uzak kalalım." dedi.

Ülgen, bu süreçte bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenmenin önemini vurgulayarak, aşırı kaygının da sağlığı olumsuz etkileyeceğini kaydetti.

Aşırı kaygının olumsuz gücünün fark edilmesi gerektiğini belirten Ülgen, şöyle devam etti:

"Kaygı arttığı vakit hayat zorlaşır. Aşırı kaygı bağışıklık sistemine yük getirecek. Kaygıyla baş etmeyi öğrenmeliyiz. Felaket tellallığı yapmaktan kaçınmalıyız. Özellikle sosyal medyayı bu açıdan seçici kullanmaya özen göstermeliyiz. Bunun için akıllı telefonlarımızdaki uygulamalardan yararlanılabilir, çeşitli egzersizler yapabiliriz. İşe gidiyormuşuz gibi aynı saatte uyanıp, aynı rutine devam etmek yararlı olacak. Evde yalnız olduğumuz için sosyal bir örüntünün içinde değiliz. Bu süreçte farkında olmadan kendimize dönebiliriz. Bu dönüş bazen zararlı olabilir, korkularımızı kurcalayabiliriz. Bunun yerine yapılacak başka şeyler var. Bu süreci içimize dönmek, kendimizi değerlendirmek, yeniden keşfetmek için kullanabiliriz. Bu belirsiz, olumsuz durumdan pozitif anlamlar çıkartabiliriz. Belki bu durum bizim sevdiklerimizin kıymetini daha çok anlamamıza, küskünlüklerimizi sonlandırmamıza yarayabilir. Sağlıklı yaşamaya, beslenmemize dikkat etmeye karar verebiliriz. Bu doğrultuda yeni amaçlar belirleyip, ilerleyebiliriz. Ertelediğimiz, ihmal ettiğimiz şeyler olabilir. Belki isteyip de okuyamadığımız kitapları okuyabiliriz, belki yazı yazabiliriz, belki çocuklarımızla birlikte vakit geçirecek zamanımız olmadı, bunları yapabiliriz. Önceliklerimizi gözden geçirebiliriz. Yani 'Şimdiye kadar yaptıklarımız insan olarak bizi ne kadar tatmin ediyor, bunlar toplum için ne kadar yararlı, isteklerimiz, önceliklerimiz neler.' diye düşünebiliriz ve önceliklerimizi belirleyebiliriz."

Prof. Dr. M. Rita Krespi Ülgen, mail ve WhatsApp üzerinden iletişim kurulan, uzun süredir görüşülmeyen aile yakınları ve arkadaşlarla telefonla konuşarak iletişim kurmanın evde yalnız kalanlar için faydalı olacağını söyledi.

Koronavirüs salgını geçmişte yaşanan travmaları tetikleyebilir

Geçmişte farklı olaylarla baş etmek için kullanılan yöntemlerin bazı kişiler için bu dönemde işe yaramayabileceğini dile getiren Ülgen, geçmişte yaşanılan bir travma ya da doğal bir afetin bıraktığı etkinin koronavirüs salgınında tekrarlanabileceğini kaydetti.

Ülgen, eski travmaların bu salgınla ilgili yaşanan kaygıyı daha da artıracağını belirterek, "Bu durumda olanların, uzmanlardan yardım alması gerekir. Bazen egzersiz yapmak, komedi filmi seyretmek, sıcak duş almak gibi yöntemler bizi rahatlatır. Bazen de problem odaklı yöntemler kullanmamız gerekir. Arada bir haberleri izlemek, güvenilir kaynaklardan bilgi almak problem odaklı baş etme yöntemleridir. Bazı kişilerde ise bu işe yaramayabilir. Olayları kurcalama kaygı düzeyini artırınca yardım alınması gerekir." diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER